- 905 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Görsel Zeka ile Engelleri Aşmak
GÖRSEL ZEKA İLE ENGELLERİ AŞMAK
İnsan , iradesini kullandığı ve çalıştığı, aklını da kullandığı zaman dünyada zor diye bir şey yoktur. Beynini doğru kullanan ve geliştiren insan, düşünce geliştirme yollarını bilen insan , devamlı beynini ve düşüncesini geliştirince kendisi ile beraber çevresinin de yavaş yavaş geliştiğini görür.
Ama gördüğünü sakan ama bakar kör olan binlerce, on binlerce insan bu dünyada 90 veya 100 yıl yaşar da ne için yaşadığının farkına varamadan beyni 10 yaşındaki insanın beynine eşdeğer gelişme göstermiş insan olarak bu dünyadan sadece evlatlar ve servet bırakarak ayrılır. Evlatları da o serveti yeme derdinden anne ve babalarını hayırla yad etmeyi bırakın ismini bile hatırlamadan , çocuklarına bile anlatamadan bu dünyadan ayrılır.
Eskiden sadece biyolojik ve aklı zeka olduğu sanılırdı. Ama günümüzde çoklu zeka kavramları ortaya atıldı ve insanlar zekalarını geliştirmek için, beynin gücünü geliştirmek için Kişisel Gelişim kitapları ve dergileri okumaya , seminerlere katılmaya başladılar. Bu da onların zekalarını geliştirmelerine yetti.
GÖRSEL ZEKA
Görsel zeka insanın görebildiklerini doğru algılaması ile alakalı bir zeka türü. Bakan ama göremeyen insanların ne kadar zararda olduklarını , yaşamanın farkına varamadıklarını gösterir. Bu yüzden bilinçli insanlar beş duyularından birisi noksan olan insanların kendileri kadar akıllı olmadıklarını sanırlar. Halbuki gözleri ile göremeyen insan , belki de kalbi ile görür, beyni ile görür. Beyni sağlam olan insanlar, beynini kullanabilen insanlar bir duyuları noksan ise öteki duyuları ile o duyularının noksanlığını avantaja dönüştürebilirler. Görme engelli bir insanın seslere ve koklamaya ağırlık vererek gelişmesi buna örnektir.
Geçtiğimiz günlerde gazete haberinde 25 yaşında görme engelli bir insan koklama ve işitme özelliklerini geliştirerek dünya turu yaptığı ve bu gezisini koklama ve işitme duygularını ön plana çıkararak yazacağını belirtmekteydi. Bu sadece 5 duyusu sağlam olanın iyi şeyler yapacağını zanneden insanları hayrete düşürür. Halbuki görmeyen , duymayan insanın beynini kullanarak zayıf ve güçlü yönlerini telafi ederek nasıl başarılı olduğunu gösterir.
Görsel zekasını güzel kullanan ve hayatta başarılı olan bir insan olarak Görsel Zeka’dan nasıl faydalandığımı sizlerle paylaşmak istemekteyim.
GÖRSEL ZEKA İLE BAŞARIYI YAKALAYAN İŞİTME ENGELLİ
Ben 1979 yılında Tokat’ta Pazar Ortaokulu’na giderken şiddetli bir menenjit hastalığına yakalandım. Bu hastalıkta Pazar, Tokat- Samsun illerini gezerek doktorlardan çare aradı ailem. Ama hastalığı yenmeme rağmen ben işitme engelli olarak kalmıştım. Okulda başarım da yavaş yavaş gerilemeye başladı. 3 senede gerileme o kadar safhaya geldi ki lise 1 e geldiğim zaman, 2 sene üst üste sınıfta kalmıştım. Bu okuldan 2 sene ayrı kalmak bana zor gelmişti. O zaman Açık Lise falan da yoktu.
Bir gün düşündüm de , her şey seslerden ibaret değildi. Günümüzde kitaplarda vardı. Eğer duymadığım halde derse girersem de hocaların anlattıkları kitaplarda yazmaktaydı. Eğer ben arkadaşlarım bir defa okuduğu metni birkaç defa okursam başarılı olurdum. Yani Görsel Zekamı kullanırsam bayağı başarılı olurdum. Okumaya bir başladım , pir başladım. Ortaokulda şiir ve kompozisyonda dereceler bile yapmaya başlamıştım. Bir öğretmenimin önerisi ile yerel basınla tanıştım. Sadece okumakla kalmıyor, okuduklarımı da düşünerek yazan bir işitme engelli olarak başkaları ile de paylaşmaktaydım. Tüm bunlar Görsel Zekamı geliştirmem ile oldu.
Lise de 2 sene sınıfta kalan ben 2 kere Üniversite okumanın ve 3 kitap yayınlamanın zevkini tadan görsel zekasını geliştiren bir işitme engelli olmuştum.
Görsel Zeka işaret dili ile anlaşan işitme engellilerde daha da önem arz etmekte. Ben işitme engelimle alakalı özel eğitim almadım. İşaret dili de öğrenmedim. Yaptığım tek şey okumayı sevmek . Yani görsel zekamı okuyarak geliştirmek , gözlemlerimi iyi yapmak . Fizyonomiyi iyi öğrenmek (Fizyonomi: İnsanların yüzüne ve davranışlarına bakarak kişiliğini öğrenmek )
Görsellik , insanımızın televizyona bağlanmalarına sebep olmakta. Okumayı sevmeyen bir toplum, daha çok izlemeye bakar.Bu yüzden Türkiye’de okumaya zaman az ayıran insanlar izlemeye zaman daha çok ayırır. 4 milyon izlenen filmlere rağmen 1 milyon satan kitaplar yoktur ülkemizde. Halbuki gelişmiş ülkeler görsel zekalarını izlemekten çok okumaya yönlendirerek bilim de gelişmekteler.
Görsel Zekası düzeyi yüksek çocuklar daha küçük yaşlarda zeka seviyesi oranında yönlendirilirse , okullarda başarısı artarak hayatta da benim gibi zayıf yönleri ile güçlü yönlerini dengeleyerek hayatın onlara zorlukları kolaylık haline getirebilirler. Bu yüzden engelli çocuğu olan aileler o tür engelli olup da hayatta başarılı olmuş engellilerle çocuklarını kaynaştırarak onların hayata bağlanmasına destek olabilirler.
Bu yüzden işitme engelli okulları, görme engelli okulları başarılı işitme engellilerle , başarılı görme engellileri okullarına davet ederek , öğrenci velileri ile kaynaşmalarını sağlayarak hem kendileri pozitif enerji alırlar hem de öğrenciler ve veliler.
Görselliğimizi artıran bir dünyada yaşamak dileği ile
TURAN YALÇIN-TOKAT
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.