- 1137 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
İstanbul ' da Bir Gün...
Aralık ayının soğuk günlerinden biriydi, sıcak bir keyfin adımlarını atmaya karar verdiğimizde.Daha önce bir kez gördüğüm ,yüzünde tebessümle karışık bir nur’un kalıntıları çekiyordu kendine.Dur diyemiyordum , durmadım da...
Yorucu bir haftadan sonra yorgun bedenimi yatağımdan kazımam gerekiyordu.Söz vermiştim ve bekleniyordum.
Koca memleket İstanbul , bir kez daha günaydın sana ve senden gelen her şeye.
Kendimi uyandırmak için suyun soğuk yüzüyle defalarca selamlaştım.Ellerim buz keserken, bedenimi sızlatan heyecandan başkası değildir dedim kendi kendime.Evden hırsız gibi kaçarken bir an almam gerekenleri düşünmeye başladım.Fotoğraf makinesi, telefonum ve ben , işlem tamamdı sanırım..Ayakkabılarımı ellerime alıp parmak uçlarımı kullanarak kapı dışarı ettim kendimi.Haydi Bismillah dedim.
Açlığını yatıştırmayı unutmuş olan ben, koşar adımlarla otobüs durağına yürüyordum.Dünden ve geceden kalma , üstüme sinen ayrılık rüzgarını bırakıyordum soğuk havanın kollarına.Bende huzur bulacağıma inandığım sıcak bir eli tutmak için kollarımı sıvamıştım. Mekan Kadıköy ve ben zamanından biraz önce ordaydım.Etrafta bir tenhalık vardı sanırım deniz yerine kuytu köşeler, sıcak sandıkları alanlar seçilmişti. Biz seçimimizi mavilikten yana yapmıştık.Fenerbahçe ordu evinin bütün güzellikleri o gün emrimize amadeydi.
Bu arada size söylemeyi unuttum.Ben o gün tatlılar tatlısı GÜLDESTE yani Neşe KIZILYAR ile buluştum.
Birbirimizi nihayetinde bulduk ve geç kalmışlığın verdiği heyecanla taksi ile mekana gitmek istedik. O kadar şanslıydık ki biz özlem giderip , birbirimizi ısıtmaya çalışırken şöför bey’in her sözümüze müdahale etmesi dikkatimizi çekti. Yetmedi yapabildiği kadar yolu uzatıp yüklü miktarda bir maliyet çıkardı bize. Önemli olan para değildi orda hem saygısız hemde kul hakkına göz koymuştu. Allah affetsin diyip ayırttığımız masamıza geçti .
Yüzümüzdeki gülücükler güneşle buluştu. Bir önceki gün ve gecesinden kalma hiç bir şey yoktu. Buz kesen hava yerini güneş’e , gri bulutlar ise beyazlarına bırakmıştı yerini. O kadar güzel ve o kadar sıcaktı ki ortam.Büyüsü uzun zaman gitmeyecek belli. Yemek siparişimizi verdik ve koyu bir sohbet’e koyulduk. Siteden tutun da aile bireylerine kadar bütün herkesi konuşup kulaklarını çınlattık.
Zaman alıp götürüyordu tabiki , bizde inadına yarış yapıyorduk. Elimizde makinalar resim çekiyor, güneşin yüzünü denizin üzerinde yakalamaya çalışıyorduk. Ancak bir kaç poz da kaldık.Olsun o da güzeldi. Günü tamamlamaya saatler kalmıştı,geçsin istemiyorduk .
Hayatın her aşamasını yaşamış saf, temiz, huzurlu ve mutluluk dağıtan bir yüreği tanımanın verdiği duygu bir başkaydı . Yıllarca aynı şehirde nefes alıp birbirini tanımamanın verdiği hisleri paylaştık kendi kendimize. Hatta yetmedi ortak arkadaşlarımızı arayarak yanımızdaki sandalyelerde yerlerinin boş kaldığını ve yanımızda hissettiğimizi söylemeyi de ihmal etmedik.Belki bir kıskandırma yolu yada gerçekten hissettiğimizi söyleme şekli.Doğru yada yanlış düşünmeden dakikaları bırakıyorduk saatlerin yamacına.
