- 869 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Tevbe Üzerine
Niçin tevbe…
Tevbe Allah aşkının meyvesidir…Tevbe nefs-i emmare ile kavgadır…Allaha , Allah aşkına dönüştür…
“ ... Tevbe eden, inanan ve yararlı iş yapan, sonra doğru yola giden kimseyi bağışlarım” ( Taha; 82)
“Ey iman edenler! Kalpten samimi bir şekilde tevbe ederek Allah’a dönün.” (Tahrim; 8)
"Ey iman edenler! Hepiniz toptan Allah’a tevbe ediniz, umulur ki kurtuluşa erersiniz." (Nur; 31) Diğer
Niçin tevbe…
Tevbe kötü hareketlere son vermedir…
“O (Allah) kullarının tevbesini kabul eden, kötü hareketlerini bağışlayandır.” (Şûra; 25)
Zinnûn-i Mısrî kuddise sırruh şöyle buyurmuştur: "Her bir âzânın tevbesi vardır. Kalp ve gönlün tevbesi, şehveti terketmek için niyet etmektir. Gözün tevbesi, harama bakmayıp, gözü haramdan sakındırmaktır. Dilin tevbesi, kötü söz söylemekten, insanları çekiştirmekten, koğuculuk yapmaktan kaçınmaktır. Kulağın tevbesi, kötü ve yaramaz sözleri dinlememesidir. Ayağın tevbesi, yasak edilen kötü yerlere gitmemesidir. Ağzın tevbesi, haram yemekten kendisini korumaktır. Tenasül uzvunun tevbesi ise fuhuştan uzak durmaktır."
Niçin tevbe…niçin Allaha dönüş…
Allahtan başka günahları bağışlayacak biri yok…
"Onlar; kötü bir iş işledikleri yahut nefislerine zulmettikleri zaman Allah’ı anıp hemen günahlarından tevbe ve istiğfar ederek mağfiret dileyenlerdir. Zaten günahları, Allah’tan başka kim affedebilir? Bir de onlar işledikleri günahta, bile bile ısrar da etmezler." (Al-i İmran; 135)
´Elbette Allah kendine dönüp tevbe edenleri bağışlayıcıdır´ (İsra/25)
O küfredenlere de ki: Eğer peygambere düşmanlıktan vazgeçerlerse geçmişteki günahları bağışlanır! (Enfâl/38)
Peygamber Efendimiz (S.A.V), ’de bir hadis-i şeriflerinde; “Ey insanlar! Allah’a tevbe edin ve O’ ndan bağışlanma dileyin. Doğrusu ben, günde yüz defa tevbe ediyorum.” (Müslim) buyurmuştur.
Tevbe edenlerden olun…
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
Mümin, günahını dağ gibi görüp, üstüne düşeceğinden korkar. Münafık ise, burnunun üzerine konan ve hemen uçacak sinek gibi görür. [Buhari]
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
Ufacık bir günahtan kaçınmak, bütün cin ve insanların ibadetleri toplamından daha iyidir. [R.Nasıhin]
İnsan tevbe etmekle, Allah-u Zülcelal’ i ferahlandırdığı gibi, en büyük düşmanı olan şeytanın da belini kırmaktadır. Rivayet edildiğine göre, şeytan demiştir ki; “Ben günah yaptırmak suretiyle ademoğlunu helak ettim, oda bu günahlardan tevbe etmekle beni helak etti.” İlim meclisinden sohbetler,Seyda Muhammed Konyevi )
Hasan-ı Basri’den (Rahmetullahi Aleyh) rivayet edildiğine göre, Allah-u Zülcelal şeytanı dergahından kovunca, şeytan Allah-u Zülcelal’e: "Ululuğun hakkı için, ademoğlunun ruhu cesedinden ayrılmadıkça, bende onu rahat bırakmam." dedi. Allah-u Zülcelal de şeytana şu cevabı verdi: "Ululuğum ve Yüceliğim hakkı için, ben de kulumun canı boğazına gelinceye kadar tevbe kapısını önünde açık tutarım."
