- 753 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
' KANLI MI OLUR, KANSIZ MI ? '
Bu yazıya ; ‘’makale’’ etiketi koyarken, çok düşündüm. Geçenlerde bu sitede okuduğum bir yazıda, Sayın Erturan Elmas hoca ; ‘’Makalenin, iddia edilen konuyu kanıtlayacak belgelere dayandırılması gerekir !’’ diyordu. Günlük gazetelerde bile makale diye adlandırılan yazıların çoğunun, bu tanıma uymadığını, onların çoğuna, ancak ‘’ Fıkra’’ denilebileceğini söylüyordu. Sayın Erturan Elmas , bir edebiyat öğretmenidir. Bu konuda bizim için duayen sayılır. Söyledikleri tamamen doğrudur. Bizim sitede makale diye adlandırdığımız yazıların çoğu da bu tanıma uymuyor elbet. Fakat bizler profesyonellik iddiasında değiliz zaten.
Ben yine de makale demek istiyorum , bu günkü ‘’ Çok sakıncalı ‘’ yazıma! Belgeleri de çok diyorum ! Türkiye topraklarında, hatta dış dünyada yaşayan herkes, canlı tanıktır diyorum iddialarıma. Gazete ve dergilerde yazılanlar, televizyon ve radyolarda söylenenler, taraflı olabilir. Fakat insan mantığı ve özellikle vicdanlar taraflı olamaz. Mantık ve vicdanlardır işte benim tanıklarım, belgelerim…
Kendi tarafımın da akıl, mantık ve vicdanım olduğuna, her şeyim üzerine yemin ederim !
Bir insanım ben ; diğer tüm canlıların da yaşama hakkı olduğunu kabul edecek kadar !
Bir Türk’üm ; tüm insanlara saygı duyacak, onların haklarını gasp etmeyecek, onlarla kardeşçe yaşamayı arzu edecek kadar !
Bir Müslümanım ben ; diğer tüm dinlere saygı duyacak, Müslüman olmayanlara ‘’ gâvur’’ demeyecek kadar !
Bir Sünnîyim ; ’ Türkiye’de sünnî diktası vardır!’’ diyecek kadar !
Gelelim şimdi ; okuyucu çoğunluğunu çok kızdıracak, hakkımda yanlış ve olumsuz düşünceler salacak sakıncalı sözlere :
TÜRKİYE’ DE YILLARDIR OLDUĞU GİBİ, HATTA EN DORUK NOKTASINDA, DİN DEVLETİ KURMA ÇABALARI VARDIR !
Bunun iyi ya da kötü bir niyet olduğunu sorgulamak bana düşmez. Kimi ‘’ Fena mı ?’’ diyecektir, kimi de ‘’ Maazallah!’. Dolayısı ile sonucun ne olduğunu zamanla tarihçiler değerlendirir. Bu gün hiçbir akıl, mantık ve vicdan sahibi insan, bu durumu inkâr edemez.
Çok önemli bir kesim tarafından, bu işin çalışmaları ve mücadelesi hızla yürütülmektedir. En büyük destek F.G, İran , Hizbullah, El Kaide ve Hamas tarafından verilmektedir.
Bu ülkede , gerek çok büyük bir nüfusa, gerekse PKK gibi silahlı bir güce sahip olan, devletle de önemli sorunları, hatta hesapları olan Kürtler, aynı saflara çekilmek istendi önce. Bence açılımın gerçek amacı buydu. Sonradan Alevî açılımı ve Roman açılımı ile, olay kamufle edilmek istendi. Kürtlerin en azından yarısı kazanılmıştı üstelik. Türk halkı ve ordunun hamleleri sayesinde açılım istendiği gibi yürütülemedi ve Kürtler şimdilik, saflara katılamadı. Fakat bundan vaz geçilecek gibi görünmüyor. Bu uğurda, Kürtlere özerklik verilmesi bile gündeme gelebilir.
‘’ KANLI MI YOKSA KANSIZ MI OLACAK ? ‘’
Bu soruyu yıllar önce iktidarda olan Necmettin ERBAKAN hoca sarf etmiştir. İşte bu günün ve gelecekte fitili ateşlenmesi muhtemel ‘’ İSLÂM DEVRİMİ ‘’ nin ne şekilde olacağının meselesi budur. Çünkü bu ülkede, din devleti istemeyen insanlar da vardır. Azımsanamayacak kadar çoktur. Üstelik bir de Ordu var.
