ŞAHMERANLA ARKADAŞLIK

• 3 Şubat 2010 Çarşamba 23:44:40

Bir düşün içinde yaşadığımız hayal mi?
Gördüğümüz göründüğü gibi mi?
Hayatın felsefesi bu değil mi?
Yaşayarak öğrenmek..

Yaşanan bir hikaye...
şimdi...rahmetli olan babacığım,ben 10 yaşlarındayken dedemin kendisine anlattığı bir olayı bize anlatmıştı.Babam olaydan o kadar çok etkilenmiş ki bize anlatırken sanki o anı yaşıyordu.
şimdi gelelim hikayemize...
Babamın babası yani dedem Tarsus’un varlıklı ailelerindendi.Etrafı geniş pamuk tarlalarıyla çevrili olan bir konakta yetişen mert,korkusuz,dürüst ağa!Bir gün yeni ektikleri tarlayı kontrol etmek için 5 arkadaş tarlaya giderler.Tarla eshab-ı kehf’e yakın mübarek bir yerdedir.Oradan gece geçmeye kimse cesaret edemezmiş.Gündüz gidermiş eşraf tarlalarını kontrol etmeye.Dedem ve arkadaşları tarlayı kontrol ederlerken zamanın geçtiğinin farkına varmamışlar.Dedem köstekli saatine bakmış ki vakit epey geç olmuş,havada yavaş yavaş kararmaya başlamış.Arkadaşları;’’nasıl döneceğiz ya karşımıza çıkarsa’’ demişler ve eklemişler;’’Azığımız,suyumuz bitti.’’Dedem cevap vermiş;’’Gökyüzündeki ay ışık saçıyor,hızlı yürürüz,yolu yarıladıkmı geçeriz patikayı.’’ Hep birlikte yola koyulmuşlar.Dedem çok samimi olduğu,can dostum dediği Kerim’e demiş ki:’’ Elele tutuşalım,birbirimizden kopmayalım ve sırayla isimlerimizi söyleyelim.’’Sonra dedem başlamış ’’Cemil’’ diye,arkadaşlarıda sırayla ’’Kerim,Rahim,Mehmet,Ali..’’tekrar tekrar söyleyerek yolu yarılamışlar.Sonra dedem yine başlamış ’Cemil’ diye ve arkasından arkadaşları devam etmiş ’’Kerim,Mehmet,Rahim,Ali’’diye.Fakat Ali’den sonra bir ses daha çıkmış,ŞAHMERAN.ssss...Başı insan gövdesi yılan,yakışıklımı yakışıklı,kapkara gözlü,uzun düz saçlı,yağız bir delikanlı duruyor dedemin karşısında.Kaygan,yumuşak,pullu elleriyle ellerini tutmaya çalışıyor.Dedemin arkadaşları donuk bir vaziyette hiç konuşmuyorlar,korkudan adeta dillerini yutmuş gibiler.Dedem bütün haşmetiyle,büyükçe kamasını çıkarıp Şahmeran’ın ellerini tam kesecekken Şahmeran o koca cüssesiyle zararsızca dedeme sarılıp onu engellemiş.Dedem bu hareketi üzerine Şahmeran’a ’’Bizi öldürmene kayıtsız kalmayacağım,seninle savaşacağım,kimseyi öldüremeyeceksin.’’demiş,demesine ama dedemde korkmamış değil.Karşısında boğa yılanı gibi,başı insan,gövdesi yılan birisi duruyor ve savunmasızlar.Dedem ne yapsam diye düşünürken yine fıslayarak dile gelmiş Şahmeran,’’Dur kardeşim sana zarar vermeyeceğim,sizi neden öldürmek isteyeyim,ben karıncayı bile incitmem.Buradan geçenlerle konuşmak istedim ama beni gören ya düşüp ya ölüyor yada dillerini yutuyor.Sizi görünce yine şansımı deneyip aranıza katılmak istedim.Yalnızlık çok zor,Rabbim beni böyle yaratmışsa benim suçum ne...’’O arada dedemi bırakmış tabi.Dedem arkadaşlarını ayıktırmış ve oturmuşlar Şahmeran’la sohbete..Anlatmış Şahmeran ’’Bir yar sevdim;gözleri gök gibi,teni bulut,zülüf dökülmüş yüzüne..Saçları buğday