- 2150 Okunma
- 39 Yorum
- 0 Beğeni
Demir Ağlarla Öremedik
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Ben hiç çocukluğumu yaşamadım. Çocukluğumda tren görmedim ve tren garlarını hiç bilmedim. Tren nedir, ne değildir hayalimde bile canlandıramadım. Çok küçüktüm ve okuma yazmam da yoktu. Okuma yazma bilmem de çok büyük bir anlam ifade etmiyordu, çünkü okunacak hikâye, bakılacak resimlerde yoktu köy evlerimizde. Büyüklerimiz (Bu gün, trenden inenleri beklerken, garlarda yaşananlar canımızı acıttı) dediklerinde, sorduk, “tren nedir?” diye. Anlatmaya çalıştılar şekiller yaparak, anlatamayacaklarını anlayınca da “ büyüyünce görürüsün” diyerek, vazgeçtiler anlatmaktan.
Yaşım, altı olduğunda başladım okula ve okuma yazma öğrendim. Elimize, büyük harflerle yazılmış, renkli kalemlerle çizilmiş, resimli hikâye kitaplarını verdiğinde öğretmenim, büyük bir heyecanla çevirdim sayfaları, dedemin anlattığı treni görmekti tek amacım. Bir, iki sayfa derken, üçüncü sayfada gördüm trenleri ve o trenlerin yolcularını alıp, indirdiği tren garlarını.
İşte, tam o zaman başladım, bilmediğim hayaller kurmaya. Okudukça büyüyordu hayallerim, kitaplarımla birlikte. İlk hikâye kitabını okuduğumda, rüyalarımda binip katarların içine, en uzak şehirlere yaptım yolculuğu. Benim için en uzak şehir, annemin ve babamın olduğu yerdi, oraya da hiç trenler gitmezdi bilirdim ama ben hayallerimde, kendim yapardım trenleri ve demirden rayları annemin ve babamın olduğu yere kadar uzatır, kardeşimi de alarak yanıma, binerdim katarların içine, ulaşırdım rüyalarımda, anneme ve babama, dedemin ( sabah oldu, tembeller hâlâ uyuyor musunuz? “ diye bağıran sesine bile aldırmadan.
Sonra, büyümeye başladım. Büyüdükçe, okuduğum kitaplar da çoğaldı. İlk olarak bir tarih kitabı vermişti öğretmenim bana. O zaman kurtuluş savaşının nasıl başladığını, topraklarımız ve özgürlüğümüz için nasıl mücadele verildiğini içim acıyarak okuyordum. Önce, ATAMI gördüm, bir trenin camından el sallarken, geride bıraktıklarına. Yanında, vatan aşkı ile cepheye giden, yüzü sevgi ve umutla aydınlanmış, binlerce vatan evladını ve onlara el sallayan ana, baba, bacı, kardeşini. Ardından geri dönüşler vardı, bu defa acı ve hüznü getiriyordu katarlar. Garlardaki duraklarda, kapılar açıldığında, bir bir görünüyordu bacağı, kolu kopmuş, bir güzünü kaybetmiş, bedenine binlerce darbe almış ama yine de gülen ve umut eden gözlerle bakan Mehmet’ler ve onları büyük bir heyecanla bekleyen sevenlerini. Çünkü onlar Vatan için savaşmış, gurur ve onur abidesi idi yerde bekleyip, savaşa gidemeyenler için.
Çocuktum ama anlamıştım, Ana Yurdun neden, bir baştan bir başa, demir ağlarla örülmesi gerektiğini. Resimlere baktıkça, tarihi okudukça anlıyordum vatan sevgisinin, evlat, baba, kardeş, yâr sevgisinden çok daha üstün olduğunu.
Sonra, zaman geçti ve ben büyüdüm. Keşke büyümeseydim ve keşke hep çocuk kalsaydım. Çünkü gördüklerim ve yapılanlar tam bir hayal kırıklığı yaşatıyordu bana. Kitaplar mı yalan söylüyordu, yoksa insanlar mı yanlış yaşıyordu, ya da okuduklarını yanlış mı anlıyorlardı? Var olan demir ağlar sökülüp atılmış bir kenara, binlerce lira verilerek yapılan katarlar, tıpkı yaşlı insanlar gibi, kimsesiz, bakımsız, kullanılmaz hale geldiği için, terkedilmişlerdi kendi kaderine.
