- 766 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Çoğunluk üzerine
Çoğunluğa uymak
Çoğunluğa uymak her zaman doğru mudur?
Peygamberler neden çoğunluğa uymadı?
Peygamberlerin daveti çoğunlukça kabul görmediği halde neden davalarından çoğunluk lehine dönmediler?
Çoğunluğun sayısal değeri var da niteliksel değeri yok mu?
İnsanlar neden eğitim alıyorlar?
Bilenlerle bilmeyenler aynı mı?
“Eğer yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyuyorlar ve onlar sadece yalan uyduruyorlar.” Enam Suresi /116/ Diyanet Meali
Saygılar.
Her konuda Kuran-ı Kerim’e başvurmak herkesin hakkı.
Kurandan medet uman ayıplanmaz.
Fikrine kurandan destek aramak da gayet normal.
Kuran’a başvurulmadığından yakınmıyorlar mı hep?
Bilenler bilgisini koymalı ortaya.
Kuru ithamların bu zamanda geçerliliği var mı?
Pozitif bilgi kaynağı olarak yeter Kuran. İnanın.
Saygılar.
------------
Çoğunluk üzerine
—Çoğunluk her zaman doğru mudur, haklı mıdır?
—Azınlık her zaman mağdur mudur, haklı mıdır?
Her iki sorunun cevabı da tabiî ki hayır.
Mutlak doğruyu veya haklıyı tespit etmek çoğu zaman mümkün olmuyor. O halde uzlaşmayı sağlayacak; kavgayı, çekişmeyi önleyecek bir yol bulmalı. Bir karara varılmalı. Kararsızlık en kötü sonuçtur. Varılan kararın toplumun her kesimini memnun etmesi beklenemez. Burada çoğunluğun iradesini yansıtan “Demokrasi “devreye giriyor. Eşit haklara sahip olanlar arasında çoğunluğun isteğinin yapılmasının kabulü ile toplumsal uzlaşı sağlanabilir. Çoğunluk ile alınan karara itiraz edenler elbet olacaktır. İşin inceliği, zarafeti burada gizli. Burada önceliği olan husus kararın doğruluğu veya yanlışlığı değildir. Çoğunlukla alınmasıdır! Yoksa alınan kararın doğruluğunun tartışmasız kabul edilmesinin dayatılması yanlış sonuçlar doğurur. Karar ( Kişisel hak ve özgürlüklere aykırı olmamak kaydıyla) zorlayıcı hükümler de içerebilir. Çoğunluğun özgür iradesi ile alınan kararlar, tabu değildir. Tartışılabilir, yanlış olduğu iddia edilebilir. Fakat karara uyma mecburiyeti vardır. Özellikle ihtisas gerektiren hususlarda, karar mekanizmasında görev alacak olanların eşit ihtisas kademelerinde bulunması gerekir. Rasgele oluşturulacak bir kurulun çoğunluk ile vereceği bir karar ne kadar doğru olabilir?
İnanç ile ilgili toplumsal uzlaşı yapılsa da zorlayıcı olamaz. Çünkü inanç kişisel hak ve özgürlük alanına giriyor. Yani insanların neye ve nasıl inanacağı konusunda toplumsal baskı oluşturulamaz.
Saygılarımla.
Doğrudan yana olmak veya güçlüden yana olmak üzerine
İnsanların ekser kısmı avamdır ve avam zahire baktığından güçlüden yanadır.
Güçlü ise her zaman doğru değildir. Her zaman doğru olanı bulmak, bilmek de kolay değildir. Büyük bir altyapı gerektirir. Yani yine eğitimden geçiyor yolumuz. İster hayat mektebinde okuyun, isterseniz iyi bir üniversitede; fark etmez.
Avam genellikle tercihini güçlüden yana kullanır fakat zayıftan yana görünür, zayıfın yanında olduğunu iddia eder! Böylece yaptığı tahribatı kendi âleminde örtmeye çalışır.
Neden böyledir?
Büyük çoğunluğu eğitimsiz ve ekonomik olarak da zayıf durumda olan insanların, şuur altında güç gizlidir. Güçlü olandan medet bekler. Bu nedenle çok çabuk yönlendirilebilir, fikirlerinde kararlı duramaz, hissi davranır.
Örnek vermeye gerek yok ama köy ağalarına koşulsuz itaat eden kırsal kesimde yaşayanlar ve şehirde de başka ağalara koşulsuz itaat edenler yeterli……
Saygılarımla.
