- 1668 Okunma
- 19 Yorum
- 0 Beğeni
Anne Yüreği (33)
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Sıla, annesi gelmeden yemekleri yaptığı için, masaya oturup yemeklerini yediler. Ayşe, o gün olanları düşünüyordu. Çocuklar odaya geçmiş televizyon izliyorlardı. Sıla ise, eline bir kitap almış onunla meşguldü.
Ayşe’de işini bitirmiş, çocukların yanına geçmişti. Çocuklar, annesinin yanlarına geldiğini görünce, ikisi de kucağına gelmiş, en sevimli hallerini takınmış, annelerinin yüzüne hayran hayran bakıyorlardı.
“Ne oldu çocuklar, neden öyle bakıyorsunuz bana”?
“Çok güzelsin anneciğim, onun için bakıyoruz”
“Ya, o kadar güzel miyim?”
“Evet çok güzlesin anneciğim. Ben, büyüyünce senin gibi bir kız bulacağım”
“Aa.! Şuna bak, daha şimdiden başladı bunlar. Ne oluyor bakalım? Benim çocuklarım okuyup, büyük adam olacak, evlilik sonra”
“Okuyacağız anneciğim. Hani, büyüyünce erkekler, kızlarla evleniyorlar ya, ben de büyünce evleneceğim, senin gibi bir kız ile”
Ayşe, çocuklarını koşturdu evin içinde ve yorulunca soluk soluğa oturdu koltuğun üstüne.
“Anne, Kader teyzem bize gelemeyecek mi?”
“Gelecek kızım. Biraz zaman geçsin. Biliyorsun hâlâ adamlar takipteler. Kader teyzen de okula başlayacak, Gül teyzenlerin olduğu mahallede. Kaydını yaptırmışlar”
“Çok mutlu oldum anne. Kader teyzem de okuyacak”
“Ben de çok mutlu oldum Sıla. Düşünüp duruyordum ne yapacağım diye. Gül teyzen, benim düşündüklerimi anlamış gibi yaptırmış hemen kaydını. O bakacak bundan sonra Kader’e”
“Onun yanında olmak isterdim ilk gün. Umarım uyum sağlayabilir okula. Ben çok zorlanmamıştım öğretmenlerim sayesinde. Kader teyzem de zorlanmaz değil mi anne?”
“Umarım kızım, umarım zorlanmaz. Çok mutlu oldu, okul ismin duyunca. Çabuk alışır. Kader’de senin gibi sıcak, insanlarla çabuk ilişki kurar, bundan eminim.”
“Yarın işin var mı anneciğim? "
“Evet, ama çok az. İki üç saatte biter. Sabahtan gidip gelirim. Öğleden sonra birlikteyiz. Pazar günü de evdeyim. İşler azaldı, okullar açıldı ya”
“Bu yıl sıkılacağız desene anneciğim”
“Yok kızım sıkılmayacağız. Gül teyzen her ay belli bir ücret yatıracak sizin okul masraflarınız için. Okul giderlerinizi oradan karşılayacağım. Benim kazandığım da, ev giderlerimizi karşılar”
“Gül teyzem, işlerini halledebilmiş mi"?
“Çoğunu halletmiş. Şirket ile ilgili işleri kalmış. Onları da halledince çok fazla bir şey kalmayacak.Hayriye teyzeni gördün mü bugün” ?
“Evet anneciğim. Akşam uğrarım demişti. Belki gelir. Saat daha çok erken. Çay demlemiştim senin için, getireyim mi"?
“Teşekkür ederim kızım. İyi oldu. Ben de, çay demlesem mi diye düşünüyordum”
Sıla mutfağa geçmişti. Çay bardağı elinde odaya gelirken kapı çaldı. Gelen Hayriye Hanımdı. Odaya girip sohbete başlamışlardı.
“Ancak kaçabildim. Misafirim vardı bu gün. Onları gönderdim, senin yanına kaçtım”
“ Şimdi sormuştum Sıla’ya, sizi görüp görmediğini”
“Bir ara bize geldi çocuklar. O zaman demiştim, zaman bulursam gelebilirim diye”
“Evet, öyle söyledi Sıla. Bayağı yorulmuşsun bu gün. Kalabalık mıydı misafirin”?
“Kalabalıktık. Mahallede oturma yapıyoruz ya. Bu gün bendeydi oturma sırası. Hiç gözümüz doymuyor. Kim kimden daha fazla yapmış, yarışa giriyoruz sanki. Ayda bir oturacağız, o da ev sahibi için çok yorucu oluyor. Ben de, abartmışım da abartmışım. İki gün yemek yapmasam yeri var. Biraz da çocuklara getirdim yesinler diye”
Sıla, Hayriye hanımın getirdiklerinden tabağa koymuş, çayın yanında servis olarak vermişti. Çaylarını içerken sohbete başlamışlardı.
“Sen, kader’e gidecektin, gittin mi?”
“Evet abla gittim. Gül hanım da oradaydı. O bıraktı eve beni”
“Nasıl, Kader alışabilmiş mi Gülşah hanımlara?”
