Sude Nur HAYLAZCA: 'Şiir; benim için bir sağaltım iç isyanlarımı döktüğüm.' ...Söyleyişi
Şiire yaslanmış, öyküye gönül vermiş bir yüreğin edebiyatıyla tanışmak için, bulunmaz bir mısradır Sevgili Sude Nur HAYLAZCA...
...........................................................
meselci: Haylazca kimdir, kısaca kendinizi www.edebiyatdefteri.com okurları için tanıtır mısınız?
Haylazca:
--- Kendine deli biridir. Uç noktaları olmayan sadece insanca yaşamak için kendi içinde savaşan veren, her yanlışın karşısında duvar gibi durmayı başarabilen biridir. Bu duruş onu hüsrana uğratsa da doğrularından vazgeçmeyen inatçı bir bireydir. ..
Yeryüzünün hangi noktasında yaşanırsa yaşansın, ne için olursa olsun ölümlere karşı biridir. Savaşları anlamlandıramayan bir çocuk kadar korkuyla bakar ölümlere. Yani elinde asası olsa dünyayı barışa boğma hayalinde olan biridir. Ve onun hayatında her olgu ya beyazdır ya da siyah...
meselci: Uzun zamandır şiir dünyasının içindesiniz Sude Nur Hanım. Şiirle yatıp, şiirle hayata devam etmek nasıl bir duygu?
Haylazca:
--- Şiir; benim için bir sağaltım iç isyanlarımı döktüğüm. İçe kapanık bir çocukluk geçirdim ve bu sonrasına da yansıdı istemeyerek mi desem… Bana yapılan haksızlıklar karışsında hep sustum ya da susmak zorunda bırakıldım. Ve bu suskunluklarımın dışa vurumudur şiirlerim. Baba ve anne öğesine derin bağlılığım diyeyim hayat yolunu seçerken de etkin oldu. Onlar benim için doğru bildiklerinde yanıldı, bense korkunç bir savaşın içinde buldum kendimi. İşte; o savaştan çıkmayı başarsam da kanayan yaralarım kaldı, çok acıtan hem de çok. Bu yüzden Anadolu’da yaşayan benim gibi kaderine susan kadınların sesi olmak istedim. Her zaman haklı değildi Anadolu kadı(n)ları!
Tabii ki yolun çok başındayım daha ama bir gün başaracağım inşallah. Şiirle değil de bunu öyküleştirmek asıl ve asil hedefim.
meselci: Şiir en çok günün hangi vakitlerinde sizinle hasbıhal oluyor, yoksa zamansız bir yolculuk mu sizin şiirle olan arkadaşlığınız ya da dostluğunuz?
Haylazca:
--- Aslında komik gelecek size belki ama yirmi dört saatimde şiir var. Çoğunu kaleme almadığım içimde salınıp giden hülyalar olarak kalır. Zamansız demeyeyim de şiir mekânını seçemeyince kaleme alamıyorsunuz. İşte yolda alışverişte… Tabii bir de yastığa başınızı koyduğunuzda, gecenin bir yarısında uyandırmaları da oluyor şiirin ve bu zamanlarda çoğunlukla zihinden geçip giden bir yolculuktan başka bir şey olamıyor. Kaleme almadığım zamanlar diyorum ben buna bir gün çıkarlar yeniden nasılsa sabaha unutmuş olsam da.
Her şeyi sorgulayan bir yapım var bu da beni bir şekilde şiirle buluşturuyor her gözüme batan sahnede. Ki dünya gittikçe yozlaşıyor ve insanlar gittikçe insanlıktan uzaklaşıyor. Düzeltemeye gücümüz yok belki ama yadırgama hakkımız var. Tabii ki mürekkebimizle…
meselci: Fent adlı şiirinizi aşağıdaki gibi iki mısradan meydana geliyor. Bu ve benzeri kısa şiirlerinizi hangi durumlardan kaleme alıyorsunuz? Sizin için uzunu mu yoksa kısası mı olmalı şiirin?
hırsızın fendi
ev sahibini yerdi
Haylazca:
--- Anlık yazdığım şiir demeyeyim söz onlar. Yani haksızlığa uğradığımda verdiğim tepki çizdiğim resim. Mesela başka kısa bir söz yazmıştım bunu size nasıl bir durum karşısında yazdığımı açıklayayım; birileri birilerini sürekli aşağılıyordu kendi burunlarını kaf dağına değdirerek.
Ben de su kısacacık sözü yazdım;
Ölçüsüz
ölçü sizseniz
metre tutmayın
Sude Nur Haylazca
Yani kavga etmektense son sözü söyleyip çıkıp gitmeyi yeğlemek gibi bir şey çoğunlukla kısa yazdığım sözler.
meselci: İlk yazdığınız şiirinizi hatırlıyor musunuz, teması neydi, ne sebeple onu kaleme almıştınız?