YORUMLAR
Değerli Kardeşim, her bir satırında derin anlamlar olan ruhumuza köprü, kalbimize nurlu kapılar açan satırlarınızla yüreğimizde meltemler estirdiniz. Sağolun, varolun.
Sevmek, sevmek, sevmek! Allah'ın sevip de yarattığı her şeyi, sevmek ne güzel. Sevgi çalışarak kazanılmaz, Allah vergisidir. (Eğer Allah'ı seviyorsanız, bana tabi olun ki Allah da sizi sevsin!) Allah'ın muradı dışında bir şey olmaz, ama Allah hiç kimseyi hiç bir şeye zorlamaz anlayışı içinde devam eden "kemal-i muhabbet tahsili"mizde biz, evet; en öfkeli anlarımızda bile, sürekli olarak, sevgi, sevgi ve sevgi diyoruz, ama nasıl bir sevgi? "Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl, Muhammedsiz muhabbetten ne hâsıl?"
Herşeyin başı sevgi olsa gerek.
Selam, saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Allah'a emanet olunuz.
Yoruma yazdığınız şiir çok hoş.
Sayfanızda yayınlarsınız inşallah.
-----------------------
Başlar üzerinde duruyor ama bir zahmet açıp bakmıyor, çoğunluk.
Hazırcı, başkalarından medet umuyor, çoğunluk.
Kendi şarkısını kendi ağzı ile söylemiyor, çoğunluk.
Baştaki koyunun uçuruma atlaması ile uçuruma atlıyor, çoğunluk.
-----------------------------
Yorumunuz için teşekkür ederim Afet Hanım.
aslında yoruma ihtiyacı olmayacak kadar derinlik ifade eden ve derin sözlerle yüklü ama açık apaçık olan bu yazı neden dikkati çekmemiş dersiniz? Çünkü çoğunluğu sağlayacak kadar yok okuyucular. çünkü çoğunluğun tercihi doğruları bulmaktan yana değil, eş dost gönülleyip onlardan faydalanmaktan yana. bunları yapanlar da kazanıyorlar bir şeyler. değeri var mıdır sadece hatır için yazılan bir iki satırın, belki de hiç okunmadan sadece yekün oluşturmaya yarayan bir kaç kelimenin sonunda elde edildiği sanılan başarı gereksiz gurura neden oluyorsa kazanç mı sayılır ben idrak edemiyorum doğrusu. her zaman doğru bildiğimi ifade etmekten yana isem de son günlerde aldığım tepkiler beni oldukça yıprattı. bu sadece eser(!) sahibinden değil, menfaat dostlarından ve ödüllendirenler tarafından. artık ben de sadece kendimi rahat hissetmek için doğruları bir kenara itip çoğunluğun yanında görülmek istiyorum. çoğunluk demek güç demektir. ve bu dünyada güçlü kazanıyor. diğer taraf zaten umurlarında bile değil. ve bu sizin sorunuzun cevabıdır belki de. çoğunluk azınlıkta kalanı susturur ve haksız konuma düşürür. nereye kadar dayanabilirsiniz ki , kaçsan ona laf, savaşmaya kalksan beceremezsin. en iyisi uydum kalabalığa demek oluyor galiba. belki köylerde ağaların zulmü altında yaşamadık ama burada yaşamak zorunda kalıyoruz. bu alışkanlıktan değil güçsüzlükten. fazla uatmadan keseceğim sözümü. bu bir yorum değildi sadece bir iç döküş, belki isyanın başka türlüsü. ama kabullenemediğim şeyler var ve uymak zorunda kalıyorum ve kalıyoruz. size bir şiirimle veda etmek isterim. kabul buyurun lütfen.
DİYESİN SEN
Başımızın üstünde duruyor yerin
Önümüzde ışık sermayesin sen.
Kor alev içinde bahardan serin
İnananlar için bir payesin sen.
Kalbimi, aklımı elime verdim
Tek senin uğruna ömrümü serdim
Düşmanın önüne tunç setler gerdim
Aklı kıt olana hikâyesin sen.
Okurum, dinlerim ben satır satır
Coşku dolu sesler ruhum kanatır
Kederi götürür huzur yaratır
Gökyüzünden inen hediyesin sen.
Çöldeyiz ,susadık , yanıyoruz biz
Işıksın önümde tanıyoruz biz
Yalnız senden umut arıyoruz biz
-“İçmek için beni,aç !” diyesin sen .
AFET KIRAT