- 2142 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
Hastalıkta ve Sağlıkta Seni Boşayacağıma Söz Veriyorum
Hayatın en önemli parçası aile olmak… Aile olmaktan kastım evlenmek değil tabii. Zira dünyada her evlenen aile olsaydı kimse boşanmazdı derim ben.
Neden evleniyoruz? Neden boşanıyoruz? Boşandıktan sonra neler yaşıyoruz?
Geçenlerde eşinden yeni boşanmış bir dostumla evlilik üzerine güzel bir sohbet yaptık ve sizlerle paylaşmak istedim…
“Neden evleniyoruz?” dedim “Sence?”. “Kaçıyoruz” dedi. “Belki ülkemizdeki aile baskısından, belki daha rahat bir hayat yaşamak adına bir şeylerden kaçıp evleniyoruz. Neden evlendiğimizi unutup hayaller kuruyoruz. Hayallerimiz gerçek olmayınca da şiddetli geçimsizlikten boşanıyoruz.”
“Konuyu açalım biraz.” dedim. “Mesela sen evlenirken, sence nerede hata yaptın?”
“Yaşım 19 idi. Çok gençtim, yeni mezun olmuştum. Hayata tam başlamam gerekirken, yepyeni bir hayatı da yanı başımda buldum.” dedi. “Evlenmeye karar verirken yaptığımız en büyük hatalardan birisi, samimi olmamak bence.” diye de ekledi. “Biriyle nişanlı kalmak ve evli olmak aynı şeyler değil. Aynı evi paylaşmadan asla karşınızdakini tanıyamıyorsunuz.”
“Eee… Sen samimi değil miydin? Sevmedin mi? Ya da yalan mı söyledin?” dedim.
“Aslında ikimiz de yalan söylemişiz.” dedi.
“Nasıl yahu?”
“Bak şimdi… Mesela ben futboldan fazla hoşlanmam; ama onunla maçlara gittim. O yanımdayken çok da mutlu oldum. Ama onun bir futbol delisi olduğunu fark edemedim. Benimle dizi seyrederken çok huzurlu gözüküyordu. Evlendiğimizde bundan da hoşlanmadığını gördüm.” dedi.
“Eee!” dedim, “Boşanma sebebi bu mu yani?” diye de ekledim.
“Hayatım tek sebep bunlar değil; ama örnekler o kadar çokmuş ki, biz bunu evlenince anladık. Adam aşırı titiz; evde en ufak toz görse kıyamet koparıyor. Kırk tane ütülü gömleği olsa 41. ütüsüz kirlidekini soruyor. Pişirdiğim yemeği yiyor; ama beğendiğini de söylemiyor. Aynı evdeyiz; ama ben rahat seyredeyim diye ikinci televizyonu aldı. Evde sanki hizmetçiyim. Akşam geliyor, yemeğini yiyor, TV’sinin başında çayını yudumluyor. Ben de yan odada TV seyrediyorum. Yani anlayacağın bizim ortak bir paylaşımımız yok.” dedi.
“Âşık değil miydin bu adama? Yanında oturup maç seyretseydin. Daha titiz davransaydın…”
“İşte orada dur!” dedi, “Sorunu buldum galiba… Sadece benim fedakârlık yapmamı istedi her şey için. Eğer O da benim için fedakârlıklar yapsaydı, ben de O’na aynı şekilde davranırdım. Evlilik bir ayna gibi aslında… Aynada göreceğiniz şey yüzünüz. Baktığınızda ne göreceğinizi biliyorsunuz; fakat baktığınızda başka şeyler de görmek istiyorsunuz. Ama hiç de fedakârlık yapmadan…”
“Peki, çocuklar!” dedim, “Onlar nasıl karşıladı? Bir de bu yönü var değil mi boşanmanın?”
