- 874 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
DEMEK DÖNDÜN
Demek döndün… Saplantı dolu aşk ateşinin kokusunu derinine içine gömdün… Biliyordum sevdiğim, sevilmediğimi biliyordum, bir başkasını çok sevdiğini de.
Ben seni ne kadar çok özlüyorsam, sen onu o kadar çok seviyordun.
Gururumda küçük çaplı kırıntılar… Ruhumun kırıntıları bulaştı gururuma.
Ben sanıyordum ki, benim aşkım ikimizi de yaşatır, ben çok seversem, sen çok sevildiğini bilirsen her şey tamamlanır…
Çocuk ruhum köprüden atlayınca, olgunluğun sınırında yüzmeye başladım.
Demek döndün… Beni en derin eziyetlerin arasına gömdün!
Beni anlamaz mısın ki? Sende çok sevdin, çok acı çektin, yüreğine derin tuğlalar ördün! İşte sen nasıl ki sevdiğini çok sevdiysen, ben de seni senin onu sevdiğinden daha çok sevdim! Korkma aldatmadın onu, bana gelerek ruhumdaki tüm kırıkları ve de kırıntıları gururuma döktün!
Kelimelerimi yüreğime gömdüm, hepsi “sen” diye başlayıp, “Seni Seviyorum” la bitiyordu. Ben artık yalnızca yalnızlığın kördüğümüyüm.
Demek döndün… Sen aşkıma kapalı, aşkıma körken, ben sana kördüğümdüm.
Gururumda küçük çaplı sızılar… Ruhumun yangını ona da bulaştı, ağlıyor yazlar… Tamamıyla gidebilmek cesaret istiyor sevdiğim, oysaki ben o kadar cesaretli değilim. Çocuksu ruhum köprüden atlarken, bedenim kıyıya vururken ben o kadar cesaretli değilim!
Sonunda döndün esas sevdiğine. Sen zaten hep onda kaldın… Bana bir tek hayalîni bıraktın, o da emanetti dokunamadım…
Kapat pencereleri, çok üşüyorum… Sensizlik ayazsa, yalnızlığım deli bir rüzgâr… Her esişinde sensizliğe sürükleniyorum…
Ayaza vururken, geçen tüm mevsimleri ağlatıyorum… Biliyorum, sözlerimin sonunda yine sana bağlanıyorum…
Ama sen döndün, esas kızı masalına tekrardan dâhil ettin! Bende kalan hiçbir şey kalmadı, dokunma o yüzden, isteme benden hiçbir şey!
Karanlıktan bile ürken olgun bir ruhun, çocuksu telâşlarına gömülme vakti geçtiğinden, sana hiçbir şey veremem her yanım kırık, ruhum kırgınken.
Gururumda büyük çapta hançerler… Battı bir kere artık çıkmaz!
Ruhumu esir aldı, atsan atılmaz! Biliyordum, bu yüzden susuyordun.
Demek ki döndün… Acılarını yaşamak için yeni bir sen yarattın, bendeki her şeyi öldürdün!
Hiçbir şekilde isteme benden hiçbir şey! Sana verecek hiçbir şeyim yok, sen bir başkasına kilitlenmişken.
Dudaklarım kupkuru, bedenim güçsüz; gözyaşlarım çamurlu… Temiz kalan hiçbir şey kalmadı, bir aşkım vardı; o da yalan olunca, geçen tüm mevsimler ağladı… Ağlıyor işte yazlar… Sen öldükten sonra esiveren rüzgârlar…
Ağlıyor işte yüreğimi sevindirdiğin zamanlar… Sevinecek, sevecek hiçbir şey kalmadı ya, ağlıyor en güzel sabahlar…
Biliyordum dönecektin, kendini yine ona hapsedecektin. Biliyordum hep sevecektim, sen ona ne kadar âşıksan ben sana o kadar deliydim.
Sevgili, biliyordum hiç gelmeyecektin. Kendimi kandırmama vesileydin.
Tövbeler tövbesi adını yüreğimden hiç silmeyecektim, kazınmış bir yürekten çıkabilmenin zor olduğunu asil severek sana öğretecektim.
Hayallerim de atladılar köprüden, gururumda telafisi zor yaralar var.
Biliyordum sen hep onu sevecektin. Döndün demek ki… “dön” demiştim, bana dön diye… Bir ümit demiştim, seviyorsun diye.
Hayat ümit yoluymuş sevgili, ama ikimiz için aynı yol geçerli değilmiş.
Seviyordum, biliyordun. Bu yüzden sinsice kaçıp gitmeyi tercih ediyordun.
Öldün demek ki, öldün sonunda… Ağladı ya geceler, gömdüm ben seni nereye gömdüğümü bile bilemeden. Sonunda öldün sevgili, bir başkasında yaşayabilmek için öldün bende…
Yaşamıyorsun, biliyorsun. Öldüm sevgili, öldüm sayende… Sessizliğime bir bahane buldum, öldüm sevgili, öldüm işte…
Dilara AKSOY
YORUMLAR
ilginç...içsel septomlar çok güçlü..edebi olarak daha özenli olabilirdi...yinede dikat çekti..saglıcakla.