Kızsal muhabbetler(42)(i)...........................
-Teşekkür ederim.
-Ne için?
-Benimle çay içmeyi kabul ettiğin için.
-Rica ederim, bunda bir beis görmedim.
Sinan gülmeye başladı.Leyla şaşkın şaşkın bakakaldı:
-Niçin gülmektesin.
-Beis kelimesini kullanmana.
Leyla gıcık oldu bu cümleye ,öyle ya ne vardı beis kelimesinde?
-Beis kelimesinin gülünecek bir yanı yok kanımca.
-Ahhhhh Leyla konuşman çok farklı.Kullandığın kelimeler,şey biraz,şey...
-Neyyy?
-Ne bileyim eski kafa gibi ama sana yakışıyor.Sonra niçin gülüyosun da demedin.Niçin gülmektesin dedin.Enteresan.
Leyla ile Sinan kursun kantinindeki kafede oturup,bu cümleleri kurduklarında Vedat kursun kapısından içeri girmekteydi.Leylayı almaya gelmişti.
Vedat merdivenleri çıkadursun biz (kim bu biz dersen (okuyan kişi sen ve ben))birlikte Sedanın ne yaptığına bakalım.
Seda sarı gölgeli saçlarını sevmiş görünüyor zira hem bişeyler okuyo hem arada ,karşı duvarındaki aynadan suretini seyrediyor.Şuan gülümsüyor ama sanmayınki aynadaki suretine,güldüğü şey Hacivatın sözleri:
’’On kere demedim mi sana sevme dokuz yar
Sekizde sefa,dokuzda vefa olmaya zinhar
Altı ile beş dört ile başa çıkılmaz
Üçün ikisi terk ede ,gör taa kala bir yar’’
..................................
Çeyrek saat sonra;
-Sinanmış.Ne diye oturuyodun onunla?
-Vedat kurstan bir arkadaş.Ne var bunda?
-Sus Leyla.Sus!Ne var öyle mi?Adamı hasta etmeee!
İşte tam burda kadınların ezeli çelişkisi ortaya çıkıyor.
a)Sevdikleri erkeğin kendilerini kıskanmalarından hoşlanma hali
b)Kıskançlığı ilkel bulma.Kıskandığı için erkeğe kızma
c)Kıskanmayınca da kızma
-Doğulu olduğun nasıl da belli oluyo.Kızınca o kimliğin ortaya çıktı işte.Adamı hasta etme haaa lafa bak!
-Evet doğuluyum Leyla hanım ve unutma aynı kimlik sende de var.Sen de doğulusun.Kıskanılmak hoşuna gitti eminim.
Leyla sustu.
-Leyla bana ister doğulu de,ister çağ dışı de,ne dersen de.Ben kimseyle başbaşa oturmanı istemiyorum.Nasıl ki sen İnciferle konuşmamı isteme...Cümle tam burda yarım kaldı,yarım kalan yerde Leylanın sözleri vardı.
-Aynı şey mi Vedat?Kızın bir tek dudaklarından öpmediği kalmıştı.
Aşkı bitiren bu tartışmalar mı?Kıskançlıklar,küsmeler,kavgalar,kırgınlıklar ve tüm bunlarla yapılan dört işlemler mi?Çarpma,bölme,toplama,çıkarmalar mı?
Aşkın bitiminin net bir cevabı yok velev ki var,ben bilmiyorum
’’Aşık-ı sadıkda dil birdir olur mu yar iki
Hiç bir taht üstünde olur mu hünkar iki’’
Bu nerden çıktı şimdi?Ben demedim 2.Selim demiş.Didem sevdi bu mısraları,defterine yazıyor şuanda.
Didem bu mısraları yazarken;
Devrim:Heyt be !Düldülüm benim.
Düldül diye arabasına sesleniyor.Haberiniz yok Devrim araba aldı kendine ,öyle ahım şahım bişey değil ama zaten Devrim de lüksü seven biri değil.
Peki neden Düldül?
Düldül Hz.Alinin atının adı da ondan.Yaşamdaki herşeyini ,inandıklarıyla besleyen biri Devrim.Bu sebetendir ki arabasının adında bile inancı var.Her ne kadar ateist olduğunu söylese de ,gerçekte inançlı biri Devrim.
Hasbelkader kızsal muhabbetler(42)de bitti.
................................
YORUMLAR
İlginç bir yazı.. selamlar... iyi yıllar