- 631 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
NE BİLEM BEN YİĞEN!
![NE BİLEM BEN YİĞEN!](https://i.edebiyatdefteri.com/resim/resimli_yazi/buyuk/49991.jpg)
Lise son sınıftaydım. Ankara Yıldırım Bayazit Lisesinden dört arkadaş, o pazar okulumuzun bitişiğindeki Altındağ Devlet Tiyatrosu’nda "Teneke" isimli oyunu izledikten sonra, gezerek Dışkapı’ya doğru giderken, artık son sınıfta olduğumuzdan, Üniversite hayallerimizden söz ediyorduk. Sonra o gün okumak istediğimiz Üniversitelere gidip en azından binasını görmeye karar verdik. Benim yanımda tesadüfen fotoğraf makinam var. Spotçulardan alınmış ucuzlarından. çektiği fotoğraflar varla yok arası, bir silüet işte... Ben Siyasal’n önünde, iki arkadaşım da Hukuk Fakültesinin önünde fotoğraf çekildik. Diğer arkadaşımız için Hacettepe’ye gidecektik. Cebeci’de otobüs durağına doğru güle oynaya giderken, her şeyimiz gırgır ya, serde gençlik var ya, orada, kapısı kaldırımdan düşük sanki bodrum katı gibi bir yerde bir plakçı-kasetçi dükkanı görünce, o anda aklıma bir hinlik geldi, gelin benimle deyip arkadaşlarla kasetçi dükkanına daldık. 45-50 yaşlarında bir bey yalnız başına, masada kasetleri istifliyordu. Ben hemen söze girip, kendi adımı söyleyerek:
"Amca, dedim. Hüseyin Akdemir’in son kasedi geldi mi? Varsa bir tane alabilir miyim?
Tabi ki amca bu ismi yeni duyduğu için:
"Kimin kasedi?" diyerek bana sordu.
"Hüseyin Akdemir, amca. Tanımıyor musun yoksa? dedim.
"Valla yiğenim" dedi Ortaanadolu şivesiyle. "Her gün bir eşek çıkıp ben sanatçıyım diye zırlıyor. Hepsinin adını aklımda tutamam ki!" deyince, arkadaşlarla bir gülme krizine tutulduk ki, tahmin edersiniz artık.Tabi ki o gün artık Hacettepe’ye gitmedik. Gülmekten her şeyi unutup, her şeye boş vermiştik...