*YAKAMOZ*(Şükran AY) : 'Şiirsiz geçen hiçbir günüm yok. Olamaz da. Nefessiz yaşanmaz ki.' ... Söyleyişi
Edebiyatla dopdolu, şiirle iç içe bir sestir, çok nefestir, yegane adrestir Şükran AY... meselci
.....................................................
meselci: *YAKAMOZ* veya diğer bir deyişle Şükran AY’ı tanıyabilir miyiz, diyecektim ama Profilinizde kendiniz hakkında şunları dile getirmişsiniz:
’Ben Şükran Ay.11.04.1972 Konya doğumluyum bir kamu kurumunda idareci olarak görev yapmaktayım.
Özel zevk aldığım şeylerin başında şiirlerim, kitaplarım ve hiç ayrı kalamayacağım müzik gelir.
Son derece duygusal,hassas bir yapım var yıllardır değiştirmeye çalıştım ama bir türlü beceremedim özümden ayrılmayı.
En basit yürek sızlamasında bile gözyaşlarım hazır beklemedeler sanki akmaya hemen dökülüverir.
Hatta bu hassasiyetim yüzünden yaşamımda mantığımı ikinci plana atıp ta yanlış yaptığım anlarda az değildir.
Kimsenin etlisine sütlüsüne karışmayan,kendi dünyasında kitaplarıyla,şiirleriyle mutlu olan, yaşamın anlamının saygı çerçevesinde sevmek ve sevilmek olduğuna inanan biriyim.
Ve insanın kendini sevmeden hiç bir şeyi ve kimseyi sevmeyeceğini de bilirim.
Önce kişi kendini sevmeli, kendine saygılı duymalı kendini sevmeyenin başkasından sevgi ve saygı görmeyi istemeye hakkı yoktur.
Haliyle zaten görmeyecektir de kendini sevmeyen kendiyle barışık olmaz.
Kendiyle barışık olmayanda kimseye sevgi duyamaz.
E gönül,yürek söz konusu olduğunda güler yüz,tatlı dil gibi sevginin ifadesi olan şeylerin varlığı da olmayacaktır.
O yüzden derim ki önce kendinizi seviniz, kendinize saygı duyunuz sonra karşıdan bekleyiniz.
Konu nasıl geldi buraya anlamıyorum güya kendimi anlatıyordum.
Efendim ben buyum işte biraz dağınık.
Kimse yoğurdum ekşi demez farkındayım ama kötü bir insan olduğumu düşünmüyorum en azından etrafımda inciten insanları gördükçe iyi bile sayılırım.’
ŞÜKRAN AY, bunlar dışında ne gibi işlerle meşguliyet halinde?
*YAKAMOZ*:
--- Öncelikle çok heyecanlandım sevgili Mehmet Selim, ifade etmeden geçmek istemiyorum. Hayatımda ilk kez böylesi bir söyleyişiye konuk oluyorum. Bu ilki yaşattığın için ve diğer dostlarımızıda daha yakından tanımımıza vesile kılan bu değerli çalışma dizin öncelikle teşekkürler ederim.
İlk sorunuza gelirsek; Şükran Ay profil tanıtım yazımda da belirttiğim gibi çalışıyorum.
Günümün büyük bir bölümünü bu zorunlu çalışma saatleri doldurmakta. Kalan vakitlere de ailemi ve şiiri ve kitaplarımı sığdırmaya çalışan zamanla yarışan biriyim. Ne olurdu sanki gün 24 değil de, 48 saat olsaydı diye hayıflanmadığım anlar az değildir. Vakitle başım dertte ne olacak halim bilmiyorum.
meselci: Şu sıralar ruhunuzu ne gibi aktivitelerle besliyorsunuz Sevgili AY?
*YAKAMOZ*:
--- Şu aralar ruhumda Peyami SAFA fırtınası esiyor. Yalnızız eseri elimde kahramanlarının psikolojik tahlillerinin derinlemesine işlenerek bilimsel gerçeklerin sanatın gücüyle harmanlandığı mükemmel bir eser. Romandaki Samim’in gözlerinden bakmaya başladım dünyaya.