“Kader’i, Gül Hanım evine götürdü bu akşam. Bundan sonra orada kalacak. Kader’i okula yazdırmış. Okula gidecek kader’de”
“Gerçekten mi? Çok sevindim. Sen de düşünüp duruyordun”
“Evet abla, çok sevindim. Bundan sonra Kader’in her şeyi ile Gül Hanım ilgilenecek. Velisi de o olmuş. Pazartesi başlıyor okula, Kader o kadar mutluydu ki anlatamam. Bu arada bir şey daha yapmış Gül Hanım. İşlerini biraz yola koymuş. Her ay çocukların okul masrafları için belli bir para yatıracak bankaya. İlk parayı yatırmış. Hesap defterini verdi bana. Öyle şaşırdım ki, önce kabul etmedim ama sonra aldım”
“Buna daha çok sevindim kızım. Daha yeni konuştuk. İkinci bir iş düşünüyordun. Demedim mi sana “kul sıkışmayınca, hızır yetişmezmiş” diye"?
“Evet abla, haklısın, çocuklarım çok sıkılmayacaklar. Onları rahatlıkla okutabileceğim. Muhtar abim nasıl? Kaç gündür görmüyorum onu”
“İyi, o da muhtarlıkta uğraşıp duruyor. Çok yorgundu, uzandı, televizyon izliyordu.”
“Çocukları da görmüyorum birkaç gündür, Yasemin’in düğünü ne zaman? Bir takım tereddütler yaşıyordu. Aştı mı o tereddütlerini?”
“Hâlâ yaşıyor galiba. Çok fazla bir şey söylemiyor ama onu sıkıntılı görüyorum. Nişanlısı iyi bir çocuk, lâkin biraz kıskanç. Bu da, Yasemin’i çok fazla sıkıyor olmalı. Kaç defa söyledim, eğer içine sinmiyorsa bırak diye.”
“Seviyorsa bırakması çok zor abla”
“Biliyorum, fakat sevgi her şey demek değildir ki Ayşe, İleride sıkıntı yaşayacağına şimdi ayrılması daha iyi. Şüphesiz o kocaman genç bir kız. Hiç birimiz zorlamıyoruz onu”
“Yasemin ne kadar şanslı olduğunu biliyordur. Anlayışlı bir annesi ve babası var”
“Onun farkında aslında. Benimle paylaşmadığını babası ile paylaşıyor. Biraz da, o nedenle rahatım. Muhtar, yanlışı doğruyu daha iyi görüyor”
“O hep dışarıda, insanlarla iç içe olduğu için görüyor yanlışı ve doğruyu. Ben bile, insanların yüzüne bakınca, kim olduklarını anlayabiliyorum artık. Bu kadar kısa sürede öyle çok olay yaşadım ki”
“Biliyorum Ayşe. Bazen düşünüyorum, senin yaşadıklarının yarısına katlanabilecek kadın var mıdır diye?
“Zorda kalınca katlanabiliyorlar abla. Benim en büyük şansım sizler oldunuz. Muhtar ağabeyinin bizi o zifiri karanlıkta bulup, buraya getirmesi ve sizin de bize sahip çıkmanız. Eğer sizler, bize sahip çıkmasaydınız, asla bir şey yapamazdım. Baksana, hala evimde komşularımın ve sizlerin verdiği eşyalarımla oturuyorum. Kendimi güvende hissediyorum burada. Hayriye abla, istersen bir de ben konuşayım Yasemin’le. Belki yaşadıklarını anlatır bana, ne dersin”?
“Konuş, belki söyleyemediği bir şeyler vardır?”
Devam Edecek
YORUMLAR
YORUM / UM
Arkadaşımın, bilmediğinden değil, ihmalden kaynaklanan bir iki hata dışında eksiği yok. Temiz bir yazı asmış.
Her zaman dediğim gibi çok iyi tiyatro eserleri, senaryo ve radyo tiyatroları yazabilir. Kalemi ona daha yatkın.
Yazdıkça mükemmelleşecek, herkes gibi. Bekleyeceğiz, göreceğiz.
KUTLU / YORUM.
Onur BİLGE tarafından 12/10/2009 7:40:38 PM zamanında düzenlenmiştir.
Zorda kalınca katlanabiliyorlar abla. Benim en büyük şansım sizler oldunuz. Muhtar ağabeyinin bizi o zifiri karanlıkta bulup, buraya getirmesi ve sizin de bize sahip çıkmanız. Eğer sizler, bize sahip çıkmasaydınız, asla bir şey yapamazdım. Baksana, hala evimde komşularımın ve sizlerin verdiği eşyalarımla oturuyorum. Kendimi güvende hissediyorum burada. Hayriye abla, istersen bir de ben konuşayım Yasemin’le. Belki yaşadıklarını anlatır bana, ne dersin”?
“Konuş, belki söyleyemediği bir şeyler vardır?”
Ayşe,bütün olumsuzluklara gögüs germiş başarılı bir kadın.Örnek olmaya devam ediyor.
Umarım ara vermeden yazmaya devamedrsiniz.İnsan okumaya alışınca gözleriromanı arıyor da.
Kutlarım sevgili yazar.Yazamaya devam edelim bakalım.
Selamlar...
“Okuyacağız anneciğim. Hani, büyüyünce erkekler, kızlarla evleniyorlar ya, ben de büyünce evleneceğim, senin gibi bir kız ile”
Çocuklar büyüklerini her konuda örnek alıyor.
Ayşe artık rahat yüzü görecek gibi. Kendi ayakları üzerinde durmaya başladı. Romanı merakla takipteyim. Türkan Hanım anlatım diliniz akıcı ve sade. kutluyorum...
Sevgiler...