- 598 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
BİZ AYRILAMAYIZ - 5
Anne, kızı ve oğlu eve kadar hiç konuşmadan geliyorlardı.
-Biriniz bana anlatsın ! Meraktan patlayacağım yoksa !Ne oldu ? diye sorup sessizliği bozdu Ayşe.
- Yok bir şey kızım. Hiç bir şey olmadı işte.
- Ağbi sen bari anlat. Bir şey olduğu belli. Yoksa başkasını mı istiyormuş Zeynep ?
.........................
Zeynep’le annesi, birbirlerine sarılmış, son zamanlarda sıklıkla yaşadıkları ağlama seanslarından birini daha yaşamaktaydılar.
- Anne, söylemekle doğru mu yaptık sence ?
- Doğruyu yaptık kızım. Sen utanılacak bir şey yapmadın. Bunu seninle evlenmeyi düşünen insanın bilmesi gerekiyordu.
- Ama anne ; artık benimle evlenmek istemez ki o.
- Kendisi bilir kızım. Biz görevimizi yaptık. Gerisi onlara kalmış..
.........
Eve hava karardıktan sonra döndü Taner. Bütün ısrarlarına rağmen Ayşe’ye bir şey söylemedi kadın. Balkonda oturan oğlunun yanına gitti.
- Ne yapacağız şimdi anne ?
- Bak oğlum, diye söze başladı kadın. Bir ana oğulun konuşması hiç de kolay olmayan şeyleri konuşmam gerekiyor seninle. Zor da olsa mecburuz buna.
Taner, henüz kendine gelememişti. uzaklara , çok uzaklara bakıyordu.
- Bu devirde, eşine tertemiz giden, kendini ona saklıyan kız da erkek de çok az. Hepsi her türlü naneyi yiyip, sütten çıkmış ak kaşık gibi yutturuyor kendini eşine. Zaten erkeğin yaptıkları hiç yadırganmıyor bile. Hesabı da sorulmuyor. Hatta neredeyse, yapmayanlara, neden yapmadıkları sorulacak !
- Ama anne, erkek başka kız başka !
- Öyle ya ; erkek başka kız başka ! Sizinki çapkınlık, bizim ki o...luk ! Sence burada bir haksızlık yok mu oğlum ? Bize lâzım olan namus, size niçin lâzım değil ?
- Ne diyorsun sen anne ?
- Bak oğlum. Zamane kızları da sizi bu yüzden daha çok boynuzluyorlar zaten. Evleninceye kadar her türlü haltı yiyip, sadece inceden bir zarlarını koruyup, kendilerini size bir güzel yutturuyorlar. Hatta çoğu onu da önemsemeyip, evlenmeden önce bir dikişle hallediveriyor. Siz de , zar sağlam mı sağlam, gerisi önemli değil mantığıyla, bir güzel yutuyorsunuz.
Taner, bütün sarhoşluğundan, bir anda uyanmış gibi, şaşkınlıkla baktı annesine.
- Peki anne, Zeynep neden böyle bir yola başvurmadı. Ben de duymuştum. Çok kolay dikiveriyorlarmış o zarı. Kimsenin de anladığı falan olmuyormuş. Ben de anlamazdım.
- Zeynep’i alacaksın oğlum. Beni dinlersen eğer, Zeynep’i alacaksın. Çünkü o dürüst. Hileye, yalana tenezzül etmeyecek kadar dürüst. Üstelik, onun bu olayda hiç bir günahı yok. Utanması gereken de o değil.
Hiç bir cevap veremedi Taner.
- Yine de hayat senin oğlum. Kararını kendin vereceksin. Ama çok iyi düşün. Olumlu ya da olumsuz ; verdiğin kararın arkasında dur ve pişman olma ! deyip odaya döndü kadın.
..............
- En doğrusunu hoca söylemişti anne. Bizim onu dinlememiz gerekiyordu.
- İyi ama kızım. O hayvan herif evli. Kuma gidecek değildin herhalde.
- Dinimize göre tek çarem değil miymiş, o hayvanla evlenmem ? Bir başkasıyla evlenmem haram değil miymiş ? Öyleyse, gerekiyorsa kuma gideceğim, ama mutlaka dini nikâhımı kıydırıp, namusumu kurtarmam gerekiyor anne.
- Nasıl olur kızım ? Biz buna nasıl katlanırız ? Elâlem ne der ? Babana nasıl anlatırız ?
- Ne olursa olsun. Dinimizin gereğini yapmalıyız. Sen dememiş miydin ; dürüst ol, Allah’a sığın diye. yarın doğruca o hayvana gideceğim. Gerekirse tehdit edip, beni kuma almasını isteyeceğim !
