- 602 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Merkez Neresi?
Coğrafya ve tarih kitaplarında Anadolu yarımadası şu cümlelerle anlatılır;
‘Bir ayağı Asya kıtasına, diğer ayağı Avrupa’ya basan, Ortadoğu ve Kafkaslara en yakın stratejik bir kara parçasıdır.’
Hatta kimi uluslar arası hâkimiyet teorilerinde; ‘Anadolu’ya hâkim olan Dünya’ya hâkim olur’ derler. Tarihin akış seyri ise bunu ispatlamıştır.
Anadolu toprağında oturmanın bir bedeli vardır ve Türk Milleti bu bedeli fazlasıyla ödemiştir.
Bir tartışmadır gidiyor; Türkiye’nin ‘ekseni’ kayıyor mu?
Bu tartışmayı gündeme getirenlerin kafasında ‘eksen’ olarak hep Brüksel olduğu için, yapılan her farklı açılım hemen manşetlere taşınır oldu.
İşte İran mı oluyoruz!
Kafatasçılık mı yapıyoruz! Falan filan….
Hâlbuki her millet kendi evinde bir merkez oluşturur. Olaylara, uluslar arası ilişkilere ve menfaatlerini koruma adına dünyaya kendi açısından bakar.
Yani kendi çöplüğünde horoz’dur.
‘Eksen kayması’ tartışmaları; genelde, iktisadi, siyasi ve bilimsel gelişmelerini henüz tamamlamamış ülkelerde görülmektedir.
Bizde de son iki asırdır var.
Oturduğumuz coğrafyanın öneminin farkında olarak davrandığımız asırlarda Dünya Tarihinin merkezi hep biz olmuşuzdur. Ama Orta Asya’da, ama Kafkaslarda, hem Orta Doğu’da hem de Anadolu’da.
Yakın tarihimizde; siyaset, aydın ve sanat adamlarımızın yaptıkları, konuştukları her şeyi ‘Batı’ya beğendirme hastalığının bize kaybettirdiklerini yazmak kitapları almaz sayıdadır.
Araplar, Acemler, Boşnaklar, Rumlar, Ermeniler, Arnavutlar, Gürcüler, Bulgarlar vs. asırlarca huzur içinde beraber yaşadığımız milletler. Şu an yazımızın konusu dışında olan bir takım entrikalarla bu halklar bize düşman edildiler. Bu insanlarla ticari, kültürel ve siyasi ilişkilerimiz kasıtlı olarak yanlış yansıtıldı.
Ama bir de gördük ki; bize Cenevre, Brüksel ve ABD ekseni haricinde ilişki kurmayı adeta ‘yasak’layanlar; el altından bu ülkelerle akıl almaz projeler peşindedir.
Bu çerçevede devletimizin milli menfaatlerimize uygun olarak, gerek komşularımızla, gerek se dünya ülkeleriyle milli dünya görüşümüz açısından ilişkiler kurması doğaldır, doğrudur. Olması gerekende budur.
Yönümüz ilim ve teknolojinin olduğu yöne, gönlümüz ise insan olan ve insan olmanın onuruyla yaşayanlara karşı olmalıdır.
Türk Milletinin ve devletinin uzun bir aradan sonra tekrar tarihin merkezinde olacağına inancım tam.
Türkiye Cumhuriyeti merkeze oturduğunda; adalette, iktisatta, siyasette, dahası insanlık rayına oturacak.
Buna gönülden inanıyorum.
Hüseyin PAŞA