Zünnun-i Mısrî şöyle demiştir: ´Allah´ın bir kısım kulları vardır: Günahların ağaçlarını kalplerinin göreceği bir yere diktiler. Onu tevbe suyu ile suladılar. O pişmanlık ve üzüntü meyvesini verdi. Delilik olmaksızın onlar delirdiler. Dil kekelemesi olmaksızın onlar dilsiz oldular. Oysa fasih ve beliğlerin, Allah ve Hz. Peygamberi bilenlerin ta kendileriydiler. Sonra safa kadehiyle (hayat suyunu) içtiler. Uzun belâya karşı sabrı, geçmişlerinden devraldılar. Sonra kalpleri melekût âlemine hayran kaldı. Fikirleri ceberrûtun perdeleri arasında gezdi. Pişmanlık revakının altında gölgelendiler. Hataların sahifesini okudular. Nefislerine korkuyu yerleştirdiler ve takvanın merdivenleriyle zühdün yüceliğine vâsıl oldular. Dünyayı terketmenin acısını tatlı gördüler. Yatacakları yerin sertliğini yumuşak kabul ettiler. Sonunda selâmet kulpunu elde ettiler. Ruhları yücelerde gezindi ve cennetin bahçesinde çadır kurdular. Hayat denizine daldılar. Üzüntünün hendeklerini kapattılar. Hevanm köprülerinden geçip ilmin sahasına indiler. Hikmetin gölünden içtiler. Zeka gemisine bindiler. Kurtuluş rüzgârıyla deniz selâmetinde yelken açtılar ve rahatlık bahçesine, izzet ve keremin kaynağına vardılar´.
Tevbe edenleri sevin…
Nefs-i emmaresiyle kavga eden,Allah aşkına sığınan sevilir…Nefsinin acizliğini anlayan sevilir…Kalbi uyanan sevilir…
Hz. Ömer şöyle demiştir: ´Tevbe edenlerle beraber oturun! Çünkü onların kalbi daha incedir
Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"İyi insanla kötü insanın yanında oturanların hali, misk satanla demirci körüğü çekenin yanlarında oturanın hali gibidir. Miskçinin yanında oturursan ya sana misk verir veya satın alırsın, yahut onun güzel kokusundan faydalanırsın. Demirci körüğü çekene gelince, ya elbiseni yakar, yahut onun pis kokusundan rahatsız olursun." (Buhari, Müslim)
İnsanın tevbe etmesi, kalbinin manevi olarak uyanmasının alametidir. Manevi olarak uyanmaya başlayan kimse de:
• Nefsinin acizliğini hatırlayınca boynunu büker.
• Günahlarını hatırlayınca, hemen tevbe eder.
• Dünyayı hatırlayınca, düşünüp ibret alır.
• Ahireti hatırlayınca sevinir.
• Allah-u Zülcelal’ in kudret ve azametini hatırlayınca da ürperir. (İlim Meclisinden Sohbetler ,S. Muhammed Konyevi)
Tevbenin alametleri (işaretleri) sekiz tanedir:
1. Geçmiş günahlardan pişmanlık.
2. Terkedilmiş farz ibadetleri kaza etmek.
3. Bir daha günaha dönmemek.
4. Üzerinde kul hakkı varsa ödemek.
5. Hasımlarla helalleşmek.
6. Günah işlemekte nefsini isyana alıştırdığı gibi, taatlerin de acılığını tattırmak.
7. Nefsi zevklerin yolunda semizleştirdiği gibi hak yolunda zayıflatmak.
8. Günahlara buğz etmek, hatırlayınca istiğfar etmek ve kimseye söylememektir. (İlim Meclisinden Sohbetler ,S. Muhammed Konyevi)
Beşer şaşar…
Peygamber Efendimiz (S.A.V) şöyle buyurmuştur:
"Nefsim elinde olan Allah’ a yemin ederim ki; siz günah işlememiş olsaydınız, Allah sizi helâk eder, yerinize günahkâr bir kavmi getirirdi. Onlar günah işleyip affolunmak dilerlerdi." (Müslim, Tevbe: 11)
Abdullah İbn-i Mes’ud (Radıyallahu Anh)dan rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hadis-i Şerif’te şöyle buyurmuştur:
"Günahından tevbe eden kimse hiç günah işlememiş gibidir." (İbn Mace)
Yüce Allah tevbe edenlerden eylesin…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.