- 513 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SAKIN HASTALANMAYINIZ YOKSA YANDINIZ
SAKIN HASTALANMAYINIZ YOKSA YANDINIZ
KAMU PERSONELİNİN GENEL SAĞLIK SİGORTASI KAPSAMINA ALINMASI
İLE İLGİLİ DUYURUYA GÖRE: 18.12.2009 tarih ve 27436 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan“Kamu Personelinin Genel Sağlık Sigortası Kapsamına Alınması Hakkında Tebliğ” ile 2008 yılı Ekim ayı başından önce 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa tabi çalışmış olmaları sebebiyle 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 4 üncü maddesi kapsamında sayılanların ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından 15.01.2010 tarihinden itibaren devralınmasına ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Yine Maliye Bakanlığınca 31.12.2009 tarih ve 27449 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Kamu Personelinin Sağlık Hizmetlerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna Devrine İlişkin Tebliğ” ile de sağlık hizmetlerinin sunumu ile ilgili düzenleme yapılmıştır.
AYAKTA TEDAVİDE KATILIM PAYI TAHSİLİ
15.01.2010 tarihi ve sonrasında kamu personeline ilişkin katılım payları aşağıda belirtildiği gibi tahsil edilecektir.
A. Ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi katılım payı tahsili;
1) Birinci basamak sağlık kuruluşları ve aile hekimliği muayenelerine ilişkin 2 TL
tutarındaki katılım payı, kişilerin muayeneye ilişkin ilaç temini için reçete ile eczanelere
müracaat aşamasında eczaneden tahsil edilecektir.
2) İkinci ve üçüncü basamak resmi sağlık hizmeti sunucularında yapılan muayeneler
için 8 (sekiz) TL öngörülen katılım payı eczanelerden tahsil edilecektir.
3) Özel sağlık hizmeti sunucularında yapılan muayeneler için 15 (on beş) TL
Ön görülen katılım payının; 12 (on iki) TL katılım payı tutarı sağlık hizmeti sunucusu
tarafından, 3 (üç) TL lik tutar ise kişilerin muayeneye ilişkin reçete ile eczanelere
müracaat aşamasında eczaneden tahsil edilecektir.
4) Kişilerin muayeneye ilişkin ilaç temini için reçete ile eczanelere müracaat etmemesi
durumunda katılım payı tutarının hesaplanmasında, 3 (üç) TL tutarında indirim uygulanır.
Ülkemizde halen sağlık konusunda sağlıksız kararlar alınmaya devam ediliyor.
Memur, İşçi, Emekli, Esnafın asla ve asla hastalanmaması gerekiyor. Çünkü hastalandığı zaman resmi hastanelere gitse en ufak baş ağrısından bile olsa bir hafta, on günde hatta daha da fazla tahlil sonuçlarını alamıyor, teşhisi öğrenip tedaviye başlayamıyor Profesör, Doçent, Yardımcı Doçent doktorlara ulaşmak zaten Cumhurbaşkanına ulaşmaktan daha da zordur. Çünkü “ Parayı veren doktoru görür”.Özel muayeneye gitmezseniz selamı bile burunlarının ucu ile verirler. En samimi tanıdığınızda olsa hastanelerde hocalara ulaşmak hayaldir. Zaten odalarında hiç göremezsiniz. Neredeler diye sorarsanız her gün ya toplantıda ya da ameliyatta oldukları söylenir ama aslında bu vatandaşı oyalamaktır. Kimsede neredeler diye soramaz
çünkü onlar hocadır. Bazen de mesai saatinde odalarını üzerlerinden kilitleyip kariyer için ders çalışırlar, kapıyı açmazlar.(Buna şahit oldum. Çok hasta idim, tahlil sonucumu göstermem lazımdı, hocanın birinin kapısına vurdum kapı kilitli idi, bende bir saat kapısının önünde, ayakta acı çekerek belki az sonra gelir umudu ile bekledim. Bir saat sonra bir baktım kapının kilidi açıldı ve içeride ders çalıştığını söyledi, tabii çok şaşırdım) . Aslında Türkiye’de yetkililerimizin tek yaptıkları iş bol bol toplantı yapmak değil midir? Gelsin çaylar, gitsin pastalar. Vatandaş doktorun kapısında acı çekiyor, canı çıkmış kimin umurunda. Sonuç nedir? . Kocaman bir hiç. Amaç hastaya hizmet değil cebi doldurmaktır. Elbette sözlerim bütün doktorlara değildir. Görevini Hipokrat yeminine göre sürdüren saygıdeğer emektar, özverili doktorlarımıza da şükran borçluyuz. Temennim hastaya önem verilmesidir.
Ama ne yazık ki Ülkemizin hali, yaşanan olumsuzlukları her gün gözlemliyoruz fazla anlatmaya gerek yok. Sonrada Sayın Başbakan Hastane açılışında açılışa gelen vatandaşları o soğukta bir saat ayakta tutup acil servislerine gelen hastalardan artık sağlık güvencesi sorulmadan muayene edilecek sözünü veriyor.. Korkarım bu verilen sözün arkasından da vatandaşı ne sürprizler bekliyor acaba doğrusu merak ediyorum.
Vatandaş özel hastanelere gitse her poliklinik için 15 TL ücret ödemesi gerekiyor. İlaç almak için eczaneye gitse ayrıca orada da katılım payı tahsil ediliyor.
“ Sonrada Allah devlete zeval vermesin” diyoruz. Hani devlet bizim sağlık masrafımızı ödüyordu? Hani sözüm ona sağlığımızı düşünüyordu. Bumu sağlığımızı düşünmek. Memur, İşçi, Emekli, Esnaf hasta olacağım diye korkuyor ya da hasta olsa da gidemiyor.
Ayrıca Tıbbi malzeme, gözlük, diş v.s gibi zorunlu ihtiyaçlara devletin verdiği ücret zaten çok düşük, ihtiyacın çok altında bir rakam. Vatandaş mecburen fark ödüyor.
Bu durumda Memur, İşçi, Emekli ve Esnafa ve bunların eş ve çocuklarına Sayın yetkililerimiz demek ki şöyle diyorlar:“ Kardeşim aman hastalanmayın, eğer hastalanırsanız bizden bu kadar. Artık işine gelirse razı olursunuz, başka çareniz yok, daha ne istiyorsunuz buna da şükredin. Eğer işinize gelmezse siz bilirsiniz susun ve sessizce ölün. İster yaşayın, ister yaşamayın çokta umurumuzda ya. Bırakında koltuğumuzun keyfini çıkartıp, dünya turumuza devam edelim. Hediyelerimizi alıp kızlarımızın çeyizini tamamlayalım “
Ne yazık ki bunlar yaşanan gerçekler. Sonuç olarak:
AMAN SAKIN HASTALANMAYINIZ YOKSA YANDINIZ…
Herkese sağlıklı, sıhhatli, bu zamanda zorda olsa yüzünüzde güllerin açtığı uzun ömür dilerim.
Sivas’tan selam,sevgi ve saygılarımla.
SABİHA SERİN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.