- 985 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Son Pişmanlık da Fayda Edebilir...
Yaptığımız onca yanlışa rağmen hatalarımızdan inatla ders almayışımız insanoğluna has bir davranıştır. Bazen yaşadığımız durumların lehimize sonuçlanacağını düşünürek geçmişteki hatalarımızı tekrar tekrar yaşarız. Sonuçta “böyle olacağını biliyordum” diye kendimizi avutsak da burada pişman olmak yerine burnumuzun dikine gitmeyi seçmiş olmak egomuzu tatmin etmekten başka bir şey değildir. Peki pişmanlıklarımızla yaşamak zorunda mı kalmalıyız yoksa bunları kabullenip yolumuza devam mı etmeliyiz?
Maddi yada manevi kayıplara yol açan binbir türlü olay gelmiştir başımıza. Kimi zaman çok yakın bir dostumuzu kaybettiğimiz bile olur. Bazen davranışlarımızın sonuçlarını hesap etmeden , ani çıkışlarla hareket ederiz. Özgürlüğümüzün, istediğimiz gibi davranmaktan geçeceği düşüncesi ile hareket ederek gerekirse sevdiklerimizi bile bu uğurda incitebiliriz. İçimizde kalan burukluk ise bir daha ilişkilerimizin eskisi gibi olmayacağını sürekli bize acı verici bir şekilde hatırlatır.
İş hayatının içinde de görüp de söyleyemediğimiz , konuşursak birilerinin canının yanacağı durumlara şahit olmuşusuzdur. Kendimize yakın bulduğumuz birisini korumak isterken başka birisinin, işyeri tarafından cezalandırılmasına yada işten atılmasına istemeyerek de olsa sebep olduğumuz acı deneyimler vardır. Duyduğumuz pişmanlığı, kendimizce haklı sebeplere dayandırarak üzerimizdeki etkisinin kısa sürmesini sağlayabiliriz. Kendimizi iyice tanıdığımız dönemlerde, geçmişte yaşadığımız bu deneyimleri daha iyi bir şekilde değerlendirebiliriz. Aslında şimdiki bilincimiz keşke o zamanlar da olsaydı ne kadar hakkaniyetli davranabileceğimizi düşünerek kendimize hayıflanırız.
Duygusal bağımız birisiyle yaşadığımız acı tatlı deneyimleri asla unutamayız. Hele ki bu yaşadıklarımız ilklerimizdense defalarca hatırlayıp, nasıl davransaydım daha iyi olurdu şeklinde bir sürü senaryo kurarız zihnimizde. Eğer bu ilişki , tüm zamanlarda olduğu gibi miyadını doldurmuş ve yok yere bir sebeple sonlanmışsa pişmanlıklar birbiri ardına sıralanmaya başlar. İlişkiye en çok değer veren tarafın, kendini suçladığı ızdırap dolu günler başlar. Planlanan ama yapılamayan herşey yerini pişmanlığa bırakır. Hayallerde eskiden yaşanılan güzel günler, aynadaki yansımanızda ise gözyaşlarınızdan süzülen pişmanlıklar saklıdır. Son bir kez daha bir araya gelebilmek için neleri göze almayacağınız bir istek sizi yakıp kavurur…
Tahsil hayatınız bitmiş ve askerlikten sonra bir meslek edinip geçim savaşı içinde üzerinize düşeni yapmaya çalışıyorsunuz. Okul yılları sonrasında arkadaş ortamlarında şen şakrak geçen zamanlardan sonra bir de bakmışsınız ki ne istediğiniz mesleği yapabiliyorsunuz ne de hayatınızdan memnunsunuz. Kendinizi bir türlü veremediğiniz , yeni bir şey öğrenmenin sizi çok gerdiği bir mesleğin içine düştüğünüz için de ister istemez hayata lanet okuyor olabilirsiniz. Bu durum yüzünden zaman zaman kendinizi sorgulayabilir ve şimdi kendimi düzeltmek, kendimi daha iyi hissedebileceğim bir işte çalışmak için ne yapabilirim diye çözümler arayabilirsiniz. Anne, babamızın