Skandal bir haber!
Skandal bir haber!
Sevgideğer edebiyet sever okur,
Bugünlerde sıkça gündeme düşen kıyamet senaryolarına kafam takılıyor..Size de oluyor mu bana olanlar…Aşağıda en akla yakınını okuyacaksınız..Ancak ona gelinceye kadar birkaç cümle yazsam okur musunuz..Bizler günlük şiirler yazıp edebiyat çöplüğünü doldurmakla meşkulken,kendimiz söyleyip kendimiz dinlerken neler oluyor başımızı kaldırıp bakar mıyız,etrafımıza..
Yeni firavunların bizler için ne düşündüğüne kulak kabartırmısınız..
Bunca komplo teorisinin arasından aklı selimi nasıl bulacağımıza kafa yoranınız var mıdır aranızda,çevrenizde..Yoksa imge derdinden başka dertlere sıra gelmiyor mu.
Nuh a.s.mın kavmi de,dağın başında transatlantik bir gemi inşası yapılırken;
-tufan olacakmış,
gemiye binenler dışında hiç kimse kurtulamayacakmış,
dokuzyüz yıldır Allah vardır ve birdir,
beni size uyarıcı olarak gönderdi,
taşkınlıklarınıza devam ederseniz yok edileceksiniz diyen çılgın,
şimdi de dediklerinin zamanının geldiğini söyleyerek,
bahsettiği gemiyi dağ başında inşa ediyormuş,
vallahi billahi gidip görenler bile varmış,
hatta Nuh’a ve ilahına hakaret olsun diyerek gemisine pisleyenleri görmüşler..
Ay may garrrrt !!!
ne deliler var şu dünyada... diyerek
işinde gücünde,
aşkında meşkinde,
tahtadan taştan yapılmış putlarının karşısında tapınmakla meşkul olanlar olmuş mudur sizce de..
Bizim gibi gökyüzünü mora,masmaviliği beğenmeyip denizlerimizi pembeye boyamakla mekul imge avcılığıyla uğraşanlar o zamanlarda da var mıydı sizce de…
bence varlardı ve büyük bir ihtimalle çağdaş olduklarından,
o çağın Medinelerinde yaşıyorlardı..
Tuzları kuruydu..
O nedenle enginlerde yaşamanın mükafatını ilk boğulanlardan olmakla çekmişlerdir.Tufanın tamamını göremeden ölmekle inkarlarında haklı olduklarını sanmışlardır.
Dünyanın en gelişmiş ülkesi zamanın büyük şeytanı,çağdaş Firavunlar ülkesi Amerikanın en gelişmiş üniversitelerinden birinin en akıllı prf’u bakın uluslar arası bir toplantının basına kapalı oturumunda neler demiş ve nasılda izleyenlerince ayakta alkışlanmış..
Siz bu yazıyı okuyup bir kenara çekilince
bol imgeli
ve balık etine dolgun uyaklı
bir şiir döktürürsünüz artık..
Ben de yazım bitince çoktandır yapamadığım böyle bir doğum yapmayı düşlüyorum.
Karnım küp gibi şişmiş durumda..
Ultrosuna girme fırsatım olmadı..
Er kişimidir,üçüz müdür bilmiyorum
ama en azından ikiz olduğu kanısındayım.
Bakınız efendim o bizimkilerden de kıvrak zekalı prf ne demişte,
binlerle ifade edilen diğer doçent,prf ve yüksek makam ehli izleyenler nasıl alkışlamışlar.
Ve o keskin zekalı prf.muhtereme ’’seçkin bilim adamı ödülü’’ vermişler.
