- 491 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Artık vakit gelmişti!
Oysa neler anlatılıyordu
Nefeslerin umudu solgunluğun kadrinde soluyordu
Zaman hala muştuyu önceleyerek, kalbi sessizce teskin ediyordu
Lakin sistemler ve ona teslim olan nefisler dur durak bilmeden vuruyordu
Hınç pik yaparak akıyor
Mahzun nefesler imdat nidalarıyla kimleri arıyor
Ar ibret sahnesinden kaçıyor, talan kimlikleri topluyor ve şakıyor
Ne aç kurdun ve nede kanatsız kuşun meramı anlaşılıyor, aşk başkalaşıyor
Kâinat artık küçülüyor
Kişilikler evrim geçirerek tuğyan ediyor, siliniyor
Mefkûre varlık karşısında eriyerek, muttakiliği belirginsizleştiriyor
Hikâyeler ibretin sahnesinde kahkahalarla işgali seslendirerek gaspı eliyor
Nedir bunca dramlar
Ey yar ne kadar arkamda samimiyetli aşkın var
Hani yüreğimden tebarüz eden şiddetli har, yağıyor gönlüme kar
Ne yolcunun ve ne de hüzün koklayan hancının efkârı hakkıyla yudumlanıyor
Suya düşen bir yaprak
Ah aşk, kaldır artık şu gönlü şevkinle hazzı anlat
Bak artık işte kime bakarsan bak, insan sadakatten uzaklaşıyor hak
Anlatmak kelimelerin bilinmesine ve nitelik edebin fevkinde anlamlı bir ortak
Bir cehtim kalmadı anla
Halimin solgunluğunda bari sen ol nefesini kokutma
Dinlediğin vuslat şarkısını unutma, azimetin gerekçelerinden korkma
Ne kadar dirensen de uyanmayacağın bir uykunun yolculuğunda kefilsin sorma
Gün doğarken sancı yaşar
Gecenin müdavimleri seherlere kadar umutla ağlar
Masum nefesler niye hicranla arkadaşlık yapar ve gözyaşları akar
Kim ecrin ikliminde ceht ederse ihsanın toprağında kalbi inşirahları hep yaşar
Ah kutlu can mağdursun
Lakin duyulamayan sesinle ne kadar yorgun savaşçısın
Kimlere bel bağlarsın, neyin arkasında bir esin ararsın ve korkarsın
Ne kadar anlatsan da dilini bilmiyorum, kaybettiğim merakımla solgun yolcuyum
Mustafa CİLASUN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.