başağı rengi..Fakat zalim babası bahtımı zindan,bedenime zulüm eyledi.Ayırdı bizi hala yanar bu yürek.Görünüşüm sizden farklı ama kalbim sizin gibi atar.De bana arkadaş beni gören siz gibi dinleseydi kötü olmadığımı anlamazmıydı.Yaradan böyle yaratmışsa benim kusurum ne arkadaş.’’Cemil dedem bu konuşmalar üzerine çok üzülmüş,ağlaşmışlar.Arkadaşlarına dönüp bundan sonra 6.arkadaşımız Şahmeran’dır demiş.O günden sonra tarlaya gitmak için akşam olmasını beklerlermiş,çünkü şahmeran karanlık çöktüğü zaman ortaya çıkarmış, yerin altındaki sarayından....5 Arkadaş bu olayı kimseye anlatmamaya yemin etmişler.Duyarlarsa kimse inanmaz bize sırrımız olsun demiş dedem..Buluştuklarında toplaşıp yola koyulurlar,önce dedem başlar isim saymaya,CEMİL,MEHMET,RAHİM,KERİM ALİ,ŞAHMERAN..Gecenin sessizliğinde kahkahaları inler sohpetler başlar,günler böyle geçmiş.Pamuk toplama zamanı gelmiş,dedem bir ay boyunca hiç haber alamamış ŞAHMERANDAN..Merak etmeye başlamış.Birgün Eshab-ı keyf i ziyarete gitmiş dua etmeye şöyle demiş..(Allahım bugün bu mubarek evde uykuya yatacam bana ŞAHMERANA ne olduğunu rüyamda göster )ve uyumuş...Dedem rüyasında,Kralın ölümcül bir hastalığa yakalandığını,çaresinin şahmeranın kuyruğunda olduğunu görürür..kral ,ŞAHMERANA Ulaklar gönderip onu güzeller güzeli kızıyla evlendireceğini yanına çağırtığını,Şahmeran yanına gittikten sonra başını gövdesinden ayırıp, eski hamam da katlettiğini görmüş..Bu rüya üzerine dedem terler içierisinde uyanarak hemen eski hamama gitmiş,Gitmiş ki ne görsün;her yer kan içindeymiş,o görüntüyü görünce çok üzülmüş dedem.Dizlerinin üzerine çöküp ağlamaya başlamış sonra önüne küçük bir yılan yaklaşmış ve ’’o ölmedi,o ölümsüzdür.sevdiceğine kavuştu,onunla mutlu,sanada bunu gönderdi.’’demiş ve giderken yere Şahmeran’ın bedeninden bir pul bırakmış.Dedem pulu hemen yerden almış veölümüne saklamaya karar vermiş.Gün gelmiş dedemin eceli yaklaşmış.Bunu hisseden dedem sırrını ilk kez karısına ve oğluna yani babama anlatmış...Babama vasiyet etmiş,’’öldüğümde bu kutunun içindeki pulu ve onu ilk gördüğümde ona kaldırdığım kamamı benimle beraber gömün’’diye.Babamda dedemin bu son isteğini yerine getirmiş...Hikayede burada son bulmuş.Tekrara tekrar dinlemekten bıkmadığım,hala etkisinde olduğum çok güzel yaşanmış bir hikayedir bu...Belediyemiz güzel Tarsus’umun ortasına heykelini yaptırmış Şahmeran’ın.Belediyemizin bu duyarlılığını bizzat görüşerek tebrik ettim.Böyle güzel efsaneleri yaşatmak bizlere düşer sanırım.Bu hikayeyi sizlerle paylaşmaktan onur duydum,gururla kaleme döktüm.Güzel toros dağlarımızın eteğinde Eshab-ı kehf çok huzur bulacağınız çam,kekik kokularıyla,yaseminleriyle görülmeye değer bir yer.Sıkmasını,yayık ayranını yemeden,içmeden dönmeyeceğiniz bir yer.Egzotik kalıntıları,Kleopatrasıyla,Sezarıyla,cennetir Akdeniz.İncisidir Mersin-Tarsus.Küçük Roma kentidir,benim memleketim görülmeye değer... ESİN ÇEVİKOĞLU