- 1637 Okunma
- 20 Yorum
- 0 Beğeni
MAHALLENİN EFESİ
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Bu mahalleyi benim kadar bilemezsiniz. Bütün sokaklarını, apartmanlarını,apartmanlarda yaşayanları hepsini bilirim.
Burada her sabah bir telaş, bir koşuşturma başlar.Güneşle beraber sokaklara dökülürler. Önce takım elbiseli kravatlı erkekler,yüzleri makyajlı kadınlar otobüslere, dolmuşlara biner giderler.
Sonra sırtlarındaki ağır çantalarla öğrenciler çıkarlar. Onlardan beni kovalayıp gülenleri, gülenlere üzülenleri de bilirim.
Sokaklar boşalınca parka giderim. Kilolu kadınların sıkı giyimleriyle, hızlı hızlı yürümelerini seyrederim. Birer ikişer yaşlı emekliler gelirler:
"Saygının kalmadığından, başlarına taş yağacağından" söz ederler.
Onları dinlerim. Ama benim derdim başkadır. Güneş yükselince parktan ayrılırım. Artık insanların tek uğrak yeri- Çıkanların bazen bana bir şeyler verildiği- bakkalın önüdür yeni durağım...
-------------------------------------------------------
Bakkaldan önce bir ihtiyar adam, peşinden bir çocuk daha sonra bir kadın ekmek poşetleriyle çıktılar.
Onlar bana bakmadı. Bende onlara bakmadım. Karşıdan yine tepe saçları dökük, yüzü tıraşsız, şiş gözlerinin akları kızarmış o adam geliyordu. O beni hiç sevmez. Kovar. Üstelik birde küfür eder. Göremeyeceği bir yere saklandım.
Şangırtılı siyah poşetiyle ayrıldıktan sonra yine gelip yerime oturdum.Şimdide güzel bir kız çıktı bakkaldan. İlk defa görüyordum. Belki misafir belki de yeni taşınmışlardı.
Peşine düştüm. Beni fark etti. Hızlandı. Bende hızlandım. Durdu. Bende durdum. Korkmuştu.
" Ne var bee. Gitsene peşimden"
Bağırmasına aldırış etmedim. Tek çözümü koşmakta buldu. Apartmanına kadar koştuk.
Kapıyı çabuk açtı. Hızla örttü.
Ağır ağır geri döndüm. Niye böyle yapmıştım ki?Birilerini korkutmak zevk mi vermişti bana?
Belkide... Hep ben korkacak değildim ya..
Akşama daha çok vardı. Bakkala gitmekten vazgeçtim. Hava pırıl pırıldı. Uzak olsa da kendimi tarlalara atacaktım.
Öylede yaptım.
Akşam olmuştu.
Birazdan; yanlarına astığı içleri kağıt dolu büyük çuvallarla, topladığı boş bira kutularıyla yüklü arabasını yitekleyerek gelirdi.
Ana caddeye çıktım. Geliyordu. Yanına koşsa mıydım? Her gün her gün olmuyordu.
Utanıyordum. Bekledim. Yanıma gelince gözlerindeki ışığı gördüm. Bu gün çok neşeliydi." Hadi Efe düş peşime" dedi.
Her zaman ki gibi uzamış ak sakalı, elleri kir içindeydi. Beraber ilerideki sokak lambasının
yanına kadar yürüdük. Arabasından dolu siyah poşeti aldı. Oturdu. Bende yanına oturdum.
"Bu gün işler iyi Efe. Sadece ekmek yok. Ette var ette. Kemikler hep etli. Yeni kurbandan çıktılar ya!"
Açtığı poşetten çıkan kemiklerden birini önüme koydu. Bir tane de kendisi aldı.Ağzına götürdü. Göz göze geldik. Utandı. Yemekten vaz geçti. Onu da önüme bıraktı almadım.Bekledim.
"Hadi Efe devam devam..." dedi.
Bıraktığı, daha sonra verdiği kemiklerin etlerini iştahla yedim. Doymuştum. Bu günde
bitmişti. Yarın bir başka gün,bir başka umuttu.