sürekli okumamız derslerimizden yüksek not almamızı tembih etmesinin aslında bizleri başarıya alıştırmak ve bir refleks haline getirmek olduğunu geç de olsa anlarız. Aslında tahsil hayatı süresi içinde geleceğimize dair yatırımları yapacak bilinçli ebeveynlere sahip olmuş olsak şimdi herşey çok daha kolay olabilir di gibi düşünmek de bir olasılık. Ya da çevremizde örnek aldığımız başarılı insanların ne gibi zorluklardan geçtiğini öğrenerek kendimizi buna odaklayabilmek. Pişmanlıkların düşüncesi çok kısa sürüyor ama etkisi bazen yıllarca…
Yukarıda değindiğim hepimizin hayatında başına gelebilecek türden pişmanlık örnekleriydi. Birçoğumuz başımıza gelen olumsuz durumlar için elimizde gelmese dahi , sanki bizim yüzümüzden olmuşçasına pişmanlık duyarız. Bizim dışımızda gelişen olaydan dahi pişmanlı duyduğumuz olmuştur. Çünkü pişmanlık aynı an içinde üstlenilmesi gereken bir eylemdir. Aksi halde vurdumduymazlığa girer ve bu şekilde davranırsak hatalardan ders alamayız gibimize gelir.
Pişmanlıklarınızın sizde yarattığı etkiyi ve baskıyı neredeyse yaşamınız boyunca öğrendinz. Çünkü sonu olmayan bir kavram. Bir insanı tanıdığınıza pişman olabilir, bir ürün yada hizmeti kullandığınıza pişman olabilir yada kendi hayatınızdan / yaşadıklarınızın tümünden pişmanlık duyabilirsiniz. Bunun üzerinizde oluşturduğu görünmez baskı ile de bundan sonra daha çekingen bir hayat sürdürme ihtimaliniz yüksektir. Kendiniz için faydalı olacak bir girişimi bile pişman olacağım korkusu ile erteleyebilir yada direk vazgeçebilirsiniz. Aslında pişmanlıklarımız bizler için kabullenilmesi gereken eşsiz hayat tecrübeleridir. Eğer pişmanlık yaşadığımız kişileri / olayları / nesneleri dikenli bir telin ardına koyarsak asla özgürlüğümüzden bahsedemeyiz. Ya da kendimizi kandırma devam ederiz.
Size daha pahalıya mal olan bir ürün yada hizmet kullansanız bile siz buradan alacağınız verime odaklanın. Çevrenizden yükselen “Kazıklandın” haykırışlarını duymamaya çalışın. Olan olmuştur ve bu sizin hayatınız. Başkalarının dayatmalarına ve alay konularına malzeme olmamak için susmayı tercih edebilirsiniz. Fakat bu sizin sürekli kontrollü davranmanıza yol açacak ve ağzınızdan yanlış bir söz kaçırmamaya çalışarak davranmanıza neden olacaktır. Sanki kötü bir şey yapmış da bunu gizlemek için söylediği yalanları ele vermemeye çalışan birisi misali.
Kendi hayatımızdan kendimiz sorumluyuz haliyle. Geçmişte yaşadığımız olumsuz deneyimlerin üzerinde çok sular aktı ve geçti. Artık yenilenmiş ve taptaze bir insansınız bunu hissedin. Pişmanlıklarınızın üzerinden bir kez daha geçmeye karar verin ve bunu yapın. Girişimciliğinizi pişman olduğunuz bir deneyim yüzünden kaybettiyseniz öncelikle bunu kabullenin ve tekrar deneyip bu sefer başarılı olduğunuzu zihninizde canlandırın.
Sevdiğiniz ama artık görüşmediğiniz bir arkadaşınızdan ötürü duyduğunuz pişmanlığı kabullenin ve o kişiyle kısa da olsa görüşün. Zihninizin pişmanlıklarla örülü bir örümcek ağı olmasına izin vermemek ve temiz bir zihin ile hayata daha olumlu bakabilmek yine sizin elinizde.
Yazan : Turgay GEZİCİ | www.bilincalti.com
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.