Bunun dışında her zamanki gibi müzik ruhumun kadrolu gıdalarından. Şevval Sam’ın "Kimseye Etmem Şikâyet" parçasında takılı kaldım.
meselci: Şiir’e gelelim. Edebiyatın bu şahane dalıyla nasıl arkadaş oldunuz? Neden şiirde nefes almak istiyorsunuz? Şiir’in yüreğinizdeki tanım(lar)ı ne-ler?
*YAKAMOZ*:
--- Şiirle gerçek anlamda arkadaşlığım lise yıllarına dayanır. Sevgili Edebiyat öğretmenimin divan edebiyatındaki beyitlerinin açıklamalarına dayalı ödev vermesi gerçek sebeptir diyebilirim.
Bilirsiniz beyitler sondan başlanır izaha. Fuzûli’nin,Nebi’nin, Bâki’nin o eşsiz sevgiliye hitabları, aşkın acısında savrulan gönlün bitap çaresizliklerinden mutluluk duyarak aşkı koydukları kalıplarının etkisi büyük oldu.
Büyük bir zevkle açıklardım gizli bir hazine sandığının kapağını açmışta içinden yakutlar, zümrütler, inciler bulmuş gibi olurdum her bir dizenin çözümlemesinde.
Neden şiirde nefes almak istiyorum? Çok güzel bir soru nefesin içinde yaşayabilmek için tabi ki.
Şiirin bendeki tanımı yaşamla eş anlamlı. Şiirsiz bir yaşamı, hele ki artık bu kadar içime işlemişken düşünmem imkansız. Düşünsenize; müziği, sesi, anlamı, bilgiyi, bilimi yaşamın sardığı her bir zerreyi böylesi sıkı sıkıya sarıp sarmalayan üstelik bunu yaparken de en naif yürek dilinini kullanıp ezberle birlikte ölümsüzlüğe ismini atan başka ne olabilir ki... Kısaca ifade etmem gerekirse şiir en büyük aşktır ve bu aşkın soluklandığı yaşamdır.
Şiir susarsa içinde can veren aşkla birlikte yaşamım da susmuş demektir.
meselci: Şii yazmadan önce, ne tür kaynaklardan beslendiğiniz ve ne vakit artık ben de şiir kaleme almalıyım dediniz kendinize?
*YAKAMOZ*:
--- Kaynaklardan beslenmekten kastettiğiniz okuduğum yazar ve şairlerse bunları sıralarsam sayfalar almaz inanın.
Tam bir kitap kurduyumdur. Yerli yabancı tüm klasiklerden tutunda günümüz edebiyatına ışık tutan yakın tarihteki tüm şair ve yazarlarımızı okudum. Okumakla kalmayıp bire bir hepsinin özellikle şairlerin biyografilerini, şiirden ne anladıklarını, mensubu oldukları edebi akımlardaki çalışmalarını özellikle inceliyorum.
Şiire gönül veren biri olarak bunun şart olduğuna inanıyorum.Geçmişini bilmeyenin geleceğe vereceği hiçbirşeyi olamaz bu inancı taşıyorum.
Hangi vakit kalemi almalıyım elime dedim aslında öyle birşey demedim kalem geldi beni yaz dedi...
Öyle birşeydi ki tarifi imkansız yazmadığım zaman huzursuz oluyordum. Birşeyler vardı ama çözemiyordum.
Sonra birden sigara kağıdının içine, ya da o anda yakınımda ne varsa peçeteye birşeyler karalamaya başladım.
Bu bastırılamayan şey sonra yaşamımın vazgeçilmez bir parçası oldu.Daha sık yazar olmuştum.
Eksiğimin farkındalığında olduğum ve tamlandığını düşündüğüm anda benden daha bahtiyarı yoktu inanın.
meselci: Edebiyat nasıl bir sığınaktır yaşamınızda? Edebiyat dışından ne tür aktivitelere katılıyorsunuz?
