- 2185 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
Gönüllerin Sempozyumu İZMİR-2009
www.edebiyatdefteri.com’daki sayfama gelen toplu mesajda; 8. Edebiyat toplantısının İzmir’de gerçekleştirileceğini öğrenince çakı bulmuş çingene şoparı gibi sevinmiştim. Rüyalarımı süsleyen ve ömrümde hiç gitmediğim bu güzel şehri bu yıl 30 Mayısta tanıdığım ve özlediğim dostlarla yeni dostlar görecektim. Nitekim öyle de oldu.
Haftalar öncesi konuşup kararlaştırdığımız gibi çok değerli edebiyat dostlarım Ali Sel (H.Ali) eşi Nuray Sarışen hanımefendi ile beraber İzmit’ten özel araçları ile yola çıkarak 11 Aralık 2009 günü, saat: 4 sularında beni Tekirdağ’dan aldılar. Sanki benden kaynaklanıyormuş veya ben öyle bir hava ısmarlamışım gibi lâpa lâpa karlar arabanın ön camına düşmeye başlayınca her ikisinin de yüzüme nasıl imalarla baktığını asla unutamam. Sis ve kar sebebiyle görüş mesafemizin kısaldığı uzun yolları aşarak, oldukça geç saatlerde Uzunköprü ilçesine ulaşıp, yazar dostumuz Çetin İmer beyefendiyi ve eşi Aynur hanımefendiyi de alarak yolumuza devam ettik.
Çanakkale’nin ne boğazından geçmek mümkündür ne de Kazdağı’nın eğrili bükülü yollarından. Çok şükür direksiyonda Avrupa’nın ve Ortadoğu’nun tüm yollarını en detaylı bir şekilde kavis ve virajlarına kadar ezbere bilen Ali Sel beyefendi vardı. Bunu defalarca kanıtladı bize görüş mesafesi sıfıra ulaşan yolculuğumuzda.
İzmir Yenifoça Öğretmenevi tesislerini elimizle koymuş gibi bulduğumuzda Ege’nin o göz alıcı maviliği ve ılık rüzgarı çarpmıştı yüzümüze. Eşyalarımızı tesise bıraktıktan sonra doğru İzmir’de aldık soluğu. Kaldırımlarında dev palmiye ağaçlarının yer aldığı bulvarları ve nezih manzaralarıyla sımsıcak kucaklamıştı bizi İzmir.
Büyük kentlerin arka sokakları insanların bazen takındığı ikinci yüzlerine benzer. Bunun için bütün güzel kentler de ikiyüzlüdür. Biz, edebiyat dostumuz ve dünya güzeli Müfide Decdeli hanımı, makyajları solup akmış kenar mahallelerin bir çıkmazında bulduk. İlk kez karşılaşıyorduk. Sadece dostlarım beni görmeye gelmiş diye sevinçten bu kadar parlayan gözleri ben ve arkadaşlarım ömrümüzde ilk kez görüyorduk. Sarıldık, öpüştük, fotoğraf çekildik. Çocuklar gibi şımardık. Kanserle dişe diş savaştığından solgun ve zayıf düşmüştü bedeni ama gözlerinde okuduğum yaşam sevgisi hepimizinkinden kat kat yüksekti.
Sevgilerimizi ve en güzel dileklerimizi Müfide hanımın hanesinde bırakarak sonunda Yenifoça Öğretmenevine dönmüş ve program da başlamıştı.
Defterin patronu olduğunu masum yüzüyle her zaman saklamayı başaran Habib Dağ, gecenin
konuksever ve İzmir kadar güzel ev sahibesi Nesrin Akalmış, kafasında en az on tilkiyle dolaşan ve kuyruklarını birbirine değdirmeyen Toynak, bir çocuk kadar yaramaz ve sevecen ele avuca geçmeyen ama harika şiirlerin mimarı Delly Sedat, ailemizin fotoğrafçısı Neslihan kardeşim ve oğlu Utku, insancıllığı tavır ve davranışlarıyla güneyden daha sıcak Su Misali, biraz kilo verdiği için kolej kızına benzettiğim ve oldukça güzelleştiğinden tanıyamadığım Arzu Altınçiçek, geçen zaman içinde dostluğumuzu pekiştirdiğimiz Ayhan Sarıkaya, Şenol Durmuş, Hasan Öztürk ve Hikmet Özkul kardeşlerimle doya doya sarıldık, muhabbet ettik
Zarif ve şık sunucumuz Ayşegül Tezcan, Bir ara yaptığı programla gözdolduran Radyo35 Yayıncısı Ömer Köroğlu, hepimizi sahneye kilitleyerek harika iş çıkardılar.
Tanıdıkça hayranlığımı biraz daha arttıran ve on parmağında on hüner olan dostlarımdan Sabiha Küçüktüfekçi Hanımefendi, Sinan Can dostum, bu yıl ikinci kez görüştüğüm Cahit Kılıç beyefendi, herkesin ve benim de kardeşim Gece Şairi Gökhan, Güler Birsözü Hanımefendi, Erdal Söylemez ve Yener Ata oradaydılar.
Zeynep kardeşim bizim İzmir’deki kılavuzumuzdu ve program boyunca masamızı da şereflendirdi. Gürsel Cengiz kardeşim, Ali Sel, Aynur Sarışen, Çetin İmer, Aynur İmer, İlk kez tanıştığımız dostlardan Emine Uysal hanımefendi, yine on parmağında on hüner Nil Kurt hanım, Oya Gedik Hanım ve eşi, Nur Benlioğlu Hanımefendi zaten masamızdaydılar anlattık, dertleştik program aralarında.