Bin dokuz yüz on dokuzda, canlarını ortaya koyan ATALARIMIZ, hiçe sayılmış, tüm topraklarımız parsellenip, yabancı ellere peşkeş çekilmiş, (hâlâ satılmaya devam ediliyor) sanayi devrimi unutulmuş, tüm kurumlar, topraklarımız gibi, yabancı şirketlerin eline geçmiş, en büyük savunma gücümüz olan, Türk Silahlı Kuvvetleri, hükümetler tarafından rencide edilip, savunma gücümüz zayıflatılmış, siyaset çamurlaşmış, gelecek yok olmuş, insanlar susmuş, korkutulmuş, her tarafımız kuşatılmış ve ne yazık ki, en kötüsü de, Vatan aşkı, para aşkına yenik düşmüş.
Yalanlar gerçek, gerçekler yalan olmuş artık. “Ardahan’dan Sinop’a, Sinop’tan, Edirne’ye kadar demir ağlarla örülecek” denen ülkemde, bunun tam tersi olmuş. Her tarafımız kara yolları ile örülmüş ve dört yanımız ölüm tuzakları ile dolmuş. Edirne bir uçta, Ardahan başka bir uçta, Sinop ise çıkmaz sokakta kalmış, ne demir ağ yapılmış, ne garlar kurulmuş, ne katarlar gelmiş ve hiçbir çıkar yol bırakılmamış.
Keşke diyorum, keşke hayallerim/ hayallerimiz küçük ve kısıtlı olsaydı, belki o zaman, bu kadar çok acı yaşamazdım/yaşamazdık yalan olan gerçekleri gördükçe.
“Bu yazıyı neden yazdın şimdi?” diye soruyorsanız söyleyeyim. “Kurtalan Ekspresini” tekrar izledim de, onun için yazdım sevgili dostlar.
Eminim o filmi biliyorsunuz. Aydınlık günlerin gelmesi dileği ile saygı ve sevgiler hepinize.
Türkan DİNÇER
YORUMLAR
Düşüncelerime, duygularıma, yüreğime tercüman olmuşsunuz adeta...Yüreğinize, elinize sağlık..
Trenden yana olanlara kominist denirmiş eskilerde..
Tıpkı Karadeniz'de halk ile deniz arasına bir Çin seddi gibi yapılan saçma otobana karşı çıkanlara dendiği gibi...
Demir yolları yerine kara yollarına ağırlık vermişler, ki Koç'lar gibi çok uluslu şirketlerin yamağı olan işbirlikçiler nemalansınlar..
Otobüsler, kamyonlar bu ülkeye nasıl girerdi sonra ?
Hem yazık olmaz mıydı, Koç'lar, Ulusoy'lar vs. gibi seçkin ! birkaç aileye..? Aç kalırlardı zavallılar..!
Aslında yazılacak, söylenilecek o kadar çok şey var ki...
Her türlü olumsuzluğa rağmen gelecek için umudumu yitirmek istemiyorum. Ki, zaten istenilende bu değil midir ?
Güzel ülkemizi kendi çıkarları uğruna emperyalistlere peşkeş çekenlerin, alınlarında halk tarafından yapıştırılmış ve üzerinde 'SATILMIŞ UŞAK' yazan yafta'larla gezindikleri günlerin çok yakın olması dileklerimle...
Saygılar...
bazı insanları kaleminde sihir vardır, buna inanırım ben... sizi okumanın farklılığını hissettim, daha ne olsun ki. ben en çok bu tarz yazıları seviyorum hem gerçek ve yalın, hemde sorgulayıcı ve mesaj niteliğinde...
yolun açık olsun hocam, bu tarzda ısrarla devam edin, tebessümle :)
Çokdeğerli yazınız; yazdıklarımla aynı paralel demir raylar gibi... sakın ara vemeyin. Yazdıkça yaklaşıyor...
Saygı ve Selâmlarımla... Sağolasın.