*YAKAMOZ*:
--- Tümüyle edebiyat aslında yaşamın sırrını çözdüğüm ve anlamının daha çok idrakine vardığım bir sığınak.
Yaşam kalitesinin zirveye tırmanışında verilenler ve verdiklerinle birlikte harman olunan doyumsuz hazzın yaşandığı bir sığınak.
Edebiyat dışında önceden de meraklı olduğum TSM.çalışmalarına yıllar sonra yeniden başladım.
Başka da zaten aktivite yapmaya vaktim olmuyor.Ki bu en sevdiğim yaşamsal değerlerime bile yeterince vakit ayıramadığımı düşünüyorum.Bunlar yetiyor.Başka bir aktiviteye ihtiyaç duymuyorum.
Ailem,dostlarım, şiirlerim, kitaplarım ve müzik.
meselci: Şiir’de ne gibi bir noktaya gelirseniz, rahatlayacak ve mutlu olacaksınız? Şiir’siz geçen günleriniz oluyor mu?
*YAKAMAOZ*:
--- Sanırım ben bu hazzı hiç yaşamayacağım. Daima amatör bir ruh taşıyorum. Bitmek tükenmez bir öğrenme azmi. Bu tabi ki eserde en güzeli verme çabasından kaynaklanıyor.
Bunun yolu da çalışmaktan çalışmaktan yine çalışmaktan geçiyor.Öğrendikçe bilgiye susamışlığım daha artıyor.Ve ne kadar yolun başında olduğumu daha çok anlıyorum. Ahmet HAŞİM üstadımızın dediği gibi ağır, ağır çıkıyorum merdivenlerden son basamağa gelirmiyim bilmiyorum...
İnanın en güzelin tanımı nedir bilmiyorum. Ancak o derya-deniz edebiyatı tam olarak çözüp idrakine varabildiğimde anlayacağım. Belki o zaman mananın derinlerindeki o yüzyıllardır çözülemeyen aşkın ve yaşamın gizininin çözümlendiği insanlara gerçek anlamda yararlı eserler verdiğimde...
Şiirsiz geçen hiçbir günüm yok.Olamaz da. Nefessiz yaşanmaz ki.
meselci: Etkisinde kaldığınız üç yazar ve/veya şair ismi alsam nedenleriyle?
*YAKAMOZ*:
1- Fuzûli.......................Baktığı penceredeki aşkın tanımıyla.
2- Mevlanâ...................Bilge ve düşünür yanıyla.
3- İskender Pala.............Divan edebiyatını ve tarihi doyumsuz sunumuyla.
4- Nazım Hikmet............Vatan, millet aşkıyla birlikte toplumsal duyarlılığıyla.
5- Necip Fazıl Kısakürek.......Kendi poetikasını oluşturmuş fikir ve düşünce adamı olma vasfıyla.
6- Koca Yunus...............Hümanizmin(İnsanın, sevginin, yardımlaşmanın, güzelliklerin, paylaşımın)sembolü.
meselci: Dünya’da nice ölümler, kyımlar, felaketler oluyor her gün, her an. Tüm bunların sebeplerine indiğimizde insan’ı görüyoruz daim. Biz insanlar ne zaman, ne yapsak, nasıl hareket etsek; kandan, zulümden, haksızlıktan uzak bir duyarlılıkta ve insanca, bize yakışan şekilde ömürlerimizi tüketeceğiz?
*YAKAMOZ*:
--- Sevginin ve barışın gerçek anlamda sözde değil özde idrakine vardığımıız zaman.
meselci: Bu soruyu, kadın olduğunuz için soruyorum size:)) Sizce Türkiye’de kadınlar-ımız hakkettiği yerlerdeler mi? Kadınlara dair görüşlerinizi alabilir miyiz?
