VEFA
Vefa büyük bir çölde bulunan ender bir gölet gibidir. Zaten bu yüzden kendisine geleni az olur.
Cahil bir kimse düşmanlardan bile görmediği Zararı vefasızlıktan bizzat görür
Bana vefa yi öğret diyene vefa öğretmekle olmaz denilir.
Asıl şaşılacak şey vefalı olan rabbimiz fakir ve miskin ve vefasız bizleri sevmesi vefa göstermesidir
Vefa İstanbul da bir semtin adidir diyene deriz ki
O semt toprağı yüz yıllardır sakinlerine vefalıdır.
Vefa iyi ve güzel anında değil
Kötü ve yardımsız anında vefa güzeldir .
Eğer vefa bir kadın olsaydı onun uğrunda savaşanlar çok olurdu
Bu sanal alemde vefalının hali çöplük de yeşeren bir gül gibidir
Allah arasında ve kendisiyle insanlar arasında vefa vardır. Kim kendisiyle Allah arasındaki vefayı yırtarsa, Allah da onun kendisiyle insanlar arasındaki vefayı yırtar.
İnsanları da ona karşı vefasız kılar
Bugün sevilen yarın sevilmeyebilir. Bugün sevilmeyen yarın sevilebilir.
Bir anlık zevk için vefayı satan kimse hiç akıllı olur mu
Bir kimsenin merhameti olmayan bir eşi, özür dilemesini bilmeyen bir evladı, güveni olmayan bir komşusu, nasihat etmeyen bir arkadaşı, vefasızlık bulunursa, bu kimseye nasıl güvenilir ki?
Nefsi kendisine hep kötülükleri emrediyorsa, dünyayı süslü gösteriyorsa, çokça şehvet ve hevaya uymayı aşılıyorsa, kahreden bir kini besliyorsa, süslü bir şeytan meydana getiriyorsa, kendisinde zayıflık peyda ediyorsa... vefayı meslek edinmişse bu kimseye nasıl güvenilir ki
Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akıbete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara, 227)
YORUMLAR
Vefa her kimseden kim istedim ondan cefa gördüm
Kimi kim bîvefa dünyada gördüm bîvefa gördüm
(Her kimden vefa istediysem ondan cefa gördüm;
kimi gördüysem vefasız dünyada, onun vefasızlığını da gördüm)
Kime kim derdimi izhar kıldım isteyip derman
Özümden bin beter derd ü belaya mübtela gördüm
(Kime derman için derdimi açtıysam,
onu benden bin beter dertli gördüm.)
Mükedder hatırımdan kılmadı bir kimse gam def'in
Safadan dem uran hemdemleri ehl-i riya gördüm
(Kederli gönlümden kimse üzüntülerimi gidermedi.
Esenlikten dem vurarak beni teselli edecek dostlarımı iki yüzlü gördüm)
Ayak bastım reh-i ümmide, sergerdanlık el verdi
Emel serriştesin tuttum elimde ejderha gördüm
(Ne zaman umut yoluna ayak bastım, başım dönüp durdu.
Emel ipinin ucuna yapıştım elimde ejderha gördüm)
Fuzuli ayb kılma yüz çevirsem ehl-i âlemden
Neden kim her kime yüz tuttum andan yüz bela gördüm
(Ey Fuzuli, artık insanlardan yüz çevirirsem beni ayıplama.
Çünkü kime yaklaştıysam ondan belanın yüz türlüsünü gördüm)
FUZÛLÎ
Dikenlerin batmasına aldırmadan,güle vuslat arzusuyla kanayan bülbül bilir vefayı...
güzel bir yazı okudum.Tebrikler.