Haylazca:
--- Çocukluğumda beri karalarım o zamanlar yazdıklarımı şiir sanıyordum tabii ki değillerdi. Sanırım ilk şiirlerim okulda öğretmenlerin ulusal bayramlarda verdiği ödev şiirlerdendi. İlk duygusal şiirimi ortaokulda yazmıştım... Ve daha sonrasında yazdıklarım… Nette ilk paylaştığım şiirler (2003ten beri şiirlerimi paylaşıyorum) arasında “ilk aşk” isimli şiirim var, tabii ki ilk aşkıma yazmıştım ondan aldığım bir mektup sonrasında. İlk yazdığımı hatırlamıyormuşum şimdi fark ettim…
Daha sonra nette paylaştığım (ciddi anlamda üstünde çok çalıştığım diyeyim yine de eksiklerini görüyorum bugün okuyunca yazım tarihi 2004) Büyük yemin adlı öyküydü.
Çocukluğumdan beri öykü yazma hayalini taşıyordum yalnız edebi sitelerde ilk öykümü paylaştığımda bana “sen öyküde ve düz yazıda daha başarılısın öyküyle devam et” dediklerinde şiir bende hırs oldu. Öykü yazmayı bırakıp şiire ağırlık verdim. Bu benim için kötü oldu aslında şimdi de öyküye dönemiyorum. Ve öykü sabır işi gerçekten de bunu çok iyi anladım.
meselci: Sizce şiir yeterince okunuluyor mu, hak ettiği noktada duruyor mu, şunu altını çizerek sormak istiyorum, olmak istediği notada şarkısını söylüyor mu şiir-ler?
Haylazca:
--- Tabii ki hayır. Kendimden yola çıkayım; hayat telaşı içinde koşturmaktan başında bir sürü sorun kendinle boğuşurken okusam da ne kadar şiirdeyim bilmiyorum. Kendime ayırdığım zamanda şiirdeyim genelde ya ben doyumsuzum ya da zaman kısıtlı bilmiyorum. O kadar çok paylaşımın içinde doğru şiiri seçip okuyabiliyorsak şanslıyız diyeyim. Ben şiir hakkında yazılan düz yazıları kaçırmamaya çalışırım mutlaka okurum. Çünkü gelişmek istiyorum ve öğrenmek.
Şimdi bir şey fark ettim, açık yüreklilikle söyleyeyim seçkideki şiirleri okuyorum bu biraz hazıra konma ( yani birileri seçiyor iyi şiirleri ben de okuyorum) ama vakit darlığı yüzünden yapacak bir şey yok.
Önceleri şiirleri rastgele okur kendimce eleştiri getirirdim, özelden sitemler olunca bıraktım.
Taraf şiir olmalı bence şiir kazanmalı edebiyat sitelerinde hak ettiği eleştiriyi almalı (kesinlikle eleştirmen değilim ve kendimce önerilerim olur yine de ) her şiir. Yoksa hiç birimiz gelişemeyiz. Gelişim için eleştirilere açık olmalıyız. Kendimizi tekrarlarken yenilikçi olabilmeliyiz farkı yakalayabilmeliyiz eski söylenceleri yeni dille aktarabilmeliyiz.
Şiir vardır ama azdır diyeyim kısaca.
meselci: Yapmaktan/etmekten vaçgeç(e)mediğiniz dört madde sıralayın desem?
Haylazca:
a- Sevdiklerim(ailem).
b- Şiirlerim.
c- Doğrularım.
d- Kendim olmak.
Asla vazgeçemeyeceğim onlarsız kendimi hiç saydığım dört şey.
meselci: 10 yıl sonra, kendinizi hangi portrede(tanımda) görmek isterseniz?
Haylazca:
--- Öykümü bitirmiş olmak isterim ve huzurlu bir yaşamı bulmuş olmak isterim, içimde biriktirdiğim o kadar çok özlemim var ki. Gurbetçi olmam da bunları tetikleyen en büyük etken.
Ve on yıl sonra hala yazan ve sorgulayan olmak isterim şair-yazar adayı olarak içimdeki bu güzel coşkunun hiç bitmemesini isterim.
meselci: Edebiyatdefteri. Com sitesine dahil olma serüveniniz nasıl gerçekleşti? Bu büyük edebiyat ailesinde bulunmak, nasıl hislere karşılık geliyor sizde?
