- 574 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
KATSAYI ENGELİ KALDIRILMALIDIR!
Meslek Lisesi öğrencilerine Danıştay’ın katsayı adaletsizliğini yeniden gündeme taşıma kararı tüm meslek liselerinde okuyanları ve ailelerini bunalıma itmiş, kurumlara olan güveni sarsmıştır. Toplum vicdanını yaralayan karar, öğrencilerin ve ailelerin geleceğe olan umut ve bakışlarında değişiklikler ve psikolojilerinde bozukluklar oluşturmuştur.
Mesleki eğitimin önünü kapatmak demek gelişimin, değişimin ve büyümenin önünü kapatmak demektir.
Türkiye’nin önemli sorunlarından biri de ara eleman sorunudur. Ara eleman sıkıntısını ve açığını gideren meslek liseleri alınan kararla yeniden sıkıntıya sürüklenmiştir. Batılı ülkelerin çoğu mesleki eğitime ağırlık verirken biz neden engelliyoruz. Meslek eğitiminin önü açılmalı, teşvik edilmeli ki meslek Liselerinden yetişmiş becerikli, alanlarında yeterlikli, kalifiye elemanlarla toplumumuzda ihtiyaçlar karşılansın, kabiliyetler gelişsin.
Biz öğrencilerin hangi liseden mezuniyetine mi bakıyoruz, başarısına mı bakıyoruz? Bir öğrencinin kapasitesi, puanı, başarısı varsa istediği üniversiteye ve bölüme girmesi gerekir. Bir öğrenci hem meslek lisesini bitirmiş, hem de normal lise müfredatı gören öğrencilerle yarışıp puan da tutturmuşsa önü neden kapatılsın ve engellensin. Eğitimde fırsat eşitliğine, puan eşitliğine bu durum sığar mı? Üstelik Meslek Liseleri, normal ve Anadolu Liseleriyle yarışıyor, hatta puan olarak da geçiyorsa, “Sen üniversiteye giremezsin” demek hangi hukuka, adalete, vicdana sığar, düşünülmesi gerekir…
Mesleki eğitim katsayısının uygulanması, demokratik hukuk anlayışıyla, akılla, vicdanla bağdaşmaz. Meslek liselerine ilgi günden güne azalırken katsayı sınırlaması kaldırıldığında meslek liselerine ilgi artmıştı. Şimdi ise Danıştay kararından sonra yine aileler ve öğrenciler baskı altında ilgisizliğe, duyarsızlığa itiliyor, üvey evlat muamelesi görüyor.
Türkiye’nin kalkınmasında mesleki ve teknik eğitimin önemi inkâr ya da göz ardı edilemez. Düz Lise ağırlıklı üniversiteler ve eğitim anlayışı, ülke yapılanmasına ve ihtiyaçlarına cevap veremez. Millet ve ülkemizin kültürünün kalkınma ve sanayileşmesinin gelişiminde mesleki eğitim göz ardı edilemez. İşletmelerin bu gün en büyük sıkıntısı eleman bulamamaktır. Ülkede kalifiye insan gücüne ihtiyaç varken, katsayı uygulaması meslek liselerini baltalamıştır.
Yarış eşit şartlarda olur. Sınava giren herkes sınavdaki başarı ve puana göre istediği yere girmeli. Artık gelişen, demokratikleşme olgunluğuna yürüyen ülkemizde katsayı engellemeleri kaldırılmalı, yanlıştan dönülmelidir.
Nasıl bir anlayış ki, öğrencilerimizin ve okullarımızın bir kısmını ötekileştiriyoruz. Böyle eğitim eşitsizliği, toplumsal uzlaşı ve barış ortamını bozmaz mı?
YÖK 21 Temmuz 2009 tarihinde aldığı kararla, üniversiteye girişteki katsayı uygulamasını kaldırarak “Eğitim ve öğretimdeki fırsat eşitliğini yeniden sağlamıştı. Bu yetkiyi de 2547 sayılı Yüksek Öğretim Yasası’nın 45. maddesinde yer alan “Yüksek Öğretim Kurumlarına girecek öğrencilerin ne şekilde o kurumlara kabul edileceğiyle ilgili gerekçeler YÖK tarafından belirlenmektedir” ifadesinde yer almaktadır. Hâlbuki bu günkü engellemeye karşılık Danıştay daha evvel ki bir başvuru davasında, tam tersi bir karar alarak “Katsayı belirleme ve sınav sistemi değiştirme kararının YÖK’ün yetkisinde olduğuna karar vermişti. O halde bu gün bu çelişki niye?
Danıştay kararlarını siyasallaştırmadan, taraf olmadan gözden geçirmesi gerekir. Danıştay’ın meslek liselerinde okuyan öğrencileri cezalandırması, bu ülkede demokrasinin, eşitliğin, adaletin yeterli bir aşama kaydedemediğini göstermiyor mu? YÖK’ün katsayıyı kaldıran kararı memleketimiz ve milletimiz için hayırlı olacaktır.
