- 934 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
DÜNYANIN EN BARIŞÇI BAŞKANI
DÜNYA’NIN EN BARIŞÇI BAŞKANI
Gecesini gündüzüne katan çalışkan bir başkandı Push. Ciddi ve cesurdu. Ülke ve dünya meselelerine çok kafa yorardı. Dostlarına müşfik, karşıtlarına kindar ve içten pazarlıklıydı. Dünya barışı ve terörizme duyarlı olan başkan hayırseverdi. Resmi çalışma saatlerinin dışındaki vaktini çok dikkatli değerlendirirdi. Sosyal adalet için çalışan dernek ve sivil toplum örgütlerini kabul ve ziyaret ederdi. Bolca yardımlar yapardı. Sokak çocuklarının meselelerinden, afet zedelere kadar her şeyle ilgilenir, her yerde boy gösterirdi. Hayır, işlerine önayak olur, şirinlikler yapardı.
Bu başkanın ülkesi, Dünya’nın jandarmasıydı. O nedenle başkan da kendisini adaletin kılıcı sanıyordu. Basın da, sömürgeci devletlerde arkasındaydı.
Bir gün daha bitmişti. Başkan iyice yorulmuştu. Yuvarlak ofisinde dört kişiyle çok gizli konuşuyordu. Birisi çok karanlık bir isimdi. Diğeri ordu komutanıydı. Komutan başkan’a hitaben söze girdi; “ Başkanım, bütün planlarımız ve enerji öncelikli politikalarımız başarı ile yürütülüyor. Önemli bir aksama yok. Irak ya da orta doğuda barış ortamı doğarsa silah sanayimiz darbe yer. Kitleler için tasarlanan ( Mükemmel Vatandaşlık Çip’i ) deneyleri de başarı ile gerçekleşti. Yakında, seri üretime geçeriz. Yeryüzünde kime takarsak kulumuz, kölemiz olacak istisnasız ve itirazsız.”
Komutan’ın sözü biter bitmez başkan, istihbarat şefine döndü. Anlayıp söze başladı şef: “Görevimiz suyu bulandırıp öyle kalmasını sağlamak. Çünkü bulanık suda balık tutulur. Yeni, eski silahlar satılır, üst’ler kurulur, devletçikler menfaatimize hizmet ettirilir kolayca. Yönetip, kontrol edemediğimiz güç düşman sayılır. Ne kadar bahane, o kadar müdahale kapısı demektir.” Başkan müdahale etti: “ Beyler, Ülkemizin yüksek menfaatleri bazen insani değerler ve dünya menfaatleriyle çelişebilir. Öndeyiz zaten. Orada kalabilmek için her yolu kullanmak hakkımızdır. Asıl olan bizim menfaatimizdir. Ozon delinse, buzullar erise, denizler ölse, türler yok olsa bile evvele ülke menfaatleri gözetilecek. İyi izlenim bırakmak için çizdiğim karakter sizi de gevşetip aldatmasın. Yumuşaklık, gevşeklik ve korku yok. Dünya denen tiyatro sahnesinin yeni aktörleri biziz. Dekoru da değiştiririz oyunu da. Haklının değil, güçlünün sözü geçer. O zaman kural biziz. Bize ırgatta lazım. O yüzden köleler düzeninin başlangıcı olan “Mikro Çip” projesini milli dava olarak her başkana anlatan ve şartlayan bir birim oluşturmalıyız. Var mı sorusu olan?”
Başkan’ın pek çok defa hatalarını kapatmış olan mülayim karateli yardımcısı başkan’a ; “ Başkanın, bir de B planımız olmalıydı. Tiyatroda yangın çıkarsa biz de yanarız ve azdan az, çoktan çok gider. Değişik düşünce kuruluşları ülkemizin de dünya ile birlikte felaketlere maruz kalabileceğini rapor ediyorlar. Size bu ve farklı bir takım görüş ve araştırmaların çok kısa özetini sunsam ilgilenir misiniz?”
Başkan bu aklıselim sözler karşısında biraz duraladı. Sonra; “ boş verin miş ile muş’ ları. Bizlerin on yılı ancak var. Öteki başkanlar Dünya’nın boş işlerine kafa patlatsın birazda.” Der ve yatmaya gider. Bir vicdanı olmadığı için huzur içinde uyuyabilecektir.
Herkesin ayrı bir planı vardı. Allah’ın da ayrı bir planı vardı. Bu dünya sahnesinden ne Nöron’lar, Hitler’ler, Stalin’ler, Şaron’lar gelip geçmişti. Ama insanlık baki kalmıştı. Voyvoda’lar, Arkan’lar, Push’lar da geçip gidecekti. Fakat yiğit namı ile kasap kanı ile anılacaktı. Çünkü el yıkamakla kan temizlenmiyordu.
İnananlara kölelik çipinizi de takamayacaktınız bay, zulmün başkanı. Kraker yemeden aciz, karakter fakiri. Hangi maskeyi takarsanız takın inananlar sizi tanıyacak, ifşa ve mücadele edecektir.