‘’Teksas üniversitelerinden birisinde Ekoloji Profesörü olan Eric R. Pianka, Mart 2006’da Beaumont Üniversitesi/Teksas’ta kendisine verilen “Teksas’ın Seçkin Bilimadamı” ödülü programı sırasında, televizyon kamerasını kapattırdıktan sonra yaptığı konuşmada, insanların diğer varlıklardan daha üstün olduğu fikrinin yanlış olduğunu, hatta insanların mikroptan bile üstün olmadığını söyledikten sonra dünyanın yaşayabilmesi için insanların nüfusunun çok fazla azaltılması gerektiğini belirtmiş, AIDS, savaşlar, açlık vs. gibi şeylerin bu fazla nüfusu azaltamayacağını (en azından kısa sürede) eklemiş ve dünya nüfusunun % 90’ının çok kısa zamanda yokedilmesine yetecek “havadan atılabilecek” Ebola virüsünün mevcut olduğunu söylemiş ve orada bulunanlarca ayakta alkışlandıktan sonra ödülünü almış. Bu adamla ilgili bilgilere şu adresten de ulaşabilirsiniz: www.infowars.com/articles/science/pianka_dr_death_religion_of_genocide.htm, ya da şu adrese de bakabilirsiniz: www. prisonplanet.com/’’
İşin sanıldığından ciddi olduğunu anlamak için yazıyı yazan yazarın etiketi size bir kanaat edinme fırsatı verecektir eminim.
BUYURUN…..
SAYIN :Abdurrahman Dilipak –
Vakit Gazetesi.
[email protected] 2009-12-07
--------------------------------------------------------------------------------
Skandal bir haber!
Tam da Erdoğan ABD’ye giderken, ajanslara düştü bu haber: Dünya genelinde hızla yayılarak 9 bini aşkın can alan ve büyük paniğe neden olan A gribi salgını ile ilgili ortaya atlan bir iddia kafaları karıştırdı. Virüsün ardında ABD istihbaratı mı var?. Çin’de düşen ve CIA ajanlarını taşıyan bir uçağın havadan serpilmek üzere mutasyona uğramış A gribi virüsü taşıdığı iddiaları, virüsün biyolojik silah olduğu şüphesini yeniden gündeme taşıdı. Çin’in Şangay Pudong havaalanında 28 Kasım tarihinde düşen ve 3 ABD vatandaşına mezar olan bir kargo uçağının, havadan serpilmek üzere mutasyona uğramış A gribi virüsü taşıdığı belirtildi. Olayla ilgili ortaya atılan bir diğer korkunç iddia ise, uçağın Çin’den havalandıktan sonra gideceği Kırgızistan’daki gizli İsrail üssünü hedef aldığı ve sanıldığı gibi bir kaza sonucu değil, İsrail gizli servisi MOSSAD’ın ajanları tarafından düşürüldüğü oldu. Diğer yandan uçaktan yaralı olarak kurtulan 4 kişiden biri olan ismi belirtilmeyen bir Endonezya vatandaşının, Endonezya Savunma Bakanı Juwono Sudarsono’nun gizli operasyonlar yürüttüğü gerekçesiyle bir süre önce kapatılmasını istediği ABD Deniz Üssü’nün Tıbbi Araştırma Bölümü’nde görev yaptığı belirtiliyor. Endonezya Sağlık Bakanı Siti Fadilah Supari, geçmişte A gribinin Batılı ülkeler tarafından üretilen biyolojik bir silah olduğunu ileri sürmüştü. Geçtiğimiz haftalarda Çin’in yanı sıra Hindistan ve Nijerya’da da şüpheli biyolojik maddeler taşıdıkları gerekçesiyle ABD uçaklarının durdurulduğu ve zorunlu iniş yapmaya zorlandığı belirtiliyor. Bir diğer korkunç iddia ise virüsün farklı ve akciğerleri ciddi oranda tahrip eden daha ölümcül bir türünün görüldüğü Ukrayna’nın başkenti Kiev’de Kasım ayı başında şüpheli uçaklardan halkın üzerine gaz püskürttüğü oldu. Ukraynalı yetkililer, yüzlerce görgü tanığına rağmen olayı yalanlamayı tercih etmişti.
Dünya giderek daha güvensiz bir hale geliyor. Herkes nükleer tehditten söz ediyor, ama biyolojik ya da kimyasal silah ve savaş tehdidi çok daha büyük. Herkes her zaman üretebilir ve istenilen ölçeklerde kullanılabilir. Bu yanı ile nükleer silahlardan çok daha tehlikeli..
Yukarıdaki haberde ilginç bir nokta ise “uçağın Çin’den havalandıktan sonra gideceği Kırgızistan’daki gizli İsrail üssünü hedef aldığı ve sanıldığı gibi bir kaza sonucu değil, İsrail gizli servisi MOSSAD’ın ajanları tarafından düşürüldüğü” iddiası.. Kırgızistan, İsrail, dolayısı ile Rusya’nın da işin içinde olması gerek.. Endonezya’nın da adı geçiyor bu iddiada, bu arada..