*YAKAMOZ*:
--- Kesinlikle değiller. Toplumsal hayatın içinde^özellikle kırsal kesimlerde hala kadınlarımız satılık bir mal, cinsel bir obje gibi görülmeye devam ediyor. Ve hala üstünde fiziksel güç kullanılan mağdur kesimiz.
Bulunduğm yerde 3 gün önce bir bayan arkadaşımızın vahşice öldürülmesi olayına tanık olduk.
Sırf kendini savunamadığı, aynı güce sahip olamadığı için kapısının önünde 6 kez bıçak darbesi alarak bir erkek tarafından öldürüldü. Aynı güce sahip olsaydı belki cani buna cesaret edemeyecekti.
Sözün bittiği yer derlerya hani sevgili Mehmet, işte şimdi burdayım. Öyle yara aldım ki bu olaydan anlatamam...
meselci: Değişik bir sual sormak istiyorum size. Yazarlar ve Şairlerin çoğu ya müstear isim ya da rumuz kullanarak eserlerinin altına imzalarını atıyorlar. Neden böyle girişimlerde bulunma ihtiyacı duyuyorlar?
*YAKAMOZ*:
--- Sanal alemde rumuz diye bir olgu gelişmiş. Kişinin kendisini görmek ya da olmak istediği başka bir deyişle içinde bulunduğu hissiyatın sadece kendisi için önem arzeden kimliğe bürünmesi olarak kabul ederim.
Şiirlerin altına imza olayına gelirsek cevabı muhalde kalacak bir soru.
Her türlü esnekliğe ucu açık bir eylem. Kişinin karakter yapısıyla doğru orantıda seyreyler eyleme iten niyeti...
meselci: Aşağıdaki kavramlar(önünde soru çengeli bulunanlar) sizde ne gibi çağrışımlara karşılık geliyorlar?
*YAKAMOZ*:
Yeni bir güne dinçle kalmak?
--- Sağlık ve mutluluk.
Kar taneleri yere düşerken?
--- sımsıcak bir yürek.
Dağlar?
--- Kudret, güç, özgürlük...
Kedi ya da kediler gördüğünüzde içinizde geçen his?
--- Nankörlük.
Dostluk kelimesi?
--- Zamanı gelince söven, zamanı gelince öven hiç bir zaman kötülüğünü istemeyen.
Sımsıkı sarıldığınız beş eylem veya söyleminiz nelerdir desem size?
a- Ailem,dostlarım.
b- Şiir, kitaplarım ve müzik.
c- Prensiplerim.
d- Aşk.
e- Yaşama sevinci.
Yaşadığınız şehir hakkında birkaç cümleniz?
--- Sıcak çok sıcak...Cehennem ya altında ya da üstünde yanıyor bu şehrin.
Herşeyin bolluk içinde yetiştiği.. bir tarlanın senede 3 kere ürün alındığı bir yer...Adana.
Ve öteki Şükran’ı nasıl bilirsiniz?
--- Öteki şükranı derken ...? ikinci benden bahsediyorsanız iyi bilirim. Hemde çok iyi.
Acabaları umutların eteklerine bağlamış, hüsranlarına rağmen sonucun içinde iyi niyet arayan biri.
meselci: Bu eşsiz, bu doyumsuz, keyfi veren sohbet için sonsuz şükranlarımı sunuyorum varlığınıza sevgili AY?
*YAKAMOZ*:
--- Çok teşekkür ediyorum Sevgili Mehmet Bey,
Başta da ifade ettiğim gibi ilk kez böylesi bir söyleşide bulundum.Doyumsuz bir hazdı.Elimden geldiğince bütün samimiyetimle yanıt vermeye çalıştım.
Bu anlamlı çalışman ve emeğin için çok teşekkür ediyorum.
Sevgi ve saygılarımla.
16.01.2010
....................................BİTTİ.....................................
YORUMLAR
Şu aralar ruhumda Peyami SAFA fırtınası esiyor. Yalnızız eseri elimde kahramanlarının psikolojik tahlillerinin derinlemesine işlenerek bilimsel gerçeklerin sanatın gücüyle harmanlandığı mükemmel bir eser. Romandaki Samim’in gözlerinden bakmaya başladım dünyaya.
