YAZ AŞKIM BÖLÜM 12
‘’ALLAHIM! Ne güzel gündü, hayatımda geçen en güzel gündü, neşe dolu bir gün yaşadım.’’
Otobüs köyden çıkınca teyp çalmaya başlamıştı, o yörenin türküleriydi ve çok hareketliydi ama sözlerini İngilizler anlamıyordu.
Mustafa ise bugün çok neşeliydi, mikrofonu eline alıp şarkının sözlerini İngilizce olarak söylüyordu. Tüm otobüs tempo tutarak yol aldılar.
Mola verip gezilen yerlerde hep muziplik yapıyor, turistleri kahkahaya boğuyordu. İngilizler de sevmişti bu iki genci.
‘’Siz birbirinize çok yakışıyorsunuz’’ diye laflıyor, bu iltifatlar Mustafa’nın çok hoşuna gidiyor,’’ Bak Ayla! Bizi nasıl yakıştırıyorlar, sen ne dersin?’’ diye gözlerine bakıyordu.
Ayla ise;
_ Bilmem, çok yeni arkadaşlığımız. Bir müddet sonra ayrılacağız, sonra ne olacak? Deyince, Mustafa;
_Boş ver sonrasını biz bugünü yaşayalım, diyordu.
Her yer yemyeşil çiçekler açmış, dağlarda başka güzellik vardı bugün.
Mustafa çiçeklerden taç yapıp başına taktı Ayla’nın, ‘’Ne kadar güzel oldun’’ diye gülümsedi. ‘’Çok güzelsin’’
Ayla sadece gülümsemekle yetindi, bir kilise geziyorlardı.
Birkaç muzip turist ‘’ Biz sizi burada evlendireceğiz’’ dediler.
‘’Bizim dinimiz farklı biz kendi dinimize göre evleniriz’’ dedi Mustafa.
Fakat onlar şaka da olsa biz burada yapacağız düğünü diyorlardı güle oynaya. Öyle güzel saatler geçirdiler ki… Bir ömre bedeldi…
Mustafa;
_ İyiki geldiniz, iyiki sizi tanıdım, dedi. Biliyor musun? Biz yaz aşıklarıyız, yazın tanışıp sevişen aşıklar ayni bizim gibi.
Ayla gülümsedi,
_ Ne güzel! Yaz aşıkları, evet doğru, dedi. Yazın tanışan, anlaşan insanlarız.
Ama kısacık bir zaman da olsa sağol Mustafa, bana derdimi unutturdun
Sağol.
Ayla işte böyle güzel bir gün geçirmişti, bu duygular içinde uyudu.
Uyandığında Leylası uyuyordu, uzunca seyretti bu güzelliği. Burnunda hafif bir damla kan kurumuştu, Ayla ağlamamak için dışarı çıktı. Bugün işi vardı, uçak saatlerini öğrenecek ve buradan gideceklerdi.
Artık gitmeleri lazımdı, dışarıya çıktı telefon kulübesine gitti. Erzurum hava alanını aradı, uçak seferlerini öğrendi. Ertesi gün için yer ayırttı. Geriye geldiğinde Mustafa dere kenarına inmişti, Ayla’yı görünce yanına gelip;
_ Hayırdır nereden böyle?
_ Telefon edip uçak için yer ayırttım, yarın gidiyoruz.
_ Bu nereden çıktı?
_ Leyla istedi gitmeyi.
_ Yine mi Leyla’nın sözü!
_ Bu konuyu kapatalım, yer ayırtım gidiyoruz. Sana şükran borçluyum, iyi günler geçirdik sayende, sağol, dedi Ayla.
_ Adresini verirsen sana yazarım.
_ Tabi, dedi Mustafa
Küçük bir kart çıkarıp verdi,
_ Hem adres hem telefon numarası, bende sizin alayım.
Ayla söyledi, Mustafa bir kağıda yazdı,
_ Seni ararım, dedi.
Mustafa’nın canı sıkılmıştı,
_ Siz gidince bende giderim ,durmam artık burada giderim, dedi.
_ Kahvaltı yapalım mı?
_ Leyla’yı çağırayım yapalım.
Ayla yukarı çıktı, leyla’yı uyanmış buldu.
_ Uyandın mı?
_ Evet, sen neredesin?
_ Erzurum’a telefon ettim, yarın öyle uçuyoruz. Sabah erken buradan ayrılacağız.
_ Sahi gidiyor muyuz?
_ Eevet gidiyoruz, haydi kalk kahvaltı yapalım.
_ Tamam
Aşağıya inmişler, kahvaltıya oturmuşlardı. Mustafa biraz mahzun,
_ Demek gidiyorsunuz, öyle mi? dedi Leyla’ ya.
_ Öyle imiş, ablam yer ayırtmış.
_ Sen ne zaman gidiyorsun?
_ Bende giderim, kalmam buralarda. Sizsiz tadı çıkmaz artık. Hem imtihanlarım da yakın, gitmem lâzım.
Başka bir şey konuşmadan kahvaltı bitiminde,
_ Üşüdüm, dedi Leyla
_ Ayla ayağa kalktı, hemen ceket getireyim, dedi. Odalarına doğru yürüdü.
Mustafa,
_ Niye kendin almıyorsun? Ablanı yoruyorsun, deyince,
Leyla;
_ Sende hep onu koruyorsun, ona aşık mısın? Dedi.
_ Olabilir, o sevilecek biri belki de seviyorum.
Leyla;
_ Ya demek öyle, bende beni seversin sanmıştım.
_ Senide sevdim ama kardeş gibi, hep böyle bir kardeşim olsun isterdim. Ne olur sanki kardeşim olsan…
_ Yok
Leyla çok bozulmuş bir yüzle yok dedi
_ Yok, ben seni çok sevmiştim çok… Diye ağlamaklı,
_ Dün onun için mi bıraktın beni? Gitmeyeceğimi biliyordun ama sen gittin demek Ayla için gittin.
_ Evet, onunla yalnız kalabilmek için iyi de oldu. Çok güzel bir gün geçirdik. Ömrümüzün en iyi günüydü. Biz onunla yaz aşıklarıydık dün.
Leyla bu sözler karşısında çok üzüldü, üzüntüsünü belli etmek istemedi ama kendini tutamadı, ağlamaya başladı.
Mustafa;
_ Niye ağlıyorsun ki? Bunda ağlanacak bir şey yok, seninle de güzel günlerimiz oldu biliyorsun. Birazcık ablan da mutlu olsun ne olur.
Bu sırada Ayla geri geldi, elindeki ceketi kardeşinin omuzlarına koydu. Ağladığnı görünce şaşırdı,
_ Ne oldu, niye ağladın? Diye sordu.
_ Hiç, dedi. Yok bir şey odama gitmek istiyorum, gidelim.
Ayla Mustafa’ ya baktı soran gözlerle,
_ Hiç, sadece konuştuk, diye yanıtladı Mustafa biraz şaşkın.
Ayla ‘’peki’’ deyip kardeşine yardım etti.
_ Çıkalım, hem valizimizi toplarız. Sabah çok erken gidiyoruz, diyerek odalarına yöneldiler.
BURADA SANIRIM BİR EKSİKLİK VAR BAKARSINIZ SİZ…..
Leyla titriyordu ne ol