- 2480 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
Köy Ekmeği
KÖY EKMEĞİ
Çocuktuk henüz. İlkokula gidiyorduk.Yıl… 1970’li yılların başı. Her çocuk gibi okulların bir an önce kapanıp, yaz tatilinin gelmesini istiyorduk. Dört değil, sekiz gözle bekliyorduk.
Niye mi?
Bir an önce doğduğumuz topraklara, köye gitmek için elbette. Küçük de olsa yaşadığımız şehirden kaçmak, ağaçlarla, çiçeklerle, böceklerle, kuş cıvıltılarıyla, tabiatla baş başa kalmak, çayırda çimende yuvarlanmak, mevsim meyvelerini dalından koparmak, çelik çomak oynamak, orakla ekin biçmek, öküz arabasına binmek, çift koşmak, değirmene gitmek…Say sayabilirsen…
Şehrin, okulun ve derslerin verdiği monotonluktan kurtulmak istiyorduk. En azından kendim için rahatlıkla söyleyebilirim bunu.
Köyde doğduğumdan mıdır nedir, oldum olası sevmişimdir köyleri. Hele de kendi köyümü.
Duyar gibi oluyorum…En güzel köy bizim köy diyorsunuz.
Değil ama, öyle olsun. Sizi mi kıralım şimdi bir öykü için.
Köy yerindeki samimiyet, hoşgörü, coşku, sıcaklık… Belki çok sık gidemediğimiz için babaannemin, dedemin, amcalarımın ve amca çocuklarının bize gösterdiği ilgi. Sülalenin ilk erkek torunu oluşumdandır belki de. Ya da toprak mı çekiyordu? Ne bileyim, ben köyü severdim işte. Köy de beni…
Köye gitmek için çok fazla bir hazırlık yapmaya gerek yoktu. Birkaç parça çamaşır, üst baş, iyisinden araziye uygun bir çift ayakkabı yetiyordu. Yaz tatilinde havalar sıcak olduğu için çok fazla giysiye de ihtiyaç yoktu.
Giderken alınacaklar listesine ekleyeceğim, olmazsa olmaz cinsiden; amcama götürülecek birkaç paket Bafra sigarası, yengelerime sakız, amca çocuklarına bisküvi ve gofret – dedemi ve babaannemi unuttuğumu sanmayın- onlar için de köye giderken alınan en kıymetli şey: Has ekmek tabii… Beyaz ekmek, yani bildiğimiz şehir ekmeği…
Sizi bilmem ama ben, esmer buğday unundan yapılan, fırında ya da guzinede pişirilen köy ekmeğini çok severim. Üç değil beş öğün olsa yine yerim. Hele de sıcakken üzerine mis gibi köy tereyağını sürüp te yemesi yok mu?.. Değme yemeğe değişmem.
Canınız mı çekti?..
Yok öyle…
Köyden gelirken bize de getir dediğinizi duyar gibi oluyorum. Ama nafile çaba. Köy ekmeği istiyorsanız bizim köye geleceksiniz. En hasından, en lezzetlisinden doyana kadar yemek için.
İsterseniz tereyağı sürer yengem, ekmeğin üzerine.
Ya da her mevsim yanan guzine üzerinde, meşe odununun közünde, bakır tavada; kümesten yeni topladığı köy yumurtasını, kendi ineklerimizin sütünden çıkardığı tereyağında pişirir ve önünüze getirir. İsterseniz kuş sütü eksik ziyafet sofrasından yeni kalkmış olun. İsterseniz iştahım yok deyin. Mis gibi tereyağı kokan yumurtayı asla yememezlik edemezsiniz.
Yanına bir de inek yoğurdu kondu mu az ekşisinden… İşte o zaman sizin ellerinizi, benim de ayaklarımı bağlasınlar itiraz edersem ne olayım.
Elbette bu bölüm sadece işin esprisiydi.
Her köyde olduğu gibi, bizim köyümüzde de öncelik her zaman olduğu gibi misafiredir. Ne varsa getirilir sofraya. Yeter, istemiyorum da deseniz hiç olmazsa tatmak zorundasınızdır sofraya gelen yiyeceklerden.
Bir gün bizim köye yolunuz düşer de bize uğramazsanız eğer küser darılırım. Babaannem de çok kızar. Darılır size.
Ne zaman yolunuz düşerse beklerim bizim köye. Çam sakızı çoban armağanı.
Allah ne verdiyse birlikte yeriz.
Merak etmeyin soframız bereketlidir. Herkese yeter.
Neresi mi benim köyüm?
Çok özür dilerim. Söylemeyi unuttum.
Sinop merkeze bağlı Aloğlu’dur köyüm.
Ne zaman yolunuz düşerse beklerim efendim.
Köy ekmeğini paylaşmak için.
Günay ÖZDEMİR
YORUMLAR
Günay ÖZDEMİR
Benim çocukluğum da köyde geçti ama inanın sizin sevdiğiniz kadar sevemiyorum köyümü. Çünkü çok fazla acı yaşadım ve sanırım o acılar zamanla kabuk bağlamış gibi görünse de, kabukl bağlamadığını köyüme ne zaman çıksam anlıyorum.
Şimdi hiç kimse yok köyümde. Her taraf terkedilmiş. İşte bunu gördüğüm zaman da çok acı çekiyorum Günay bey. Keşke eskiden olduğu gibi şimdi de o köylerdeki tertemiz dostluklar devam edebilseydi. Ve bizler o tandırlarda pişen kepekli tazecik ekmeklerin kokusunu duya duya yiyebilseydik.
Beni çocukluğuma götürdü yazınız. Teşekkür ederim paylaşımınız için. Saygılar yüreğinize.
Pazar sabahına yakışır hoş bir sohbetti yazı. Bizim gibi köy çocuklarına da geçmişi ve köyü hatırlatıyor elbet. Bizim köyde her mahallede olan köy fırınlarında pişirilir ekmekler. Günlerce ye ye bitmez. Bayatlamaz da. Köylerin misafirperliği de hemen hepsinde vardır ve ne kadar da güzeldir.