Misket
Hayata dogi misketlerle gülümseyen çocuklardı...
İp gibi dizilmiş misketlerin sayısı kadar geleceği tarardı bakışları...
Sokaklar toprakdı da, tırtılların ayaklarından asılırlardı yaşama...
Dizleri kanardı da, yaraları tükürüklerle temizlerlerdi...
Yüreklere sims-2 girmemişti henüz...
Kör yılanlara yol gösterirlerdi...
Onuru yorulmazdı babaların...
Bakkallarda ekmekten artan parayla misket alırlardı...
Çocuklarının gözlerine borçlu bakmazlardı...
Anaların cüzdanlarında misket için her daim bozuk paralar olurdu...
Anaforcuların saltanatı başlamamıştı henüz...
Erik ağaçlarında uyuya kalırlardı...
Ağaçların dikenleri çizerdi parmaklarını...
Misket yenilgileri gözyaşı akıtırdı...
Ama çocukluğun yenilgilerini tatmayan çocuklardı...
Birileri kuşları küstürmemiş, yunusların kuyruklarına basmamıştı...
Serçe yavruları avuçlarda güvenle uyuyabiliyordu...
Hayata eskiz çizilmemişti...
Resim defterlerinde çitli bahçeler vardı hala...
Günler ışıl ışıldı, serde ’’Selam’’ la güneş doğardı...
İnsanlığın gözeneklerine cünüp virüsler aşıladılar...
Çocukların sırtlarında artık karıncalar yürümüyor...
Bir çocuk ağlayarak hıçkırdı;
Teknoloji saçlarını sıvazladı...
Ekmekten artan para çocuğu gülümsetmedi...
Babanın onuru yoruldu...
Çocuğunun gözlerine borçlu çıktı...
Koray Demirkılıç
YORUMLAR
Sevgili Koray kardeş profil resminizden bakıpta anlayabildiğim kadarı ile yanılmıyorsam bayağı genç bir yazarsınız. Lakin yazınızı okuyunca taa CVÖ(*)sine, yani 70'li yıllarıma gittim birden. Anlattıkların hep benli, benli.
Allahtan "reankarnasyon"a inanmıyorum, yoksa aklıma başka şeyler gelecek. Bravo, tebrikler
(*) Cünüp Virüsten Önce
İnsanlığın gözeneklerine cünüp virüsler aşıladılar...
Çocukların sırtlarında artık karıncalar yürümüyor...
Bir çocuk ağlayarak hıçkırdı;
Teknoloji saçlarını sıvazladı...
Ekmekten artan para çocuğu gülümsetmedi...
Babanın onuru yoruldu...
Çocuğunun gözlerine borçlu çıktı...
Final tüm gerçeği en açık ama en acı şekilde haykırmış yüzümüze. Peki biz de var mı yüz öğrenebilecek miyiz utanmayı dersiniz sevgili kardeşim. Hiç sanmıyorum , Utanmayı öğrenseydik babaların onurunu yıkarken, çocuklarımız ölene dek borçlu doğmazlardı değil mi?
FGüzel bir yazı idi. Sevgiler yüreğinize