- 2252 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
SURUÇ OVASINDA ŞİİRİN KANAT SESLERİ - 2 (Hudutta Bir Aşk Ağacı)
İlk yazımda ilçemiz Suruçtan izlenimler sunmuştum sizlere. Bu yazımda da izlenimlerimi sunarken ilginç bulacağınızı umduğum AŞK AĞACI’ndan da bahsedeceğim.
Öğretmenevi’ndeki sabah kahvaltımızın akabinde, bize tahsis edilen araçlara bindik Mürşitpınar’a doğru yol aldık. Kaymakam M.Sinan beyin amacı bizehudut kapısını göstermekti. Bir zamanlar köyümün bağlı olduğu Nahiye olan Mürşitpınar’a şair arkadaşlarımla gitmek daha bir mutlu etmişti beni. Yolda geçtiğimiz her köy hakkında bilgi veriyorum. Eski adı Harbeşiş olan köyden geçtiğimizde aklıma 1973’lerde kadim dostum ve hemşerim Türk Halk Müziği sanatçısı sevgili Dündar Yıldız ile ilk tanışmamızı ve sabaha kadar meşk edişimizi hatırladım. Atmanek köyünden geçerken Mehmet Yıldırım adlı can dostumu hatırladım.
Bu topraklarda kökü derinlerde nice dostluklar yeşerdi. Nice cansuyu yürüdü yüreklere dostluğu dirilten.
Mürşitpınar’dayız... Hiç de bıraktığım gibi değil. İstasyona girdiğimizde, babamı motosikletle işe getirdiğimde bıraktığım yeri aradı gözlerim.
Bir sabah babamı arkama bindirdim köyüm olan Çaykara’dan Mürşitpınar’a gidiyorum. Batı yanımızda bulunan Mızaynter köyünden geçmem gerekiyor. Köyü geçtim, tam asfalta doğru giderken gördüklerimin karşısında dondum adeta. Çünkü birkaç gün önce eve kadar gelip beni tehdit edenler yolu kesmişlerdi. Ben gayriihtiyari gazı kesince rahmetli babam arkamdan sırtıma vurarak; "yürü oğlum, durma." dedi. Ben de tekrar normal sürati yakalayarak motoru sürdüm ve gittim. Yanlarından geçtiğimde adeta beni görmemiş gibilerdi. Hiç bir tepkilerine maruz kalmadan geçtim gittim. Mürşitpınar’da babamı bırakıp döneceğim sırada babam bana seslendi. Dönüp baktığımda bana; "aynı yoldan git oğlum" dedi. Ben biraz tedirgin olunca aynı şeyi tekrarladı. Onun üzerine ben de; "tamam baba" dedim ve dönerken aynı güzergahtan geçtim. Onlar mı..? Hiç kimse yoktu ve ben vukuatsız eve döndüm.
Mürşit pınar nahiye olmaktan çoktan çıkmıştı. Şimdi de istasyon olmaktan çıkarılmış. Arabamızla hudut kapısına geçtik. Araçtan inen arkadaşlar fotoğraf çekince nöbetçi asker tarafından uyarıldıklarında Kaymakam M.Sinan bey kendini tanıttı. Bunun üzerine asker açıklama yapınca çok hoşuma gitti. Kaymakam’a rağmen görevini yapma kararlılığındaydı asker. Kaymakam bey o aşina olduğum güzel huylu yapısıyla cevap vererek Tabur komutanını aradı. Bu arada biz sohbete koyulduk. Tabur Komutanı geldiğinde fotoğraf çekmenin neden yasak olduğunu anlattı. Karşı tarafın rahatsız olmaması içinmiş. Çok hassas bir nezaket gösterisi bence. Ne güzel.
Cici bir kız yanıma geldi ve bana birşeyler söyledi. Anlamayınca tekrarlattım. Bana; "Siz aşk ağacını gördünüz mü?" dedi. Ben öylece kalakaldım. "Ne aşk ağacı?" dedim. İmdadıma cici kızın babası olduğunu öğrendiğim Uzman çvş. arkadaş yetişti. Tam anlatıyordu ki, tabur komutanı başladı anlatmaya. Meğerse hudut kapısının yanında bulunan istasyon binasının doğusunda ayrı kökten iki ağaç varmış ve yukarı kısımlarında birbirlerine birleşmiş vaziyette imişler. Ekipçe görmek için adeta yarıştık. Bizegösterilen ağacın yukarısına doğru baktığımızda olayı gördük. Evet, iki ağaç yukarıda bir dalla birleşiyor. Ama hangisinin dalı hangisine uzanmış belli olmuyor. Evet, iki ağaç ayrı kökten büyümüş ve yukarıda birbirleriyle birleşmişlerdi ve bu yüzden bu ağaçları "Aşk Ağacı" demişler.
Gelecek yazımda, Kaymakam beyi neden köyüme götüremediğimi ve kaldığımız yerden geziyi anlatacağım.
k.t.
YORUMLAR
her ne kadar bu günde yaşasakta
dünleri anmak tatlı bir hüzündür hep...
umutlar hep,yarınlara bağlansada,
umut, geçen her bir dündür aslında..
çünkü, dünlerde yaşayıpta yarın için büyüyor insan...
büyümeyi öğreniyor insan.....
geçmiş olmasa,bu günün ne kıymeti olurdu ki hocam?
kutladım...duamla çoook....
eşiktekiadam
istemesem de pişiyorum hayatın anaforunda ve umulmadık bir zamanda lime lime dökülüyorum ellerine ölümün.
karamsar olmadım ama karanlık gecelerin cırmalanan suratlarında çok pençe izim vardır.
yılmadım - yıkılmadım.
dost yürekler sayesinde.
eyvallah efendim.
Eskiye dönebilmek çoğu kez acı verir.Dilerim siz bu acıyı hüznü yaşamamışsınızdır.
eşiktekiadam
sevgiyle kalınız efendim.