- 2505 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
Bizim köydeki kır eşek
Ehhh…Artık 2009 yılını da eskitip attık. Nasipse bu gece yarısı yeni ve taptaze bir yıl olan 2010’a gireceğiz. Siz eski yılları ne yaparsınız bilmem ammaaa…Ben eski yılları geçmişin muhasebesini yapmak için kullanırım. Aynı zamana her yeni yıl ömrümüzden bir yılın daha gittiğinin habercisidir. Bu yeni yıl benim de 41 yaşımı müjdeliyor. Hani zamanında bir arkadaşı köylümüze sormuş;
-Yaşın kaç ?
Köylümüzde de okur yazarlık yok tabii ki, ama soruyu şak diye cevaplamış;
-Bizim köydeki kır eşeğin yaşına geldim.
Allah’a şükür ki, okur yazarlığımız var da, yaşımızı rakamsal olarak ortaya koyabiliyoruz.:)) Gerçi bizim köyde, yaşıma emsal olacak kır eşek de kalmadı artık.:))
İnsan ömrü inanın çok kısa, nasıl geçip gittiğini bilemiyorsunuz. Hani masallarda bir nakarat vardır “ Az gitmiş, uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş, bir de dönüp bakmış ki bir arpa boyu yol gitmiş” .
Okul döneminde sınıf geçeceğiz diye yırtındık. Daha sonra askerlik dönemi geldi. “Ulan geçer mi bu 550 gün” dedik, (Benim zamanımda askerlik 18 aydı) o da geldi geçti. İşsizdik işimiz oldu, aşsızdık aşımız oldu. Allah’a şükür iyi bir yuva kurduk, çoluğa çocuğa karıştık. Ama dönüp de geriye geçen yıllara baktım mı, gerçekten de gittiğim yol bir arpa boyu bile değil. Hepsi de daha dün gibi.
Ehhh… Bundan sonra her yıl yaptırdığım yedeklik yoklamaları da bitti artık, yani karavanadan da düştük. Rahmetli şairimizin şiirinde belirtmiş olduğu yolun yarısını da devirdik.
Ama geçen yıllar güzeldi bee…. Hatalarıyla, günahlarıyla ve de sevaplarıyla hepsi de benim yıllarımdı. Hem de yüzde yüz bana ait. Kimsenin üzerinde hak iddia edemeyeceği yıllar.
İnsan ömrü bir su misali akıp geçiyor. Zaman çok hızlı ilerliyor. Daha önce de dediğim gibi günlerce, aylarca gidiyoruz, ama dönüp de bir bakıyoruz ki bir arpa boyu yol gitmişiz. Hatıralarla avunmaya başladınız mı, anlıyorsunuz ki kemale ermişsiniz.
Daha düne kadar “UFAKLIK” diye çağrılırken, daha sonra ufaklık deyimi “DELİKANLI”ya dönüşüyor, aradan biraz zaman geçince delikanlı kelimesi “ABİ” şeklini alıyor, eh benim gibi belli bir yaşa gelince abi kelimesi biraz daha değişime uğruyor ve “AMCA” diye çağrılmaya başlanıyorsunuz. Allah ömür verirse ve de nasip olursa “DEDE” diye çağrıldığımız günler de olacak ve kapanışı “MERHUM”la yapacağız. Bu son paragrafı, taşı gediğine koymak babında, Karacaoğlan’ın aşağıdaki şiiri ile kapatmak istiyorum.
BİR KIZ BANA EMMİ DEDİ
Değirmenden gelirim beygirim yüklü
Şu kızı görenin del olur aklı
On beş yaşında kırk beş belikli
Bir kız bana emmi dedi neyleyim
Bizim ilde üzüm olur alc olur
Sızılaşır bozkurtları aç olur
Bir yiğide emmi demek güç olur
Bir kız bana emmi dedi neyleyim
Birem birem toplayayım odunu
Bilem dedim bilemedim adını
Elbistan yanaklı Kürdler kadını
Bir kız bana emmi dedi neyleyim
Karacoğlan der ki noldum nolayım
Akar sularınan bende geleyim
Sakal seni makkabınan yolayım
Bir kız bana emmi dedi neyleyim
KARACAOĞLAN
YORUMLAR
Askerlik yapıyoruz,bir de yoklaması mı var?Hem de her yıl...
Şaka bir yana,"amca" dendiğinde tuhaflaşıyor insan.İlk duyduğumda,alaya/ti ye alındığımı düşünüp sert bakışlar fırlatmıştım.
Böyle durumlarda,kendi kendime"çocuk işte" diyerek(Genç değil çocuk)bir çeşit karşılama yapmış oluyorum.
40'lı/ve üstü , tüm arkadaşlara özel/birbirinden güzel,iyi seneler.
Selam,saygı.