YORUMLAR
Stalinist değilim ama sizin sovyet tarihini bilmediğiniz kesin
ayrıca sevgili engin, dünya diktatörlerinin kanlı geçmişlerini anlatırken neden ülkemizden de örneker vermediniz anlamış değilim, sizin vicdanınıza göre dersim,sivas,çorum,
maraş 6-7 eylül vs diktatöryal katliamlar değilmi...Saygılar.
Engin Tatlıtürk
AZ SAMİMİYET OLSA KEŞKE.
NAZİK YORUMUNUZA TEŞEKKÜRLER KARDEŞİM.
SEVGİ VE SELAMLAR.
Geçmişteki firavunlar gibi, günümüz firavunları da kan üzerine kurdukları sahte cennetlerinde cezalarını bulacaklar.
Yürekten inanıyorum ki sadece öbür tarafa kalmayacak cezaları
''Onlar tuzak kurdular. Allah'ta tuzak kurdu; Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.''
Yürek sesiniz hiç susmasın.
Emeğinize gönlünüze sağlık.
Saygılar
Bir gün yine zulüm ve vahşetler üstüne sohbetler yapıyorduk. Arkadaşlarımdan biri " ya ALLAH onların cezasını verecek, Ben her şeyi ALLAH'A havale ediyorum" demişti.
Bu sözü günün her saatinde her yerde, özellikle de ülkelerin birbirlerine yaptıkları zulümlerde çok fazla duyuyordum halktan.
O gün yine çok kızmıştım. “Evet diğer dünyada cezalarını alabilirler ama ya bu dünyada, zalimlerin hiç bir ceza çekmeden ahirete yolalnmasının, acı çekenler için bir değeri olacak mı? Onlar yaşarken en büyük ceza almalı ki, zulme uğrayanlar biraz olsun rahatlayabilsin" demiştim.
Galiba maskeler işe yarıyor Engin Bey, Tanısak da o zalimleri tanınamazlıktan gelmeyi bırakın, sarılıp ellerini öpüyor, övgülerle gökyüzüne çıkartıyoruz. Örnek vermeme gerek yok galiba. Çünkü en büyük örnekler benim ülkemde kırk senedir yaşıyorlar.
Güzel bir yazı idi yine. Saygılar yüreğinize.
onurumsun tarafından 12/30/2009 8:41:03 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sevgili Ağyar, gene tutmamışsın ayar. Niye ABD'den Rusya'ya sıçrıyorsun?
Rusya'dan Çin'e sıçrayacaktın...:)
Muhterem Recep kardeşim sizinle yine aynı görüşteyiz. Değerli yorumlarınızdan kıvanç duydum.
Muhterem hanımefendi; Obama köken olarak Müslüman ama kendisi değil. Olsada sistem onu çalıştırmaz. ABD henüz Müslüman bir başkanı kaldıracak olgunlukta değil.
Hatta şu sıralar Bush'un başlattığı haçlı seferi durdurulmadı dahada. İran Topun ağzında, Afkanistan'a asker çıkartılıyor, Pakistan karışıklıklara gebe bırakıldı, Türkiye PKK kartı ile köşeye sıkıştırılıyor.
Obama ABD'nin sicilini düzeltmek, prestij kaybını onlemek için ABD'nin manevrası, vitrin değişikliğidir. Saygılar.
170167; Sayfama hoş geldiniz. Vecize gibi söz söylemişşiniz.
Bu gün akşama yoğun bir koşuşturmanın içindeydim. O yorgunlukla yazınızı 3. okumada anlayabildim. Değişik gözlemdi. Üzerinde yazı bile yazılabilir. Sizi tebrik ederim.
Ve ZİYARETİNİZDEN DOLAYI hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim.
Allah'ın selamı üzerimize olsun.
Saygılar.
kızılderililerin gaspedilen toprakları üzerinde sahte ihtişamıyla ahkam kesenler, hürriyetlerini aldıkları gibi az da olsa özlü sözlerine bir gözdirseydiler ''kartalı vuran kendi tüyünden oktur'' sözünü okumasalarda duyacaklardı.ok yola çıktı.
yeni yılınız kutlu olsun.
Cumhuriyetçi Bush dan sonra, Demaokrat Barack Hussein Obama..Siyahi, müslüman ilk başkanı Amerika'nın. Dünya'daki nükleer silahlanmayı azaltma çabaları ve barışa katkıları nedeniyle Nobel Barış Ödülü'nü kazandı.
Arkasından neler çıkacak?
Bekleyip, görücez.
Güzel bir anlatımdı. Kutluyorum. Saygılar.
"Herkesin ayrı bir planı vardı. Allah’ın da ayrı bir planı vardı."
"Zülumla abad olunmaz"mış.
70'li yıllarda bir "Leonid Brejnev" vardı, hükümet gibi bir adamdı, "push" gibi şebelek suratlı değil, yüz hatları daha buldogvari idi. O zamanlar gazetede resmini görsek sayfa değiştirirdik. Sovyetler Birliği henüz daha tarümar olmamış, terazinin öbür kefesini tek başına bütün haşmetiyle doldurmakta. Yan gözle bakmak ne mümkün
Kimin aklına gelir o haşmetli SSCB'nin cici kızları gün gelecek Doğu Karadeniz bölgesinin "Tenasül Hastalıkları Hastanesi" ihalesini alacaklar. Nerden nereye işte
Yaşayan görecek, az kaldı ha
Selamlar