- 664 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
YENİ YILA GİRERKEN
Bir yılı geride bıraktık. İşte yıllar su gibi akıp geçti, yeni yıla ayak basıyoruz. Ömrümüzden bir yıl daha eksildiğinin ve dünyamızın biraz daha ihtiyarladığının habercisi.Geçen günler bir daha geri gelmiyor, ne fırsatlar, altın değerinde zaman geçti gitti. Dün ve bu gün sayılan ömrümüz şimşek hızıyla, koca bir yılın sonunda yeni bir yıla merhaba diyor.
Yeni yıla girerken, nefsin sınırsız iştahasını çektiği içkili ziyafetlerden, şehvet ve taşkınlık kokan arzuların ürününden tutun da, çeşit çeşit eğlencelere kadar her şey yılbaşı gecesini kutlamak için, birbiriyle yarışan insanları görüyoruz.. Resmi ve resmi olmayan organizasyonlar da bu hazırlıklara bir nevi destek oluyor.Eski ve yeni yılın buluştuğu ve ayrıştığı çizgide kendini bulan insan, geçmişi için mi, geleceği için mi eğleniyor? Arkada kalan günler için ise, çok iyi geçtiğinden o kadar mı emin?Yok gelecek için ise,o bizim için henüz bilinmez değil mi? Ne başarılı geçmiş için, ne de henüz neler getireceğinden emin olunmayan bir gelecek için çılgınlıklar ve taşkınlıklar niye?
Yılbaşı ne anlama geliyor.Bizim için miladi, yeni bir takvim yılının başlangıcından başka ne önemi olabilir. Yılbaşı neyin kutlaması? Dünyanın birçok ülkesi, yılbaşını kutlamak için günler öncesi baş döndürücü hazırlıklar yapıyor.İçki, kumar, piyango, milyonlarca ağaç katlıamı… Peki bana ne diyebiliyor muyuz? Bunların ne anlama geldiğini hala anlamadık, ya da anlatamadık mı?
Bir muhasebe yapalım biz kimiz, neyiz? Müslüman Türk kimliğimiz yok mu? Neol’i Hırıstiyanlar İsa’nın doğum günü olarak kutluyorlar olsalar bile,doğruluğu bile tartışılır. Kendi saptırılmış hıristiyanlık inanışına göre kutluyorlar. Peki bize ne oluyor? Bizim İnancımızda, örf ve adetlerimizde böyle kutlama var mı? Tabiki hayır! O halde, nedir bu kadar cümbüş, çılgınca eğlence, hengame. İnsanı şirazesinden çıkartıcı taşkınlıklar? Bir muhasebe yapalım, düşünelim ve kendimize gelelim.Kendi değerlerimizi yaşamaya çalışalım.
Sosyal hayatımızın allak bullak olduğunu, her saniye, her gün, ölüme koştuğumuzu farkında bile değiliz.Yaptıklarımızın da bir hesabı olacağını aklımıza getirmiyoruz.Kayıp zamana, yaşlanmaya, sayıları milyonları aşmış açlık, yokluk sınırında olanlara rağmen bir gecede trilyonların yok yere harcanarak yapılan israfa alkış tutmak, sevinmek, akılla ve insafla bağdaşan bir yanı var mı?Yılbaşı gecesinde harcanan bunca emek ve para karşısında, bir tek insani eylemin gösterilmemesi ilginç değil mi?
Geçmişin karanlığına gömülmüş bir yıl. Bir yaş daha büyümek. Biraz daha gün görmüş olmak, öteyi beriyi biraz daha tanımak, hayatı anlamak…
Kendimize çeki düzen verme, kendimizi sorgulama, geleceğimiz için planlarkurma olarak değerlendirmeye çalışsak, yılbaşı eğlencemize biraz mantık katılsa ve anlamdırılsa daha doğru olmaz mı? Özetle büyümek, olgunluğa ve bilinçli davranışta bulunmaya adım atmak, geçmişin bir muhasebesini yaparak, geleceğe daha emin bakışla bakmak gibi düşünsek olmaz mı?
İnancını, benliğini mücadele azmini yitiren insanlar, topluluklar asla ayakta kalamazlar. Biz o denli nezih yaşamalıyız ki; hayatımızı haramlar, gayrimeşrular değil, düşüncelerimizi, ufkumuzu bile kirletmemeli.Yeise, acz ve çaresizliğe düşmeden inancımızla yaşamasını bilmeliyiz. Şanlı tarihize baktığımızda çağ değiştirenler, yol alanlar,hep imanla, ümitle yol almışlardır. Kendilerini batılılara ve yabancı inanç ve akımlara terk edenler de acz ve ümitsizlik bataklığına saplanmışlar, yollarda kalmışlardır. Hareketsizler, inançsız ve hissizler yol alamayıp hedefe ulaşamazlar. İnancını, ülküsünü, iradesini yitirenler asla uzun zaman ayakta kalamazlar…
Yarın geç olmadan bulunduğumuz anın, hayatın kıymetini ve şükrünü bilerek insanca ve islamca yaşayalım. Bunca oyalanmanın anlamsızlığını, farkına vararak gerçeklere dönelim. Her gece iki gündüz arasındadır. Gündüzlerin hayırları, gecelerin şerrine galip gelmesi için; hakiki, insani gücümüzü, değerlerimizi kullanarak, gecelerimizi de aydınlık yapalım. Aydınlık günlere ve yıllara merhaba diyelim.
İnsani değerlerimizin, inancımızın daha da parlayacağı, nurun zulmete, hakkın batıla galip geleceği, güzel yıllara merhaba diyelim.Gelirin adil dağıtıldığı, fakirlerin düşünüldüğü, masumların şefkatli kollara alındığı, adaletin, hak ve hukukun üstün olduğu, sulh ve huzurun temin edildiği, herkesin inancıyla, insanca yaşamaya çalışacağı güzel geleceğe merhaba diyelim.Türk milletinin istikbal inklabı içersinde, duyulacak en gür sedasına merhaba diyelim…
YORUMLAR
Yazınıza yürekten katılıyorum.Hakkın batıla.doğrunun eğriye,iyilerin kötülere galip geleceği hayırlı bir yıl olur inşaallah 2010 ,saygılar.