- Kızım, canım yavrum....
.............
Taner bütün gece balkondaydı. Ay’ın bulutlara gizlenmiş olması gözlerine takıldı. Onu, Zeynep’e benzetti. Utanıp da gizlenmeye çalışıyordu sanki. Oysa yıldızlar parıl parıldı.
- Söyleyin yıldızlar sevdiğime, utanıp da gizlenmesin bulutların ardına. O utanılacak hiç bir şey yapmadı. Onun da sizi kadar parlaması lâzım. Onun yerine başkaları utansın. Başkaları gizlensin o kara bulutların ardına. Benim Zeynep’im günahsız. Benim Zeynep’im tertemiz, dürüst. Ben bile ondan daha temiz değilim. Toplum temiz görüyor sadece , torpil yapıyor bize. Marifet olarak görülüyor bizim yediğimiz haltlar. Yaktığımız canların günahı bile sorulmuyor biz erkeklerden. Oysa, onları para karşılığında satın alarak, en büyük günahı biz erkekler işlemiyor muyuz ?
Ayağa kalktı birden. Kararını vermişti artık. Çözümsüz bir problemin çözümünü bulmuşcasına sevinçliydi. O anda Ay da katıldı mutluluğuna. Sıyrılıp kara bulutlardan, ışıldamaya başladı ona .
- Zeynep’im, ay yüzlüm benim. Size de teşekkürler sevgili yıldızlar.
İçeriye girip, doğruca mutfakta yemek hazırlayan annesine koştu.
- Alacağım anne Zeynep’i ! O günahsız, o tertemiz ! Senin gelinin, benim de eşim olmayı hak ediyor ! Sevindi kadın. Dönüp sarıldı oğluna.
- Biliyordum oğlum. Doğru karar vereceğini biliyordum.
.............
Ertesi gün Zeynep, daha önce yanında çalıştığı, hayatını karartan adamın yazıhanesine gitti. Kapıyı açtığında, çok şaşırdı adam. Kapının tam karşısındaydı masası ve koltuğu. Zeynep’in içeri girdiğini görünce, ne yapacağını şaşırdı. Hiç bir şey söylemeden, karşısındaki koltuklardan birine oturdu Zeynep.
- Zeynep Hanım, hoş geldin, diyebildi, titrek bir sesle.
Elli yaşın üzerindeydi. Babası yaşındaydı Zeynep’in. Orta boylu, göbekli, saçları oldukça açılmış ve kırlaşmıştı. Üstelik güven veren bir yüz ifadesi vardı.
- Yılmaz efendi, beni nikâhına alacaksın, deyip masaya vurdu eliyle. Birden irkildi adam. Yerinden şöyle bir fırlar gibi oldu. Tehditi andırıyordu Zeynep’in sözü. Birden, yanında silâh olabileceği korkusuna kapıldı. O da elini silâh bulunan çekmecesine yaklaştırdı.
- Ama nasıl olur ? Ben zaten evliyim !
- Beni kirletirken evli değil miydin ? O zaman hiç düşünmedin mi ? deyip hiddetle ayağa kalktı.
- Kuma geleceğim sana ! Eşine anlat, razı et ! Yoksa ben anlatırım ! İmam nikâhı kıyacaksın bana, namusumu temizleyeceksin.
Kapıya doğru yöneldi.
- En kısa zamanda cevabını öğrenmeye geleceğim. Vaz geçmem mümkün değil, bilmiş ol ! deyip kapıyı çarptı ve çıktı..
(Devam edecek )
Fikret TEZAL
YORUMLAR
Zeynep yanlışın üstüne bu dafa başka bir yanlış yapıyor. Bence o adam dersini daha farklı vermeliydi. Yani bir kadına yakışır şekilde veröeli o tecavüzcü adama dersini. Onu yapmış olduğu kötülük yanına kalıyor, Zeynep'in yaptığı davranış ile. Umarım bunu düzeltir Fikret bey. Yanlış gidiyor Zeynep.
Saygılar yüreğinize
kuzum fikret bey bu hikaye gerçek mi
deil diye düşünüyorum.bunlar sizin gibi dürüst gerçekten insan gibi insan olanların düşünceleri.
kaldı mı böyleleri .
hikaye bile olsa eminim gerçek hayatta da tanerin annesi gibi ,taner gibi düşünen insanlardansınız.
umarım hikayenin sonu gelişimi gibi güzel biter
öyle az kaldı ki güzellikler
teşekkürler