- 953 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ZAMANIN KULAĞINI ÇEKMEK
Bilinir ki, her devrin icab ve şartları farklıdır, tabi ki kullanılan estrümanlarıda. Dünya topyekün yeni bir eşiğe doğru sürüklenmektedir. Burada sürüklenmeyi yönlendiren aktörler var, beklemede kalanlar var, başına nelerin geleceğini tahmin edip, aldırmaz gibi gözüken, aldıracak çokşeyi de olmayan bölgeler, ülkeler var...
Belli ki, dünyanın büyük çarkları dönmekte zorlanmaktadır. Bunu hem A.B.D’ nin özelinde, hemde kriz diye tanımlanan son bunalımda gördük. Ülkemizde bundan gerekli payı almıştır.
Peki böyle durumlarda ne olur? Çok alim olmamızı gerktirmeyen, en ilkel yöntem kullanılır. Büyük güçlerin en zengin, verimli ve savunmasız, maliyeti düşük yerlere genişlemesi, açılması anlamına gelir. Bu siyeseten, ekonomik veya silahlı güçlerle olur. Tehdit ve ya işgal yoluyla...
Bu yöntemi özellikle Amerika alışkanlık haline getirmiş gözükmektedir. Bu diğer büyük güçlerin yine ciddi tavır belirlemesine kadar da sürecektir. Bir anlamda bunların ne önemi var dememiz keşke mümkün olsaydı! Olmayacak...Bunun illa da müslüman dünyaya hasımlıkla da çok ilgisi yok. Şansızlık bu verimli ve zayıf noktaların müslümanların elinde olması.
Bizce, A.B.D’nin bahanelerle Irak’a yerleşmesi çok manidardır. Şahsi kanaatim öyle kısa zamanda çekilecekte değildir. Ya tam stebil hale getirecek, yahut ciddi bir askeri güçle kalmaya devam edecek. Sonra ne yaptı? En tepeye yerleşti ve habire gücüme güç katın diyor; Afkanistan ve perişan hale getirilen Pakistan. Sonra neyi deniyor? En alt uca yerleşmeyi öngörüyor, Yemen! Bu elips şeklinde ki coğrafyada durum nedir sizce? Her an,heryerde istediğini yapabilecek güçtedir A.B.D. İki nazik durum gözükmektedir. Elipsin göbeğini oluşturan, Türkiye ve İran. Bu iki gücün hem küçümsenmiyecek askeri güçleri, ciddi devlet gelenekli ve ciddi tarihi başarıları var. Bu iki ülkenin de bir ölçüde küçültülerek güçsüzleştirilmesi akla yatkın gözükmektedir. İran ve Türkiye üzerinde son yirmi yıldır oynanan oyunlar, böyle dşünmemizi anlamlı kılıyor.
Bir yandan, ekonomik olarak sekülerleşmeleri sağlanırken, toplumsal olarak minimize edilmeleri gerekmektedir. Siyaseten ise mutlaka güvensiz bir ortam yaratılmaktadır. Bu iki ülke için şaşkınlık siyeset olarak öngörülmektedir. Bütün bunlar bünyeleri elbette güçsüz kılan şeylerdir.
Tüm bu coğrafyayı oluşturan ülkeler de, ne yazık ki, tamda bu hovarda güçlerin hoşlanacağı politikaları üreterek, kendilerini stebil hale getirmenin mücadelesini vermektedirler. Büyük güçlerin bu hovardalığı göze almalarının en önemli nedeni, bu bölge insanlarının çok iyi bildikleri iç yapılarına güvenden kaynaklanmaktadır. İstedikleri zaman bir iç çatışma çıkarabileceklerine ne yazık ki, çok inanmakta ve her dönem başarmaktadırlar. Biz de yine ne yazık ki, bu varsayımı doğru kılacak bütün estrümanlara sahibiz.
Zamanın değil, sanırım önce kendi kulağımızı çekmeliyiz, ne dersiniz?
YORUMLAR
El kaide Yemen'e yerleşti suçlamalarına başladığına göre sanırım sırada Yemen var.
Çaresisiz. Kanlı delilerin dünyaya hakim olmasını ve dünyanın dört bir yanını kan göllerine çevirmesini değiştiremiyoruz.
Kendi içimizde düşman üreterek birbirimizi yemekle meşgulken gerçek tehlikelere karşı uyanamıyoruz . Körüz; Göremiyoruz...
Çanakkale ruhunu unutmuşuk. İçten samimi olarak bir dua etmekten bile aciziz...
Güne gelmesi gereken bir yazı
Değerli Yazar gönlünüze sağlık.
Çözümle ilgili fikirlerinizide yazmanızı diliyorum.
Sonsuz saygılar