“Boşanınca önce iki tarafın aileleri görüşmeyi keser. Sanki yıllarca dünür olmamışçasına düşman olurlar. Çocuk arada kalır. Kız tarafı çocuğun yerinin annesi olduğunu iddia eder. Erkek tarafı da çocuğun kendilerine ait olduğunu düşünür . Ezilense zavallı çocuklardır. Ne yalan söyleyeyim boşanıp da hala dost kalmasını beceren sadece kendimi gördüm. Bana bunu nasıl yaptığımı soranlara hep şunu söylüyorum: Eşinden ayrılmış olmak, onun ailesinden de ayrılmanızı gerektirmez. Ayrıca çocuklar bir mal değil ki. Mahkemenin verdiği karara göre yaşamak sadece gerginliktir. Eşimden ayrıldım, onunla ortak bir çocuğumuz var, o bir insan ve duyguları var. En az yarayı çocukların alması gerekir. Onun için de dost kalmak gerekir; boşanma sebebi ne olursa olsun. Geçenlerde bir dostum, eşinin kendisini aldattığını, bu durumda dost kalamayacağını söyleyince, eşinin sadece kendisini aldattığını, çocuklarının bunda en ufak bir payının olmadığını söyledim. Eş aldatmış olsa da; O, sonsuza dek çocukların babası olarak kalacaktır. Yani insanların akrabalarını seçme şansları yoktur. Çocuklarımızı bir mal ve tehdit unsuru olarak kullanmaktan vazgeçelim. Evlilik bir ortaklıktır; iyi ya da kötü yanlarıyla…”
Şimdi bu yazıma eşinden şiddet gören ya da çok ekstra bir durum yaşayan beyler ve bayanlar cevap yazacaklar. Onlara söyleyeceğim tek şey; çocuklarınızı tehdit unsuru olarak kullanmayınız.Çocuklar anne ve babanın evlatlarıdır. Özel durumları da bu söylediklerimin dışında tutmak istiyorum. Mesela çocuklarını döven anne ve babalar var. Onlara çocuklarını zaten devlet bile görme izni vermiyor. Böyle insanları vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum.
Aslında her boşanma bence yeni bir başlangıç olarak algılanmalı. Hayatta yaşanması gereken her şey, er ya da geç yaşanıyorsa, önce kendimize dürüst olup, yaptığımız hatalardan ders almalıyız. Geçmişle yaşamak yerine kendimize temiz bir sayfa açmalıyız. Çocuklarımızı asla boşanma sürecinde bir tehdit olarak kullanmamalıyız.
Hayat denen şey o kadar kısa ki; kimine göre bir ömür, kimine göre 1 saat… Önemli olan bir ömür boyu hayat sürenden, daha mutlu, bir saat yaşamak bence…
Şiirlikız’dan sevgilerle…
YORUMLAR
***
"Evlilik bir ayna gibi asında… Aynada göreceğiniz şey yüzünüz."
***
"Evlilik bir ortaklıktır; iyi ya da kötü yanlarıyla…”
***
"Hayatta yaşanması gereken her şey, er ya da geç yaşanıyorsa, önce kendimize dürüst olup, yaptığımız hatalardan ders almalıyız. Geçmişle yaşamak yerine kendimize temiz bir sayfa açmalıyız. "
***
Evliliği her şeyi değiştiren,büyülü değnek zannetmek daha başlangıçta düşülen hata.Med-cezirleri yok mu,var elbette.Hayatı nasıl taşıyor ve yaşıyorsanız,nasıl karşılıyorsanız ya da...evlilikte öyle.
Evliliği,tersinden yakalayıp değerlendirmişsiniz.Özellikle gençlerimizin; Ciddi yaklaşması gereken en önemli karar,evlilik.
Yazınız her yönüyle yapıcı ve eğitici.
Selam,saygı.