Demokratikleşme ve açılımların görüşüldüğü şu günlerde Meclistekilerin Türkiye’nin geleceğini ilgilendiren bu konuyu da çözmeleri, eğitim ve öğretimdeki fırsat eşitliğinin yeniden sağlanması, demokratik bir hakkın tecellisi ve en haklı bir açılımın yerine getirilmesi olacaktır.
Katsayı adaletsizliğini samimi olan tüm partili ve partisizlerin, eğitimin önemine, fırsat eşitliğine, adalete, cumhuriyete inananların ortak akılda çözmesi, ülkemiz ve milletimiz için bir kazanç bir umut olacaktır. TBM Meclisi bu konuda üzerine düşeni yapmalıdır.
Gelişen, rekabet eden, büyüyen bir Türkiye için, gençlerin iyi yetişmesi için fırsat eşitliğinin sağlanması gerekir. Katsayı eğitimde eşitsizliği oluşturur. Hukuk devletinin gereği olan fırsat eşitliğine önem vererek, katsayı engeli kaldırılmalıdır.
YORUMLAR
Katsayı uygulaması 28 şubat postmodern darbe döneminin ülkemize hediyesiydi zaten.
O yıla kadar aynı eğitim ve yök yasaları ile zaten katsayı farkı olmaksızın, öğrenciler hangi liseden gelirse gelsin --başarısı- oranında dilediği üniversiteye yerleşebiliyordu.Dönemin kudretli askeri Çevik Bİr talimatıyla YÖK tarafından katsayı uygulaması getirilerek imamhatip liseleri cezalandırılmak istenmiş yanına da diğer meslek liseliler dolgu maddesi olarak kurban seçilmişti.Henüz 2008 yılında bir meslek liseli öğrencinin katsayının kaldırılması için yaptığı itirazı görüşen Danıştay, 4-5 ay önce daha sıcacık verdiği kararında üniversitelere girişte kural belirleme yetkisinin yökte olduğunu belirten bir sonuç açıklayarak,"YÖK yetkilidir bizim yapacak birşeyimiz yok" demişti.
Tam da bundan sonra YÖK tarafından katsayı kaldırılınca, bu sefer İstanbul Barosunun konuya taraf olmamasına rağmen yaptığı başvuruyu dikkate alan Danıştay daha 4-5 ay önce verdiği kararın bu sefer tam aksine, hilafına ,"katsayının kaldırılmasının yürütmesinin durdurulmasına" karar verdiğini görüyoruz.BU durumda daha önce bir öğrencinin itirazı üzerine "katsayı gibi giriş koşullarını YÖK belirler" kararından caymış gibi görünüyor Danıştay..
Hukuk ,adalet, vicdan, tutarlıllık açısından anlaşılmaz bir karar.Gerekçeli kararda " hiçbir kanun, yasa yönetmelik değişmemesine rağmen nasıl oluyor da aynı konuda birbirine taban tabana zıt iki farklı karar verilebiliyor" sorusuna cevap bulabiliriz umarım.
Hukuğun içinde bulunduğu durum, ülkedeki katsayı adaletsizliğinden daha önemli gibi duruyor bu haliyle.
Katsayı öğrencilerie ve ailelerini ilgilendiriyor belki ama, hukuki vicdanın yara alması bütün milleti ilgilendiriyor doğal olarak.
haksızlık ya, nerde eğitimde fırsat eşitliği? ya amaçları ne anlayamadım ben. oyuncak mı bu ikide bir değişiklik yapıyorlar. yapıyorlar da o insanların durumunu hiç mi düşünmüyyorlar. düşünseler böyle olmaz ya o da ayrı. önemli bir konuya değinmişsiniz. tebrikler
ben meslek lisesinde görev yapan bir öğretmenim. öğencilerimin yaş aralığı genel itibariyle 15-18 arası (rakam fazlalaşabiliyor) bu mevzuyu sınıfta konuşuyoruz ve her biri meslek lisesini bilinçli tercih ettiğini, hiç birinin okudukları bölüm haricnde başka bölümlere yönelmediğini görüyorum. istedikleri şu. kendi alanlarını tamamladıktan sonra yine aynı alanda üniversitede yüksek eğitim görmek. ve bunun da mantıklı olduğunu düşünüyorum.
çocuklar meslek seçimlerini 15-16 yaş itibariyle zaten gerekleştirmeye bşalıyor. durum hal böyleyken biz neyi tartışıyoruz anlamadım.
sırf imam hatip liseleri için gerçekleştirilen tüm uygulamalardan!!! arta kalan tüm meslek lisesi öğrencileri hoşnutsuz.
birinci kaynaktan ilgililere sunuyorum