K.Y. kadiryeter
04.01.2010 Pazartesi. TRABZON.
İlginize:
1- http://www.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=8966
2- http://www.edebiyatdefteri.com/siir/217637/tren-yaz--tren-oku--tren-isteyin-dostlar
3- 6T1S.com Forum > ► TRABZON MEYDAN > Sanat ve Yaşam
Trabzon'a Demiryolu http://www.6t1s.com/forum/showthread.php?t=2754
.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=50728
onurumsun | Türkan DİNÇER
Demir Ağlarla Öremedik
kadiryeter tarafından 1/4/2010 9:10:04 PM zamanında düzenlenmiştir.
Birinci sınıftan başlar tanışmamız , bize ilk anlatılan bize ilk sevdirilen tek ve en büyük Türk, Atatürk. Demiş ya şair" sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak " diye, o yüzden karamsar olmayalım. Hala içinde Vatan ve Millet aşkı var olan, sofrasındaki helal tuz ekmeği haram ete tercih eden Atatük sevgisini evlatlarına aşılayan, şereflice yaşanan özgürlüğü, şerefsiz tutsaklığa yeğleyen nice ocaklar yanıyor.Tanrı bu aşkı içimizden eksik etmesin. Sevgile Türkan hanım. teşekkür ediyorum.
Tren yolculuğu güzeldir. Umutları yitirmek kötü.
Bizleri karayoluna hapseden, mevcut raylara bir metre dahi eklemeyip, hazırdaki treni de deviren...
hızlı tren diyerek milleti uyutup, halkın parasını ona buna peşkeş çeken...
kerameti kendinden menkul, her işi en iyi bildiğini zanneden...
herkese tepeden bakan ve küçük dağları değil büyüklerini de ben yarattım edasındaki iktidarın
sonunun hayırlı olmasını diliyorum.
Yazınız yüreğimi acıttı. Bu güzel ülkenin kaderi bu mu olmalıydı? derken;
Umutlarımı hiç yitirmeden,
her zamankinden daha kararlı,
Yarınlar bizim diyorum.
Yürekten tebriklerimle,
selamlarımı gönderiyorum Atalar toprağına.
Dostluk ve muhabbetle;
sevgiyle kalın.
Sömürmeye doymayan büyük Kartellerin Sırf Karayolu ve Otobüs firmalarına çekilen peşkenden dolayı
ne acıdır ki, Atatürk ve İnönü dönemlerinden sonra Demir yolları sahipsiz ve bakımsız kalmıştır.
Avrupa her yerleşim birimini hızlı Tren yollarıyla kaplarken bizde hala rayların tam olarak oturtulmaması gidiş geliş olmamsından dolayı sürekli kazalar olmaya başladı..
Layık bir iktidar...Atatürkçü bir yaklaşım olmadıkça bu ağ örülemeyecek.
Kıymetli Türkan Dinçer Hanımefendi,
Her ne kadar yazınız tahmin ettiğim gibi sona ermedi ise de, ben yine de tasdik edeyim:
Evet,maalesef ülkemizi "demir ağlarla öremedik"; amma inşallah öreriz..
Türkan Hanım, çok rahat, çok güzel, çok akıcı.. bir anlatım tarzınız var. Bu üslubunuzu kıskanmadım desem, yalan olur. Evet, yazınızı çok takdir ettim.
Ellerinize ve beyninize sağlık.
Allah'a Emânet Olunuz.
Selâmlar.
Vehbi Okur tarafından 1/4/2010 1:34:33 AM zamanında düzenlenmiştir.
yazınız çok anlamlıydı sevgili türkancığım eski günler geldi aklıma babamın tayini çıkmıştı ( askerdi ) polatlı ya trenle yoluculuk yapmıştım ilk kez öyle hoşuma gitmişti ki polatlı da ağabeyimle hep istasyona gidip trenleri seyrederdik taa o zaman ilkokul öğretmenimin sözleri hala aklımda demir yollarını ihmal ettik karayollarına daha çok önem veriliyor demişti haklıymış gerçekten GÖNÜLDEN KUTLARIM SİZİ YAZILARINIZI BEĞENEREK OKUYORUM SEVGİLERİMİ BIRAKTIM
Çocuktum ama anlamıştım, Ana Yurdun neden, bir baştan bir başa, demir ağlarla örülmesi gerektiğini. Resimlere baktıkça, tarihi okudukça anlıyordum vatan sevgisinin, evlat, baba, kardeş, yâr sevgisinden çok daha üstün olduğunu.