Sebepleri bir kenara bırakıp sonuçta yoğunlaşmak lazım diye düşünüyorum. Kendi gelinime şöyle demiştim : İnsanın bir tek annesi olur, o da doğurandır. Bana anne demek zorunda değilsin, sakın kendini böyle bir zorunluluk içinde hissetme. Ailende, kadın olarak kimi yakın hissediyorsan o şekilde hitap et. Teyze, abla, hanım, vs. Tek istediğim benimle olan sorununu benimle hallet. Ne zaman ki beni annen gibi yakın hissedersin, o zaman söylersin. Bir anneler günü, henüz nişanlıydılar, cafe de kahvelerimizi içerken yandaki çiçeklerin arasından bir tane kopardı, bana uzattı " Size anne demek istiyorum " dedi.
Yakın bir zamanda eşimden ayrıldım. Ama ben eşimden ayrıldım. Ailesinden değil. 33 sene annem dışında birine anne dedim. Hem de can-ı yürekten dedim. Vazgeçmem mümkün mü? Ne o bana evladım demekten ne de ben o muhterem insana anne demekten vaz geçebilirim.
Bu işler hayatta duruşunuzla ilgilidir. Duruşunuz sağlamsa,kim olduğunuzu biliyorsanız sağlam ve saygın sonuçlara varırsınız her zaman.
Saygılar.
Kısmen başarılı bir yazı demekten alamadım kendimi; konuşacak çok şey var bu mevzu hakkında ama şu an vaktim yok ve umuyorum ki gelip konuşacak fırsatım olur.
Bu arada bir daha kontrol etmeye ne dersiniz yazıyı misal:
"Rakamlar, nesirlerde yazı ile yazılırlar ki daha güzel görünür-doğruluğundan ziyade-.
Ayrıca bir cümlede - ayna ile ilgili olanında- "aslında" yerine "asında" yazmışız .."
benzer durumları görmeniz ve de düzeltmeniz gerekiyor sanırım.
Sevgiler.
Merhaba Canan, öncelikle belirtmeliyim ki; yazın çok harika. Bir_küçük_aşk'ın yorumuna katılıyorum. Çocuklar kesinlikle arada top gibi oynanmamalı. Bizim memleketimizde, kadının boşanması, hele bu olay kırsal kesimde oluyorsa, işte o zaman o kadın hapı yutmuştur.
Hem kötü gözle bakılıyor, hem de sahip çıkanı, koruyanı ve kollayanı olmuyor. Hiç istemesem de, kadına zavallı demek zorundayım burada... Gerçekten kadın acınacak duruma düşüyor ve bu beni çok üzüyor.
Ben de, çok uzun yıllar süren evliliğimi, çocuklar ne olacak kaygısıyla, hep sorunlu şekilde sürdürdüm ve artık bitti, yeter dediğimde ise, dünyanın en mutlu insanı oldum. Benim gibi, bu yazıyı denk gelip de okuyanlar olursa, yazınızdan çokça faydalanacaklarından eminim.
Seni yürekten tebrik eder, daha sık yazmnı isterim.
Sevgilerimle, Emine...
Merhaba,
Yazınızı pür dikkat okudum.Baştan söyleyeyim evli değilim.Yazı hoşuma gitti.Verilen mesajı algıladım.Ben evliliğin büyük bir sorumluluk olduğuna hep kanaat getiririm.Kimisi bu sorumluluğu kaldıramaz,kimisi yanlış zaman yanlış insan mantalitesi ile hayal kırıklığına uğurar.
Sonuç ayrılık olur.Geride kalan çocuklarsa tenis topu gibi bir oraya bir buraya gider gelirler.Çevremizde mutlaka vardır böyle çiftler.Aslında eşinden boşanmak bir kadın için büyük bir başarıdır.Günümüzde ekonomik bağımsızlığı olmadığı için bir çok kadın eşine katlanmak zorunda kalıyor,kimisi de çocukları için kendini feda ediyor.
Nice mutlu evliliklere diyelim.Yazınız için teşekkürler...