...............
bu kadar olur...
gençliğimin o arabesk dmenmlerinde Samim ve yeğeni hakkında nsaılda kötü düşünürdüm..
"yalnızız'ı" ilk okuduğumda askeri okuldaydım
üçüncü kez okuduğumda ise cezaevinde...
daha sonra evlendim
çocuğum oldu...
kütüphanemde en baş köşede peyami safa kitapları...
çocuk ergen olup üniversite kazandığın da dedi ki;
boş yere kıvranıp durnma baba
ben peyami safayı hem çok takdir ediyor hemde çok seviyorum...
O bir ütopya idi...Samimin çizdiği yeni dünya düzeni.O ütopyasına "SİMERENYA"ya der..
benim dünyam
aslında hepimizin dünyası...
fatih harbiyede ki şarklılık
matmazel norolyanın koltuğunda kendini garba teslim eder...
sevgili selim...
her gün bir dostumu daha biraz daha yaklaştırıyorsun bana...
kıskan artık sen
çatla patla))))
yakamozla izmir foçada ne sohbetler ettik
kırımızıya boyadık bardakları...sen yoktun
ohhhh sefam olsun))))))
benim intikamlarım böyle tatlı olur selim kardeşim...
ikinizede selamlar sevgiler olsun...
ikinizide çok seviyoruım canlar...
Bugüne kadar tanıttığın, benim için en değerli değer ''Yakamoz'' olarak tanıdığımız sevgili Şükran Ay hanımefendi.
Şair; hassastır, meltem yelidir, narindir.Yağmur gözlüdür.Yakamoz'dur..
Ayrıcalığınız var değerli kardeşim kaleminize sağlık, yürekten Kutladım.
Selamlar, Saygılar..
Ve insanın kendini sevmeden hiç bir şeyi ve kimseyi sevmeyeceğini de bilirim.
Önce kişi kendini sevmeli, kendine saygılı duymalı kendini sevmeyenin başkasından sevgi ve saygı görmeyi istemeye hakkı yoktur.
foça etkinliğinde tanışma şerefine nail oldum...o kadar yere sağlam basıyorki... kendinden emin...kadim...bilge ne dediğini biliyor.....ben buyum .....burdayım diyor.....şiirleri insanı büyülüyor....ahdı vefası var ....zordada olsa borçlu kalmayı sevmiyor...yaz yorumu as şiiri iki eli kandada olsa cevabını veriyor...bu sitenin temel taşlarından biri....yeri doldurulamaz sevgili meselci röportaj için iyi bir seçim... yakından tanıdık sayende ..ikinizede saygılar iyiki varsınız.... iyiki bu sitede yazıyorsunuz tebrikler
ÖF ÖF ÖF. NE GÜZEL BİR SÖYLEŞİ.
" Sevginin ve barışın gerçek anlamda sözde değil özde idrakine vardığımız zaman." Ne doğru bir cümle.
Cehennem nerde yanıyor? Güzeldi... :)
YAKAMOZ Erkek gibi güçlü olmadığı için üzülmüş. Bu bir adaletin tecellisi. Biz erkekler de kadınlar gibi güzel ve cazibeli değiliz diye üzülüyoruz. Onlar para ediyor biz etmiyoruz. Elbisemiz kadar değerimiz var..... :)
Her ikinizi de kutlarım.
saygı, sevgi ve selamlar.
Şükran AY
Bu cümleniz ne demek Engin Bey...
Böylesi basit ve aşağılayıcı bir mantığı kabul için insanın aklını yitirmiş olması lazım.
Ne demek ?
Hem bahsi geçen konuda gencecik bir kız can verdi.
Tabutunun üstüne gelinliği kondu.
Bu nasıl bir vicdandır, nasil bir mantık yürütmedir.
Hakkın adaleti şaşmaz efendim şaşmaz
.Lütfen düşüncelerinizi ifade ederken daha dikkat edin!