Minnet borçluydum. Bunu belirtecek yapabildiğim tek hareket kuyruk sallamak, bildiğim
tek kelime ise;
"HAVV HAVVV"
YORUMLAR
"...Bir tane de kendisi aldı.
Ağzına götürdü. Göz göze geldik. Utandı. Yemekten vaz geçti. Onuda önüme bıraktı.
Almadım. Bekledim.
..."
Ah o kimsesiz hayvanlar...kimsesiz çocukları sevdiğim gibi onları da sevmek istiyorum nerde görsem...
...Ne güzel anlatmışsınız, kaleminize sağlık.
Saygılarımla...
doğrusu son günlerde okumaya başladığım hiçbir şeyi biteremiyorum ancak bu kısa yazıyı okumaya devam edebildim. işin ilginci yazının sonuna gelene kadar anlatıcının köpek olduğu aklımın ucuna bile gelmedi. bir köpek ve insan arasında aslında yeme alışkanlıklarından başka bir fark yok gibi göründü gözüme. ayrıca uslup o kadar samimi ki... sanki bir roman başladı... sadece ilk paragraftaki geniş zamandan sonra geçmiş zamana dönülmüş olması biraz karmaşa yaratıyor ufak bir ayrıntı..
suprizli bir yazı..
tebrik ediyorum
iyi çalışmalar
Sezim E. Güvercin tarafından 1/25/2010 11:15:17 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sezim E. Güvercin tarafından 1/25/2010 11:16:46 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bedri Tokul
Bedri Tokul
Yazıyı okuyunca konuşanın efe olduğu aklıma gelmemişti taki yazının sonuna gelene kadar...
Çocukluğum köpek beslemekle geçti. Unutmadıklarım arasında Tonton, Pamuk, Linda ve Kral vardı. Ama en çok sevdiğim Tonton'du.
Bilirim köpeklerin gözlerindeki ifadeyi ve ne zaman memnun ne zaman memnuniyetsiz olduklarını.
Hep diyorum Rabbim nasip eder de bahçeli bir evim olursa mutlaka köpeğimde olacak. Çünkü sadık bir dost. Hayvan deyip geçilmeyecek kadar sadık...
Beğeniyle okudum.
Kutlarım
Saygı ile
Bedri Tokul
Bedri Tokul
Bedri Tokul
Ne kadar çekici bir yazıydı. Sevimli bir köpeğin gözünden gibi görünse de anlatılanlar, aslında bizler için anlam dolu mesajlar taşıyordu. Kıssadan hisse gibi.
Bu yazıyı yazan değerli kalemi, hem hassasiyetinden, hem de günün yazısı seçilmesinden dolayı Tebrik ederim.
Mustafa Sakarya tarafından 1/25/2010 11:25:12 AM zamanında düzenlenmiştir.
Bedri Tokul
Mahallenin efesi çok şekermiş ki bende bir köpek sever olarak yazarımızı kutluyorum sevgidamlalarımı bırakıyorum
sevgidamlalarim tarafından 1/25/2010 10:37:21 AM zamanında düzenlenmiştir.
sevgidamlalarim tarafından 1/25/2010 10:37:45 AM zamanında düzenlenmiştir.
Bedri Tokul
bu site harika bir site......okuyucuları.....harika yazanları....harika.....seçmeyi biliyor......önemli olan güzeli bulmak ona hakettiğini vermek....işte bu sitede bu ayrıcalık var.....hakettiği yerde olan yazıyı ve yazan kadife uçlu kalemi yürekten kutluyorum....saygılar kardeşim...
Bedri Tokul
Şunu bilirim ki Efe'lere iyi bakmaz ve de sevmezsek yaşamın hiç bir canlısını sevemeyiz.Bu Efe bende de var dı 10 gün kadar önce özel güvenlik olarak ilgili kuruma teslim ettim mükemmel bir Alman kurttu ve de babası da bende.
-Severek heyecanla okudum mahallenin Efe sini.