Yazar Cezmi Ersöz geceye renk katan çok önemli bir konuktu onunla ikinci defa sohbet etme fırsatı yakaladığım için şanslı sayıyorum kendimi bu toplantıda. Sandalyelerimiz birbirine değiyordu.
Beni tanıyan dostlarım bilir. Bu tür toplantılarda (Toynağın deyimiyle konsomatris gibi) ben asla yerimde duramam ve masamda benden daha çok paltom oturur yerinde. Gün bugündür deyip ara sıra çıktığım tanışma seanslarında dostlarla el sıkıştım. Uzun zamandır merak ettiğim Ahmet Umut Hocamla tanışmak bir olaydı benim için. Tacettin Yıldırım Beyefendiyle salondan kovulana kadar anlatmıştık ki; henüz yatacak yerim de belli olmadığından sabah saat beşte resepsiyonistin yardımıyla kapısını zorlayarak açtığımız odada Muzaffer Tekbıyık efendiyi rahatsız etmiş ve uyandırmıştık. Ama böyle tanışmalar asla unutulmaz. )
Gece programın hemen başlarında Faik Danışman kardeşimle (Aspendos) tanışmaktan büyük grur duymuştum. Ardından Hilmi Coşkun (Kul Hilmi) H.Hikmet Esen ve Eşi Canel Esen, Şahan Çoker Beyefendi, Şükran Ay Hanım ve Gülay Birkal Hanımla tanışmak bir şanstı benim için. Yine orada Dağgülü Güler Öz, Bestekar, İsmail Hakkı Bağdat, İsa İnan ve sükuti kardeşimle tanışmak büyük ve anlatılamaz bir mutluluktu.
Ertesi sabah gitar konçertoları (Sinan Can, Sabiha Küçüktüfekçi) ve ud fasılları (Nil Kurt) arasında yaptığım kahvaltı çok lezizdi
Karşıdan birbirimizi görmüş olsak da baş başa verip sohbet edemediğimiz kaynaşamadığımız için ah bu nasıl kaçar dediğim değerli arkadaşlarımı da sıralamak istiyorum izninizle
Ancel35, Ayten Çıkrıkçı, Deryass, gülsümgülmez6870, Hülya Birol, Özden Bora, Serap Atay, S-lavinia, son damla ve hele hele yöneticimiz Sibel Gülentürk. Oysa ne kadar tanışmak isterdim ve zaten o amaçla ordaydık hepimiz.
Kısaca;
Gelmeyen vuslat bile gelmiş
Ama kimse uyandırmadı beni
Toplantıdan tam ayrılırken eşini ve oğlunu alarak bizi uğurlamaya gelen Çınar Göle arkadaşıma bu tanışma fırsatını yarattığı için kendisine teşekkür borçluyum.
Ekip arkadaşlarımdan Ali Sel Beyefendi Tavla Şampiyonluğunu da kazanınca büyük bir moralle madalyamızı arabamızın ön penceresine asarak, keyifli bir dönüş yolculuğu başlatmıştık.
Bir insan dostları kadar yaşar
Öyle değil mi Çetin abi ?
Çok sevgiler yüklendik 12 Aralıkta
Haydi, Ali Dostum
Vira bismillah
Basalım gaza
İşte böyle dostlarım.
İyi ki varsınız
Fotoğraf: Aile Foto Neslihan Yazıcılar
YORUMLAR
"Çok sevgiler yüklendik 12 Aralıkta"
harika bir anlatım sıcak .. içten ..ve hep onore eden dost yürek...yeniden yaşattınız birlik beraberliğin güzelliklerini..siz değerli saygın dostları tanımak şans..
siz on parmağında yirmi hüner değerli dost Celal Çalık ve tüm dostlar iyi ki varsınız ..iyi ki..
sevgili Ansızın sevgili Nesrin ve emeği geçen herkese yeni güzelliklerde buluşmak üzere tekrar yürekten teşekkürler..
sevgim saygım her daim...selamlarımla...
ben bu yazıyı nasıl kaçırmışım hay allah...
masalarda dolaşma konusunda benimde senden aşağı kalır yanım yok ağabey..ama öylesi daha hoş oluyor..12 Aralık toplantısının akıllarda kalan en güzel şeyi,sevginin ve hoşgörünün had safhaya çıktığı bir an olmasıdır..
herkesin samimice kucaklaştığı elindekini avucundakini paylaştığı yürekli insanların buluşması...birbirimizle sarılmayı denizle dağların buluşmasına benzettim...çok içtendi çünkü...
her toplantı yada etkinlik bizleri birbirimize daha bir yaklaştırmaktadır..Ben patrondan olsam bu toplantıları üç aydan üç aya tekrarlardırm)))
seni tanımak ve seninle dost olmak benim için ayrıcalıktır ve şanstır sevgili ağabey..
selam ve saygılarımla daima
sen anlatınca gelde imrenme sanki bal börek yahu...:) orada olamamak adına kıskançlık yapsamda şu an hakkım var diyorum Celal dost...hepinizin ayaklarına emeklerine sağlık, edebiyat defterine yakışan bir etkinlik ve paylaşım olduğu muhakkak...muhteşem resimler (neslihanında alacağı olsun resimleri acaip güzel çekmiş...seninde kalemine sağlık, sevgimle...