Bana kalırsa bu iddia ve tehditleri ciddiye almamız gerek.. Ve bu konuyu Domuz Gribi ve GDO konusu ile birlikte değerlendirmemiz gerek..
Bu konuyu daha önce de yazmıştım: Teksas üniversitelerinden birisinde Ekoloji Profesörü olan Eric R. Pianka, Mart 2006’da Beaumont Üniversitesi/Teksas’ta kendisine verilen “Teksas’ın Seçkin Bilimadamı” ödülü programı sırasında, televizyon kamerasını kapattırdıktan sonra yaptığı konuşmada, insanların diğer varlıklardan daha üstün olduğu fikrinin yanlış olduğunu, hatta insanların mikroptan bile üstün olmadığını söyledikten sonra dünyanın yaşayabilmesi için insanların nüfusunun çok fazla azaltılması gerektiğini belirtmiş, AIDS, savaşlar, açlık vs. gibi şeylerin bu fazla nüfusu azaltamayacağını (en azından kısa sürede) eklemiş ve dünya nüfusunun % 90’ının çok kısa zamanda yokedilmesine yetecek “havadan atılabilecek” Ebola virüsünün mevcut olduğunu söylemiş ve orada bulunanlarca ayakta alkışlandıktan sonra ödülünü almış. Bu adamla ilgili bilgilere şu adresten de ulaşabilirsiniz: www.infowars.com/articles/science/pianka_dr_death_religion_of_genocide.htm, ya da şu adrese de bakabilirsiniz: www. prisonplanet.com/ articles/april2006/030406massculling.htm
Anlayacağınız, ölüm tacirleri iş başında.. Birtakım bilimsel kuruluşlar ve ilaç imalatçıları yamyamca planlar yapıyorlar.. Birtakım ülke liderleri, bilim adamları, örgüt üyeleri, hayata böyle bakıyor..
Birileri dünyayı kurtarma adına “lüzumsuz insanlar”ı kolay ve ucuz bir şekilde ortadan kaldırmanın yollarını arıyor, birileri de insanları can derdine düşürüp tedavi maskesi altında soymayı..
H1N1 virüsü dolayısı ile biliyorsunuz “aşı vurgunu” konusu gündeme gelmişti..
Sakın Afganistan da “topun ağzındaki ülkeler” arasında yer almasın.
Bana kalırsa nükleer silah konusunda İsrail’e tanınan ayrıcalık benzeri ayrıcalıklar kimseye tanınmamalı bu alanda.. Bu silahlar kolay bir şekilde geri tepebilir ve bu süreci başlatanlar, tetikledikleri çığın altında kalabilirler.. Hatta bu konudaki sorumsuzca açıklamalar bile, gelişmiş ülkeleri, tehdidin odağı haline getirebilir.
Çin ve Hindistan ile Afrika ülkeleri topun ağzında.. Ve bir de İslam coğrafyası..
Yemen’i, gat isimli bitki ile vuruyorlar mesela. Düşünebiliyor musunuz, bir ülke halkının % 70’i bu uyuşturucuyu kullanıyor..
Başbakan, Obama ile bunları konuşmalı bana kalırsa, Afganistan’da daha çok asker değil, geri çekilme planları konuşulmalı.. Erdoğan ve Rusya’nın Afganistan konusunda doğru yerde durduklarını düşünüyorum.. Daha fazla okul, daha fazla cami, daha fazla refah.. Ve daha az asker..
Obama yangına körükle gidiyor. Afganistan nasıl Rusya için bir felaket olduysa, ABD ve onun peşine takılanlar için de aynı şey gerçekleşecek.. Türkiye bu tehlikeden uzak durmalı ve ABD’yi yanlış politikalardan vazgeçmeye zorlamalı. Bu, Afganistan için de, ABD için de daha iyidir..
Selam ve dua ile..
Haberin her yanı birbirinden ilginç değil mi?
Okuduğunuza değdi mi efendim…?
Selam es selame
Hacı ali bayram
Alanya/009