- 1608 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Hayata ” Forrest Gump” laşmak
“Hayat bir kutu çikolata gibidir, payına ne düşeceğini asla bilemezsin.” Evet annesi Forrest Gump’a böyle diyor,bilinmez örneğin neden çikolata olduğu büyük ihtimalle kültür farkından olsa gerek ama mesaj aynı; hayat bu, ne olursan ol başına ne geleceğini bilemezsin.
Hayata “Forrest Gump” laşmak dedik peki kim bu Forrest Gump?
Forrest Gump 1994 yapımı Oscar ödüllü bir film,malum film adını kahramanımızdan alıyor.Forrest zeka seviyesi 75 olan aptal görünen saf, tertemiz bir kalbi olan belki bundan mıdır bilinmez işi hep rast giden ama en önemlisi en kötü anında bile olayı anlamadığı için mi yoksa bütün bilgeliği ile anlamamış gibi gözüktüğünden mi hep soğukkanlı davranan ağırbaşlı,akil bir karakter.Belki onu duygusuz ve gerizekalı sanabilirsiniz ama emin olun ki o her zaman bizden çok daha zeki ve 75 çıkan akademik zekasına karşılık o çok yüksek duygusal zekasıyla bunu defalarca kez ispatlıyor.Aynı zamanda bize temel değerlerden olan içten bağlılık yani sadakatin ne demek olduğunu ve bunun için neler yapılabileceğini gösteriyor.Özetle (en güzel tanımımız:)) aptal görünen,üstün zekalı,delikanlı bilge kişilik.
Forrset Gump ‘ımızı kısaca tanıdıktan sonra şimdi filmin çekildiği 90’lı yıllardan anlattığı dönem yani elli ,yetmiş kapalı aralığından ,biraz günümüze gelelim.Son yıllarda öyle bir hal aldık ki kimseyi dinlemez olduk,tongue fu kitaplarıyla dinlemeden alt etmeyi öğrenir olduk, bir parça bir şey öğrendik bunu uygulayalım dedik birde baktık ki kavga eder olduk.Olduk da olduk…Bakıyorum da öyle ufak olaylara öyle tepkiler veriyoruz ki sakin bir kafayla vicdan muhasebesi yaptığımızda kendimize gülüyoruz sonra pişman olup üzülüyoruz.Bu satırları yazdığıma göre bunlar şüphesiz benim içinde geçerli(ben yazdıktan,siz okuduktan sonra mutlaka değişin:) )İşte böyle bir hayatta etrafımıza,yaşanan olaylara ,dönen dünyaya aldırış etmeden, aldırış etsek dahi kılıç üşürerek birbirimize saldırarak günlerimizi geçiriyoruz.Sanırım bunu daha fazla dallandırıp ,budaklandırmaya, güncel olaylar da ilişkilendirip çıkılmaz bir girdaba girmeye gerek yok.
Şimdi yapacağımız tek şey hayata biraz Forrest Gump gibi bakmak,.gelin en zor ekonomik koşulları , en karışık ilişkiler yumağını, sinirimizi bozan her görüntüyü,olayı kişiyi bir kenara bırakalım.Hayata daha büyük gülümseyelim,olayları daha büyük olgunlukla karşılayıp, ilk önce dinlemeyi bilelim, bırakın bizi salak yerine koyduklarını zannetsinler, onlar gülerken biz gözlerinin içine bakıp onların salaklıklarına gülelim, bunu yaparken de yine insan oldukları için onlara değer verelim, abartılı tepkiler vermeyelim,küfür etmeyelim, insanlara güvenelim,güven vermeseler de güvenelim,yalan söyleseler de güvenelim çünkü hayatta güvenebilecek başka bir ikinci varlık yok,emin olun başta yalan söyleyen,güven vermeyen insan da kimseye güvenmeyip,kendine güvenilmediği için böyle davranıyor, bir an için değil her zaman için kibirimizi yenelim,sınırlarımızı kaldıralım ki insanların bizimle iletişime geçmesi için bürokrasi ile karşılaşmalarını önleyelim,insana değer verelim karşımızda ki kim olursa olsun değerli dostlarımızdan biriymiş gibi muhabbetle yaklaşıp konuşalım, hayata seyirci kalmayalım,bizi izleyici olmaya o kadar güzel alıştırıyorlar ki (Bu arada “kalabalığın içinde yalnız kalmak istiyorum” şiirim aslında bunu eleştiriyor) artık oturduğumuz yerden kalkıp sahneye gidelim,şekillenen değil şekillendiren olalım,adaleti magazinel davalar da değil vicdanımızda arayalım (elbette en temel yol göstericimizde hukuktur) örnek insan olmak için değil kendimiz olmak için çalışalım…
Hayat bir kutu çikolata gibidir, payına ne düşeceğini asla bilemezsin .Artık bu cümleyi daha iyi anlıyoruz, filmde geçen bir cümle daha vardı. “Ben zeki bir adam olmayabilirim ama aşkı çok iyi biliyorum”. Her şeyi yazdık ama aşkı yazmayı unuttuk, hayatınızdan aşkı da eksik etmeyin zaten dünyaya aşık olmaya gelmedik mi? Şimdi eğer bu filmi izlemediyseniz lütfen izleyin, bütün şehri dolaşan o kuş tüyünün berraklığından vicdanınıza, ruhunuza berraklık katın ,bir kitabın sadece sonunu ve başını okuyarak kitabı anlayamazsınız en azından ortalarından birkaç sayfa daha okumanız gerekir :), bu da anlayana evet son kez…..Run Forest Run…
Not: Yazıyı okuyup , filmi izledikten sonra halen daha değişmeyen varsa elbette hemen değişemeyecek beni takip etmeye devam etsin:)
Alper Kayra