GÖNÜLDEN GÖNÜLE
2.
Merhaba Dost,
Bazı karşılaşmalarımızda yüzünün ayın dolunay zamanlarında parladığı gibi parladığını görüyorum. Bu halini çok seviyorum. Yüzünden yansıyan ışık içimi ferahlatıyor ve bu halimin devamlı olmasını istiyorum.
Bazı karşılaşmalarımızda da kaşlarının çatıldığını, bakışlarının kin saçtığını, dudaklarının sarktığını kısaca yüzünün karardığını görüyor ve üzülüyorum. Zira bu karanlığın gölgesi üzerime düşüyor, içim daralıyor nefessiz kalıyorum. Ayrıca senden bir an önce ayrılmak istiyorum.
Her iki halde de bunun sana ilişkide olduğun çevreden sirayet ettiğini anlamamak için akılsız olmak gerekir.
Eşin, çocukların, arkadaş ve komşuların seni sokağa hoş ederek uğurlamışlarsa bu hoşluğu öyle ya da böyle dostlarına da bulaştırırsın. Yok eğer nahoş bir halde çat kapı sokağa fırlatılmışsan bu nahoşluk dostlarını da etkilemektedir.
Sabahtan akşama kadar dön dolaş. Çarşı Pazar gez. Onlarca, yüzlerce hatta binlerce karartılmış yüzler görürsün. Bu yüzler içini öyle karartırki evine geldiğinde yorulmuşsundur. Ne konuşmak istersin ne iştahla yemek yiyebilirsin. Yuvanda huzurun sıcaklığını karamsarlık bulutları alır götürür soğuk fırtınalar esmeye başlar. Evde esen rüzgarla işine gittiğinde verimliliğin düşer, iş arkadaşlarınla olan iletişimin buzlanmaya başlar.
Seni değiştirmek haddim değil. Seçim sana ait. Tüm yaşadığın bu tür sıkıntıları hiç yaşamayabilirsin. Yüzünden her zaman ışık yayılabilir, ağzından her konuştuğunda bal akıtabilirsin. Varlığınla insanların dünyasına hoşluk katabilirsin. Yapılması gereken tek şey de dostlarını doğru seçmen, ve en güzel zamanlarını onlara ayırmandır.
Şimdi sana dostlarla ilgili birkaç mesaj vermek istiyorum. Yine REHBER’den:
“Gerçek dostlarınız, ALLAH, elçisi ve namazı gözetip alçak gönüllü olarak zekatı veren müminlerdir.” MAİDE Suresi 55. Ayet
“Paralarını ALLAH yolunda harcadıktan sonra iyiliklerini başa kakıp eziyet etmeyenler için Rab’leri katında ödülleri vardır. Onlara korku ve üzüntü yok.” BAKARA Suresi 262. Ayet
“Yoksula, öksüze ve tutsağa sevdikleri yiyecekleri yedirirler.”
İNSAN Suresi 8. Ayet
"Biz sizi ALLAH rızası için yediriyoruz. Sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür beklemiyoruz."
İNSAN Suresi 9. Ayet
Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ey Kumeyl her halinde hakkı söyle, muttaki insanları sev, fasıklardan uzak dur, münafıklardan ayrıl ve hain insanlarla asla arkadaş olma.”
... İmam Muhammed Bakır (a.s)’den şöyle nakletmektedir: “Babam Hz. Ali bin Hüseyin (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ey oğlum şu beş kişiyle asla arkadaş olma, onlarla konuşma ve yoldaşlık etme.” Ben, “Ey babacığım onlar kimlerdir?” diye sorunca da, şöyle buyurdu:
“1-Yalancılarla arkadaş olmaktan sakın. Şüphesiz ki yalancı kimse bir serap gibidir. Sana uzağı yakın gösterir, yakını da uzak gösterir.
2-Fasıklarla arkadaş olmaktan sakın, şüphesiz ki fasık seni bir lokmaya hatta daha azına hiç çekinmeden satar.
3-Cimri kimselerle de arkadaş olma. Şüphesiz ki cimri de ihtiyacın olduğu zaman senden malını esirger.
4-Ahmak insanlarla da arkadaş olma, zira ahmak sana yardım etmek istese de zarar verir.
5-Sıla-ı Rahim etmeyen kimse ile de arkadaş olma, zira ben onun Kur’an da üç yerde melun olduğunu gördüm.”
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Keşke dostlarınızın bir günah ve kötülüğünü duyduğunuzda yanına gidip kendisine şöyle deseydiniz: “Ey falan ya bu günahtan el çek ya da bizden uzak dur.” Bunun üzerine sözlerinizi dinlerse (ne al’a), aksi taktirde ondan uzaklaşın.”
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah’ın velilerini kötüleyen kimselerle oturup kalkan şüphesiz ki Allah azze ve celle’ye isyan etmiştir.”
İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: “İsyankar insanlarla arkadaş ve zalimlere yardımcı olmayın.”
İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: “Salihlerle oturup kalkmak insanı salah ve doğruluklara davet eder.”
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Doğru arkadaşlar edinmeye bak, onlardan bir şeyler (marifetler) elde etmeye çalış. Zira onlar bolluk zamanında destekçilerin, bela zamanında da sığınağındır.”
… Emir’el Müminin İmam Ali (a.s)’ın şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Şüphesiz ki Müslüman insanın üç tür dostu vardır: Bir dostu ona şöyle der: “Ben hayatta iken de, öldükten sonra da seninleyim.” Bu müminin amelleridir. Bir dostu da ona şöyle der: “Ben mezara kadar seninleyim, daha sonra seni terk edeceğim.” Bu da müminin çocuklarıdır. Başka bir dostu da ona şöyle der: “Ben ölünceye kadar seninleyim.” Bu da müminin malıdır. Zira insan ölünce tüm malları varislerinin olur.”
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Bana en sevimli olan kardeşim, bana ayıplarımı hediye eden/bağışlayan kardeşimdir.”
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Sana süs/ziynet olacak kimse ile arkadaş ol; seninle süslenecek/ziynetlenecek kimseyle arkadaş olma.”
Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “İnsan dostunun dini üzeredir. O halde kiminle dost olduğunuza bakınız.”
Hayatta ve ölümünden sonra seni terk etmeyecek amellerin(işlerin)le iyi dostluk kurman dileğimdir. Akıllı olduğundan ve neler yapman gerektiğini düşünerek bulacağından eminim. Yine de kalbini yumuşatacak birkaç şey yazayım. Dostlarını ve dostluk kurmak zorunda olduğun(eşin, çocukların, komşuların vb.) kişileri sev. Sevmek için nedenlerin olsun. Nedenleri çoğalttıkça sevgin artacaktır. Neden bulmak içinse iyi hallerini düşüneceksin.
Sevmemek için asla neden aramaya kalkışma. Yüzlerce kusur görecek, her gördüğün kusur yüreğinden bir sevgi ağacını kurutacak zamanla çöle dönüşmüş yüreğe sahip olacaksın. Böyle bir yüreğe sahip olmak istemezsin.
Gönlünden sevgi, yüzünden tebessüm eksik olmasın.
Selamlar.