Aceleye getirildiğinde, muhaliflerin gücünün kırılmadan yapılmaya çalışılan bir hareketin sonucunda, çok kan dökülmesinin kaçınılmaz olacağı bellidir. Askerî bir darbenin, bu saatten sonra, ya da birkaç yıl sonra, böyle bir hareketi kolay bastıramayacağı artık bellidir. Çünkü karşılarında Hizbullah, El Kaide, Hamas vb. örgütlerle F.G’ ci gençler olacaklardır.
SADECE GEÇEN SENE ; İMAM - HATİP LİSELERİNİN KONTENJANLARININ , SESSİZCE , ÜÇ KATINA ÇIKARILDIĞINI BİLİYOR MUSUNUZ ?
İddia ediyorum ! Her türlü araştırmaya varım ! İmam-Hatip öğrencilerinin ve de mezunlarının, büyük çoğunluğu, bu ülkede mutlaka bir ‘’İSLÂM DEVRİMİ ‘’ olmasından yanadır !
Birkaç yıl içinde, gençliğin ne kadarının bu işin içinde olacağını düşünebiliyor musunuz ? Kat sayı düzelemesinden sonra, üniversitelerde ne kadar öğrencinin, sonra da devlet yönetiminde ve emniyette ve hatta yargıda, ne kadar İmam-Hatip kökenli olacağını anlayabildiniz mi ?
Tekrar söylüyorum : İyi ya da kötü olacağının takdiri bana ait olamaz. Ben sadece ne olacağını anlatmak istiyorum.
Beni ilgilendiren, bu ülkede gelecekte çok yönlü bir iç savaşın olup olmayacağıdır. İster İslâm Devrimi, isterse askerî darbe ; önemli olan kan dökülüp dökülmeyeceğidir beni en çok ilgilendiren. Çünkü bu ülkede yaşıyorum ben de, ailem ve çocuklarımla, tüm sevdiklerim ve sevenlerimle….
Fikret TEZAL
YORUMLAR
YAZINIZI OKUDUM VE ÇOĞU DÜŞÜNCELERİNİZE DE AYNEN KATILIYORUM .BUGÜN ÜLKEDE YAŞADIKLARIMIZ YILLAR ÖNCE SÖYLENEN SÖZÜN KANSIZ YAPILMAYA ÇALIŞAN ,DENENEN PROVASIDIR .BUNU ELEŞTİREN ARKADAŞA SORUYORUM ,İSLAM DİNİNİ ÜLKEMİZDEN DAHA GÜZEL YAŞAYAN BİR BAŞKA ÜLKE VAR MI .?KURAN DA ZORLAŞTIRMAYINIZ KOLAYLAŞTIRINIZ ,KORKUTMAYINIZ ,SEVDİRİNİZ DERKEN ,İSLAMI BASKICI TOTALİTER BİR DİKTAYA DÖNÜŞTÜRMENİN NESİ GÜZEL ACABA ?
SİZİ TEK BİR KONUDA ELEŞTİRİYORUM ,SAVUNDUĞUNUZ FİKRİN YA YANINDASINIZDIR ,YA DA KARŞISINDA ,BU KONUDA BİİTARAF OLAMAZSINIZ .
BEN AÇIKÇA DİYORUM Kİ ,DEMOKRATİK LAİK TÜRKİYE CUMHURİYETİNDEN YANAYIM VE BU ÜLKEDE DİNİMİN TÜM GEREKLERİNİ DE YAŞAYABİLİYORUM .BUNU DEMEK DİNSİZLİK DEĞİLDİR .DİN DE KİMSENİN TEKELİNDE DEĞİLDİR .ALLAHLA KUL ARASINDA YAŞANIR .ARAYA GİRMEYE ÇALIŞANLAR DİNİMİZE DE ZARAR VERENLERDİR .
Sayın Tezal,Kürt sorununa bakışınızı paylaşmıyor olmama rağmen,bu yazınızdaki islamcı kesimlerin iktidar mücadelesindeki taktik belirlemelerinize katılıyorum.'açılım' yaygarasıyla örgütlü her kesime yönelik saldırılar,kızgın iktidar çatışmasında kürt halkını ve demokrat kesimleri yanına alma hesabıyla havanda su dövdükleri 'Ergenekon terör örgütüne karşı mücadele' propagandasıyla adım adım teokrat bir diktatörlüğe yürüyorlar.Biz bu filmi daha önceleri İranda da görmüştük.Şah faşizmine karşı Gerici-dinci Humeyni'yi destekleyen kesimler,şahın devrilmesi ertesinde boyunlarını vinçlere geçirilen iplerden kurtaramadılar.Onların kanlımı olacaktan anladıkları da budur.Sayın Üzğmkarası'nın eleştirilerinin de ciddiye alınacak tarafı yoktur.