Haylazca:
--- “Nail Yavuz hocamım” tavsiyesiyle üye olmuştum hatır için diyeyim çünkü ben çok fazla sitede paylaşımlarda bulunup zaman harcamak istemiyordum. Yetişmek zorunda olduğum ağır bir yaşam sürüklerken beni peşinde; benim için site site gezip şiir paylaşmak lüks bir eylemdi. Tabii ki siteye üye olduktan sonra fikrim değişti. Sevdim sizleri iyi ki gelmişim iyi ki varsınız. Renkli bir site ve dost sıcaklığında insanların arasında bulunmak bir gurbetçi için aranılan bir şey. Sevdiğim yerdeyim, sanırım seviliyorum da (şımartayım kendimi hiç yoktan). Hiç tanımadığım insanlar yazdıklarımı okuyor bazen anlıyor bazen yadırgıyor… Öyle şiirle geçen bir süreç işte… Ve gerçekten iyi yazan kalemler var bu da bir şans her üye için öğrenmek gelişmek için.
meselci: Klasik soruma geliyorum Sude Nur Dostum, aşağıdaki kavramlar(soru işaretli olanlar) sizin için ne anlamlara karşılık gelmekte-ler?
Haylazca:
gülümseyen bir bebek?
--- Masumiyet.
Dinlemekten sıkılmadığınız yegane şarkınız ve yorumlayanı?
--- Aslında ben sözsüz müzikleri ancak defalarca dinleyebilirim sıkılmadan ama sözlü müzikler her zaman değişiyor malum yenileri çıktıkça ( bu kadar açık sözlü olmak kötü galiba). Ama özel iki şarkı sanat müziği eseri var “ dönülmez akşamın ufkundayım; Bülent Ersoy, Nihansın dideden.”
Kedi-ler?
--- Aslında çok sevimliler kara değillerse.
Kasım ay-ı?
--- Doğduğum ay-hüznüm.
İçinizi daim ısıtan bir söz?
--- “Seni seviyorum.”
Havasında ve suyunda nefes aldığınız şehir?
--- Aslında insan içinde nefessiz kalmışsa hangi şehir olursa olsun nefes alamaz, ülkem diyeyim. Bütün şehirler ülkemin koynunda nazlıdır nasılsa.
Kendinize en yakın gördüğünüz kişi kim(dost veya arkadaş olarak) ve neden?
--- Adını söylemeyeceğim tabii ki; tek dostum diyebileceğim biri var elbette. O bana benziyor yaralarıyla hasretiyle şefkate susamışlığıyla, birbirimize bakarken gözlerimiz kirpiklerimiz yanıyor. Anlıyoruz derin bıçak yaralarının duyumsattığı acıları.
Ve koklamak istediğiniz üç çiçek ismi-ni alsam desem?
1- Kardelen, kokar mı bilmem.
2- Gonca.
3- Menekşe.
meselci: Bu güzel, bu hoş sohbetli muhabbet için sağol varol Sevgili Sude Nur....
Haylazca: Sen de sağ ol Var ol şiir dostu. Gurbet hasretleri değmesin yüreğine şiir güzelliğinde kal ve yaşa.
Bütün edebiyat defteri ailesine gurbetten sıcak sevgilerimi yolluyorum şiir gibi günleri-geceleri olsun.
29.11.2009
..........................................BİTTİ.......................................
YORUMLAR
sude nur'un şiir serüvenini şiirden alınan tüm esin kaynaklarıyla varoluşun o tümdengelim harcında karıldığını
hissettim.ayrıca hayata şiirsel bakışlar yaşamı daha da kolaylaştırıyor bu bakış açısı varoluş kaynaklarına daha çabuk ulaşmamızı da sağlıyor aynı zamanda.
günlük hayatta iç isyanların doğurduğu şiir de var tabiki.bu insanda şiirle ifadesini bulduğu zaman anlamı daha derin oluyor.
değerli dostum meselcinin yaptığı söyleşide bu anlamı bana hissettirdiği için meselci dostuma ve şair sude nur haylazcı'ya teşekkür ederim
.........................
saygıdeğer dost faruk,
destekli
yapıcı
ve
dostça yorumun için
sağol
varol.
sude nur'un şiir serüvenini şiirden alınan tüm esin kaynaklarıyla varoluşun o tümdengelim harcında karıldığını
hissettim.ayrıca hayata şiirsel bakışlar yaşamı daha da kolaylaştırıyor bu bakış açısı varoluş kaynaklarına daha çabuk ulaşmamızı da sağlıyor aynı zamanda.
günlük hayatta iç isyanların doğurduğu şiir de var tabiki.bu insanda şiirle ifadesini bulduğu zaman anlamı daha derin oluyor.
değerli dostum meselcinin yaptığı söyleşide bu anlamı bana hissettirdiği için meselci dostuma ve şair sude nur haylazcı'ya teşekkür ederim
...................
SEVGİLİ SUDE NUR DOSTUM,
gurbetin soğukluğunu değil, sıcaklığını
dostluğunu bizimle paylaştığınız ve yüreğinizin şiirsel sesini bize açtığınız için ne desem az, sonsuz şükranlarımla...
bana göre, nefis bir söyleyişi olmuş.
varol
sağol yanıbaşımızda
aramızda
daim.
..................çok saygımla...................