-aslında yaşamın en adil en onurlu ve de sadık canlıları bütün Efeler.Korkutmazsak bizi asla korkutmazlarSeversek seviliriz biz onlar için can yoldaşız ama onlar bizim için ne...? hayvan mı ? kimileri böyle algılasa da ben şahsen oğullarım kadar çok ama çok seviyorum .Şimdi bir tek baba kaldı bende adı PONÇ bir Rusya dönüşü getirmiştik ne zorluklarla ne çok problemlerle öyle ki adamlar insana uygulanan formaliteleri,aşıları,pasaport ve vizeleri aynen hazırlattılar bize.İşte orda yani bizden başka ülkelerde hayvana verilen ayrıcalıklar.Üstelik yılda bir kez yaşam koşullarını ilgili aileye netten yolluyor cd izletiyorum.Onlar bizim çocuğumuzdan haberdar olmak kaydıyla verdik diyorlar.
-İşte böyle dostum 3 yılda bir pasaportunu yeniliyor her yıl K-9 eğitimini tekrarlatıyorum.
Yani benim akıllı beyefendi arkadaşım/can yoldaşım o..
GEREKLİLİK ARZEDEN BÖYLESİ ÖNEMLİ BİR KONUYU İŞLEDİĞİNİZ İÇİN KUTLUYORUM
Bedri Tokul
Sizin ve can yoldaşınızın gözlerinden öperim.
Çok çok güzel bir yazıydı. Yazarını içtenlikle kutluyorum...
sevgiler...
Bedri Tokul
içimden bu yazının seçileceği geçmiti ve çok da beğenmiştim işin açıkçası. Yürekten kutluyorum günün yazısını ve yazarını. Saygılarımla.
Bedri Tokul
SEVGİLERİMLE....
zevkle okudum...bir an köpeğim tarzan geldi aklıma:)fabl sanatıyla onu konuşturmak..kaleminize sağlık,saygılarımla...
Bedri Tokul
HARİKAYDI. BAYILDIM VALLAHİ. ÇOK EĞLENCELİ VE DEĞİŞİK BİR YAZIYDI. ÖNCE BİR İNSANIN GÜNLÜK YAŞANTISINI ANLATIR GİBİYDİ SONRA ANLADIM. DEĞİŞİK BİR BAKIŞ AÇISI AMA UMUT YİNE AYNI.HER VARLIKTA AYNI. TEBRİK EDİYORUM. SAYGILAR
Bedri Tokul
.....Minnet borçluydum. Bunu belirtecek yapabildiğim tek hareket kuyruk sallamak, bildiğim
tek kelime ise;
"HAVV HAVVV"
Bu sayfaya dikkat edin.....tiryakisi olacaksınız....yeni bir ses yeni bir nefes....ne dediğini bilen hangi makamda okunacaksa o türküyü söyleyen... okurken güldüren güldürürken düşündüren ağlayıp ağlatan.... sevecen kadife uçlu bir kalem.....tohum adlı şiirini nuri adlı öyküsünü okuduğum an bu kanıya varmıştım....ustalık özünde....tüm güzel hasletlerin durağı olan yüreğin sahibi...aramıza hoş geldin....iyiki varsın iyiki yazıyorsun....tüm beğenim ve hayranlığımla bu güzel sayfaya sevgi demetleri bırakıyorum...hoşça kal
tacettin yıldırım tarafından 1/24/2010 3:07:44 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bedri Tokul
Birilerini korkutmak zevk mi vermişti bana? Belkide... Hep ben korkacak değildim ya.....evet hayvanlar insanların ardılarına düştüklerinde hep kovalayan olur korkuturlar ama aslında onlarda bir dişlerini gösterirdim mi, bu kez insanlar kaçacak delik ararlar.
yazınızı çok büyük bir keyifle okudum.mahallenin efe'sinide çok sevdim. yüreğinize saglık.selam ve saygılar.
gurbetçiler tarafından 1/24/2010 11:28:43 AM zamanında düzenlenmiştir.
Bedri Tokul
Bu gün okuduğum en sevecen, en keyif verici yazıydı. Teşekkürler, tebrikler.