Bir yazı yazıyorsunuz ve bir fikir beyan ediyorsunuz ama o kadar kaypak bir tavır sergiliyorsunuz ki ortaya koyduğunuz fikri savunma cesareti bile gösteremiyorsunuz.Fikret Bey. "Bunun iyi ya da kötü bir niyet olduğunu sorgulamak bana düşmez." diyerek son derece kaypak bir cümle ile asıll niyetinizi kamufle ederek. Ama yazınızda açıkça görülüyor ki basbayağı sorguluyorsunuz. Elbette kendinize göre bir dünya görüşünün tezahürüdür bu yazınız. Buna karşı çıkılabilinir aksi fikir de ileri sürülebilinir. Her ikisi de çok doğaldır ve Demokrat bir anlayış bu durumu doğal karşılar.Oysa sizin yaptığınız gibi gelebileceğini düşündüğünüz tepkileri hiç değilse biraz da olsa yumuşatabilmek için yukarıya yazınızdan alıntıladığım cümlenin ardına sığınarak fikir beyan etmeye kalkıyorsunuz ki bu davranışınızın adına ne denir? İsterseniz onu buraya ben yazmayayım.
Fikret bey yazınız objektif olmaktan uzak ve bir o kadar da düşmamca ele alınmış bir yazıdır. Bir fikre, bir dünya görüşüne karşı olmak başka şeydir o fikri aşağılamak küçümsemek başka şey.Sizin yaptığınız bu ülkenin ezici bir çoğunluğunun dini olan İslama aba altından sopa göstermek suratiyle hakarat etmek, aşağılamaktır, hemdaşlarınızın yaptığı gibi. Bu tür yaklaşımlar hiç de doğru yaklaşımlar değildir. Bu ülkeye dindar insanlardan hiç bir zarar gelmemiştir. Bilakis o sizin aşağılayıp ötekileştirdiğiniz ezici çoğunluk bu mübarek ülkenin her türlü mihnet ve cefasını çekmiş buna karşılık ödül olarak da sizin gibi elitistlerin gadrine uğramak olmuştur. Bir toplumda bir şey varsa onun önceden bir temeli var demektir. İmam hatip liselerinin yaygın bir biçimde ülke sathına yayılması bu temele binaendir. Ama ne acıdır ki niyet açık ve bellidir: Aklı bir türlü bu geniş perspektif ve derinliği algılayamayanlar doğaldır ki bu ihtiyacı da hastalıklı beyinlerinde üretmiş oldukları bir dizi vehim ve ve korkulara temel almak suretiyle ükede kargaşa çıkartıp var olagelen oligarşik diktatörlüğün de desteğiyle fitne ve kargaşa üreterek zaten ellerinde tuttukları iktidar "erk" inin devamını sağlamaktır.
Bu ülkede terörü besleyenler ve kaos ortamı yaratanların hiçbir yerinde o tehlikeli gördüğünüz İmam Hatipliler ve dindarlar yoktur, hiç bir zaman da olmamıştır. Ve yine aynı takımın elemanı birilerinin onların adını kullanarak emellerine alet etmeleri ise zaten bilinen bir gerçektir. Bunun aksini kim iddia edebilir? Bu açık ve çıplak gerçeği bile bile "İddia ediyorum ! Her türlü araştırmaya varım ! İmam-Hatip öğrencilerinin ve de mezunlarının, büyük çoğunluğu, bu ülkede mutlaka bir ‘’İSLÂM DEVRİMİ ‘’ olmasından yanadır !" Diyerek ne kadar zavallı bir duruma düştüğünüzün farkında bile değilsiniz. Ne yazık ki haklı değilsiniz. Haklı olmadığınız gibi taraflısınız ve bu taralı tutumunuz sizi hiç olmayacak bir yanlışın içine düşürmüş ki bu yanlıştan kurtulabilmenin en kolay yolu da akıl ve mantığınızı muhakeme süzgecinizden geçirmektir.