Neyse ; gün yavaş yavaş kendini ikindinin gerisinde bırakırken biz tatlılarımızı yemenin , çaylarımızı da içmişliğin verdiği rahatlıkla attık kendimizi tekrardan dışarıya.Kuşların ayaklarımızın altında gezintisi, kedinlerin birbirleri ile oynayışı ve en güzeli de gökteki kızıllığı yakalamak başka bir keyifti.
Ne kadar keşkeler birikmiş olsa da o an zamanın önüne geçemedik. Güzel başlayan bir gün aynı şekilde son bulmak için adımlarımızı bekliyordu. Çocuklaşan yüreğimizin durulması ve kendi halimize gelmemiz için biraz yürümek iyi gecelekti. Başladık yolun başından sonuna doğru adımlarımızı saymaya.İlgimizi çeken her şeyin resmini çekiyor kendi hallerimizi onaylıyorduk adeta. Bu mevsimde toprağında kırmızı bir gül ve hala güneşe umutla bakıyordu.Hayret ettik ve onu da etiketler niyetine resimle ölümsüzleştirdik .
Derken telefonumdaki titreşim beni heyecanlandırdı. Daha kim olduğunu bilmeden içimi değişik bir huzur sardı. Baktım bilmediğim bir numara ve yurt dışından belli. Açtım ve duymak istediğim sesin karşımda olduğunu hissettim. Heyecanlarım birikti avuçlarımda , sesimde tarifi olmayan bir huzur baş kaldırdı.Umarım o da hissetmiştir beni, benim onu hissettiğim gibi.Kısa da olsa duymuştum sesini ve gün benim için adım adım ilerlerken özlemlerim çoğalıyordu. Olsun, hayat neleri getirecek, mevlam nasıl bir kader yazmışsa yaşayacaktım.Dost elinden bir yudum çay içerken aşktan yana payıma düşeni alacaktım sanırım .
Dakikalarca beklediğimiz otobüs sonunda geldi ve her ikimiz de evlerimizin yolunu tutarken bir daha ki sefere ya kısmet demeyi ihmal etmedik.Sevgiyle kucaklaştığımız o an yeni bir gün ve yeni bir geleceğin neleri getireceğini bilmeden bıraktık kendimizi kollarına.
Gün karanlığa esir oldu ve biz de telaşlı adımlarla bir an önce evimizde nefes almak istiyorduk.Her şey yavaş yavaş eski halini alırken yarını düşünmeye başlıyorum.
Sevgili Neşe ablacım..... Bu güzel gün için , dostluğun için ve tarifi olmayan huzurlu gözlerin için çok teşekkür ederim.Kurduğumuz hayallerde buluşmak umuduyla....
Bekle bizi bahar senin çiçeklerinle bizde açacağız yarınlara..... Ayşe annem ve leyla’m kulaklarınız çok çınladı dimi ama :)
Yaşasın dostluk ve yaşasın insanlık....
19/12/2009
12;00 & 18 ;00
eMİNE
YORUMLAR
Bekle bizi bahar senin çiçeklerinle bizde açacağız yarınlara..... Ayşe annem ve leyla’m kulaklarınız çok çınladı dimi ama :)
)))))))))))
Ah telefonda sesinizi duyunca çok sevindim biryandanda vah ettim neden ben orda değildim
bütün günleriniz böyle güzel geçsin yağmur saçlı gizemli eminem ve güldestem gül kokulum güzel ablam sizleri seviyorum inan bende ordaydım sanki teşekkür ediyorum size sizin gibi yürekleri güzel insanlarla beni tanıştırdığınız için
Harika bir yazı olmuş gizemlim ellerine sağlık kalemin daima yazsın güzellikler olsun hep hayatında daim dosluklara
Sevgiler hüzün şehrinden iki güzel şaiireye kucak dolusu