- 1380 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
MEVLANA VE YUNUS
13.yüzyılda Mevlânâ’nın bir dönemi var ki, ağaçta olgun meyve, tarlada dolgun başak… Haktan alıp halka saçtığı günler. Gönül erleri çevresinde bir halka oluşturup, onun sema meclislerinden gürül gürül akan feyz pınarlarından kana kana içiyorlar. Bu halkanın içine giren herkes miktarınca nasip alıyor. Yunus Emre de bu dönemlerde bu halkaya girenlerdendir. Bu meclisle mânâ âlemine daldığı şu sözlerinden anlaşılmaktadır.
“Mevlânâ sohbetinde saz ile işret oldu
Arif mânâya daldı,çün biledir ferişte”
Bu mânâ dünyası, “uruç_ı ervah”denilen ruhların yücelere ağdığı, meleklerin gezegenler gibi ilahi varlığın çevresinde döndükleri semâ meclisidir. Yunus bu âlemin zevkine varmış, nasibini almıştır. Yunus Mevlâna’nın kendisini sevdiğini şu sözleriyle anlatır.
“Mevlânâ hüdavendigâr bize nazar kılalı
Onun görklü nazarı, gönlümüz aynasıdır”
Yunus Mevlânâ türbesi inşaatının başladığı 1274 yılında Konya’dan ayrıldığında 33 yaşındadır. Çilesi bundan sonra başlamaktadır. Taptuk Emre’ye 40 yıl hizmeti bu yıllardan sonradır. Mevlânâ’dan aldığı feyzi, Taptuk’un Vahdet ocağında pişirmiş, olgunlaştırmış ve Yunus olmuştur.
Mevlânâ ve Yunus’un mânevi dünyaları aynıdır. Her ikisi de Tanrı katında”Tevhidi İlâhi” inancı içinde gerçek vuslata, Allah’a ulaşma yolunda aşkı rehber etmişlerdir. Şüphesiz bu yolda Mevlânâ en büyük mürşit, en coşkun aşktır. Ayrıldıkları tek nokta, Mevlânâ Farsça söylemiş şiirlerini, Yunus ise öz Türkçe kullanmıştır. Çünkü Türkmenler arasında yaşamakta, onlara seslenmektedir.
Mevlânâ ile Yunus, biri mürşit öteki mürit aynı yolun yolcusudur. Her ikisi de insanlığa aynı gözle bakmışlardır.
Mevlânâ; “Yetmiş iki millet sırrını bizden işitir. Âşıklar mezhep ve dinden kurtulmuşlardır. Onlar için mezhep ve millet değil, aşk vardır”derken Yunus;
“Cümle yaratılmışa bir gözle bakmayan
Halka müderris ise hakikatte asidir”
Mevlânâ aşk ile için; “Bizim medresemiz aşktır. Müderrisimiz ulu Tanrı.Biz bu medresenin talebeleriyiz,dersimizi her dem tekrar eder dururuz.”derken Yunus;
“ Biz talib_i ilmlerüz aşk kitabını okuruz
Çalap müderris bize aşk hod medresedir”
Yine Mevlân3a; “Gönül buğday tanesine benziyor, bizse değirmen, değirmen nereden bilecek bu dönüşün hikmetini?”derken Yunus;
“Bu dünyanın misali
Benzer bir değirmene
Gaflet, anın sepeti
Halk anda övüne”
17 Aralık 1273’de ölen Mevlânâ, bütün insanlık tarafından kabul edilmiş bir fikir ve sanat adamıdır. İnsanlığa önem vermiş ve hiçbir ayırım yapmamıştır. “gel” diyen çağrısıyla büyük bir yakarıştır. Tanrı aşkının insanı ne kadar yücelttiğini, ruhunu temizlediğini, kendine has bir üslupla dile getirmiştir.
Mevlânâ; “Ey aşıklar,ey aşıklar,bizim dinimiz mezhebimiz aşktır.Biz aşk çocuklarıyız.”derken Yunus;
“ Ey âşıklar, ey âşıklar
Aşk meshep_ü dindir bana
Gördü gözüm dost yüzünü
Yaz kamu düğündür bana.”Demektedir.
Bunları söylerken Yunus hiçbir zaman Mevlânâ’nın taklitçisi olmamıştır.Yunus Mevlân’nın açtığı yoldan yürümüş,Türkçe de onun aşk felsefesini daha açık,halkın anlayacağı dilde söylemiştir.
Kaynak:Konya İli ve İlçeleri(Yurdagül Özay)
GÖZ GÖRE GELDİM
Varlığım terk ettim seni bileli
Gönüller şehrine attım temeli
Vara ben kul olam sen efendi
İzine tozuna yüz süre geldim
Dilersen şu gönül çeksin mihneti
Aramam dermanım etmem minneti
Bir senden dilerim senden himmeti
Aşıkım didarı göz göre geldim
Aldanıp bakmadım yalan dünyaya
Düşmedim manasız kuru sevdaya
Aşk ile yanmaktan döndüm Leylâ ya
Muhabbetle birlik sır ere geldim
Sevdan ile ömrümü etmişem sebil
Gözlerim şahittir şu canım delil
Sunarım gelmeden vallah Azrail
Bu sevda uğruna can vere geldim
Bilmezem gayrıyı sensin sultanım
Hem eveli hem de ezeli rahım
Hazır nazır gönlüm sana ey şahım
Sende devran sürüp gün göre geldim
Ömür sermayemsin özümde varım
Can sensin cananda sen öbür yarım
Mevsim mevsim donat açsın kollarım
Gülzârına girip gül dere geldim
Nakşeyledi aşkı Özay gönlüne
Bezetti her yeri gonca gül ile
Seninle bahardır kışları bile
Sevdanı gönlüme taç öre geldim
Yurdagül ÖZAY
YORUMLAR
teşekkürler,
güzel bir katkı, değeri bilinse keşke.
bir de aşk meselesine değinmek gerek
YUNUS'ta ve MEVLANA'daki aşk;
her ne kadar anadolu'nun yönetim erkini asırlarca elinde şu veya bu şekilde tutan dini fraksiyonun egemen söylemi, MEVLANA ve YUNUS aşkını kendince yorumladıysa da;
yaratılanı fark gözetmeden sevmenin derinindeki düşün'ü daha gerçekçi değerlendirip insanımıza sunmak gerek.
kutluyorum
saygılar
yanantoz