Güzel bir yazıydı Sevgili Türkan, umarım kötü günler biter ve ülkemiz için ve bizler için hayırlısı ne ise o olur.
kutluyorum kalemi...
sevgiler...
Kim bilir belki de, küçültmeliyiz umutlarımızı yaş ilerledikçe.
Yada dediğiniz gibi hiç büyümemek gerek...
Yazınızı okuduğumda usta şair Mehmet Akif Ersoy'un çok sevdiğim bir dörtlüğü hatırıma geldi.
''Viranelerin yasçısı baykuşlara döndüm
Gördüm de hazanında bu cennet gibi yurdu
Gül devrini bilseydim onun, bülbül olurdum
Ya Rab, beni evvel getireydin ne olurdu?''
Ne desem az gelecek bir yazı, tebrik ederim kalemi.
Saygılarımla.
Sevgili Türkan hanımcığım, yazınızı okurken, benim de içimden bunların hepsi geçti biliyor musunuz. Çünkü, aynı şeyleri belki inanmayacaksınız ama ben de hayal ederdim. <Nedense treni çok severim. Bir kaç kez binmişliğim var. Onun çıkardığı kendine has sesler, beni çok etkiler. Yazınızda dediğiniz şey çok doğru. Vatanımın, ülkemin her yanını demir ağlarıyla örebilmeliydik. Atam'ın en çok istediği şeylerden biriydi bu. Ama yapamadık. Tıpkı diğer başlattığı hizmetleri yapamadığımız gibi. Aslında bu durumda kendime de kızıyorum. Demek ki biz de yeter derece de çalışmadık, katkı sağlamadık. Günün yazısını ve yazarını şimdiden kutluyorum. Sevgilerim yüreğinize ve güçlü kaleminize. Puanım tam :)
Ben keşke karamsar olmasam diyorum..Evet yalanlar gerçek oluyor işte tehlike burada..Bazı ak saçlı adamlar yalan ve iftirayla bir yerlere kadar geldiler..Umarım burada kalırlar daha ileri gitmek ülke için yalandan daha yehlikeli...
Atamın bindiği Cumhuriyet Trenini Menenen 'de ziyaret ettim.Çok sade bir kara tren ve ülkemi bu koşullarada dolaşmaktan mutluluk duyan bir lider..İşte liderlik farkı..Gecesini gündüzüne katarak ülke için çalışan bir lider....Yaşamında yalan söylediğine dair bir cümle yok...
Analamlı yazyınızı kutlarım...Saygılar
Gaflet toprağı örtülmüş sanki üstümüze. Sessiz seyirciler gibi izliyoruz, olanı biteni. Hayretle, endişeyle. Sonu belli olmayan bir yolculuğa çıkartılmış gibiyiz.
Sayın Toynak'a katılıyorum. Bu iniş dibe vurduğunda, ardından, muhteşem bir yükseliş gelecek. Cumhuriyet'e, eskisinden daha güçlü sahip çıkacak bu millet, hepimiz.
Kutluyorum, yüreğinizi. Sevgiler.
Keşke diyorum, keşke hayallerim/ hayallerimiz küçük ve kısıtlı olsaydı, belki o zaman, bu kadar çok acı yaşamazdım, yalan olan gerçekleri gördükçe.
görerek....bilerek ve hiç bir şey yapamamak duygusu...duyarlı ,insanları yer bitirir...günbe gün hayretteyiz...insanlıktan ne kaldı... hasiyet onur bitti.. şerefsizlik nam saldı...harika uslubunuzla muhteşem tespitlerle donatılmış yazınızı tebrik ediyor saygılarımı sunuyorum...
ben yinede karamsar değilim sevgili yazar...
parmak bastığınız olaylar gerçek,zor günlerden geçiyoruz bu muhakkak..ama akli selim galip gelecek...Atatürk memleketi gençliğe emanet etmişti..
Biliyormusunuz her zorlu sancının ardından bir doğum gerçekleşir..bütün sancılar geçicidir..umutsuz değiliz asla..Cumhuriyetin bize vermiş olduğu kazanımları öyle kolayca heba etmeyiz..bu millet bunu da aşacaktır..
kutlarım çok sağlam tespitli gerçek bir yazı olmuş..sevgiler selamlar efendim...