İslam dinini doğru kaynaklarından öğrenmek her müslümanın birinci görevidir. İmam hatip liseleri de bu ihtiyaca karşılık vermek için yine bu ülkenin halkı tarafından kurulup yaygınlaştırılmışlardır. Ve bir gerçek de gün gibi aşikârdır ki yüreğinde Allah korkusunu gerçekten taşıyan birisinin eli (karşılığının ne olacağını içselleştirdiği için) kötülük yapmaya cüret edemez. Diyebilirsiniz ki "Ne dindar geçinenler biliyoruz ki dindarlık kisvesi altında deveyi hamuduyla götürüyorlar." Haklı olabilirsiniz. Ama kişilerin yaptıklarıyla da koskoca bir din haksız yere itham edilemez.
Bakın Fikret Bey size ve sizin gibi düşünenlere bir önerim var benim. Madem ki İmam hatip liselerinden bu kadar muzdaripsiniz. O zaman siz de sizin gibilerle bir araya gelin örgütlenin de onların karşısına kendi anlayışınızı aksettirecek insanları yetişştirecek okulları kurun. "Var ama yetersiz," diyorsanız o zaman daha çok çaba sarfedin de bunların sayılarını artırarak halkın çocuklarını bu Lain (!) dindarların elinden kurtarın, 1960 da, 71 de, 80 de, 28 Şubatta o kadar uğraşmanıza rağmen bu göbeğini kaşıyan cahil halkı adam edemediniz madem... Selamlarımla.
Recep Akıl tarafından 2/16/2010 2:12:00 PM zamanında düzenlenmiştir.
Merhaba
İlkönce bir konuyu aydınlatmak gerekir. Çünkü bize bir ezber dayatılmıştır. Nedir bu ezber? "Türkiye cumhuriyeti devleti, laik ve hukuk devleti'dir" ezberi!
Gerçekte durum böyle midir? Bu kavramların içeriğini de iyi kavramak gerekir. Feryada gerek yoktur. Aleviler asırlardır diyor ki diyanet işleri başkanlığı lağvedilsin! Devlet ne yapıyor? Alevileri de sünnileştirmeye çalışıyor ve bu konuyu başardı da. Bu ülke de demokrasinin biraz kırpıntısı varsa bu da Alevilerin sayesindedir, sevgili Tezal. Yiğidin hakkını vermek gerekir. Bu, inkâr edilse de gerçek budur. Demokrat Sünniler, Aleviler'i hep yalnız, kendi kaderiyle baş başa bıraktılar. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın dediler, değil mi? Sonuçlar bugün ortadadır. Onun için şikâyet etmekle, karamsarlığa gömülmekle, bir yerlerden medet beklemekle olmuyor. Önemli olan mücadele ve tüm demokratik güçlerin birliğidir. Hangi ülkede dinin devlet eliyle işlendiğini bana gösterir misin, sevgili Tezal? Dünyada yoktur böyle bir durum! Yani kısacası sevgili Tezal bu ülke, sözde cumhuriyet devleti değil, özde bir emevi islam dini üzerinde kurulmuş bir din devletidir. Bu devletin geleneksel siyasetini bugüne kadar anlamayan bundan sonra hiçbir şey anlamaz. Bak! Ufak bir örnek vereyim. Bu cumhuriyet ve laik(!) devlet ne yapıyor biliyor musun? Ülke içinde laikçi geçinir, ülke dışındaki Türkler'e farklı propagandayla gider. Fazla konuyu uzatmak istemiyorum. Aslında bu konu üzerinde tonlarca döküman ve kitaplar yazılır. Milli görüşçüler nerden ve kimin aracıyla yetiştirildi, Tezal? Bunu biliyor musun? Ha bilmiyorsan araştırmaya çalış? Sevgili üzümkarasının dediğini göz önünde tutmanı salık veririrm. Bu ülkede ulusalcılık artık para etmiyor. Irkçılık da artık para etmiyor. Zaten devletin, topluma ırkçı ve milliyetçi gömlek giydirmesiyle bugünlere gelindiği de bir gerçektir.
Kısaca bu konu hakkında "kanlı mı, kansız mı?" gibi ikilemlere düşmenin hezeyanını yaşayanların sonu ne olur bilmem?
Güneş kalbini iyi ışıtsın!
hasandal62 tarafından 2/16/2010 1:07:18 PM zamanında düzenlenmiştir.