PARÇALANDIM, ELLİ PARÇAMI BİR KONSERDE TOPLADIM
BİR KONSERDE 50 PARÇAMI BULDUM
Dün akşam bir konserde 50 parçamı buldum. Ocak geçti, şubat geçti yağmur yağmamıştı. Toprağın hasretle beklediği yağmur çiseliyordu. Erdem Özgen konser verecekti. Günün bütün yorgunluğu üstümdeydi. Karşılığına katlanmadan edinmek isteyen müşteriler, halini sormayan arkadaşlar, düşünenin ve bekleyenin olmadığı bir ev, her şeyi yapmak istemenin yorgunluğu. Yorulamamanın yorgunluğu içinde bedenin kendini taşıyamayacak hale gelmesi. Eşimi aradım konsere birlikte gitmek için, her zamanki gibi gelmiyordu. Derdimi anlattığım, anlamadığını anladığım ve dinler gibi yapan dostumu aradım ulaşılamıyordu.
Tek başıma konserin verileceği salona girdiğimde salonun yarıdan fazlası boştu. Kültüre ve müziğe saldırıların göstergesiydi bu boşluk. Kültür işgal altındaydı. Sanat müziği gençlerin ve toplumun ilgisi dışında kalmıştı. Kimse avuçlarından nelerin kayıp gittiğini, neler kaybettiğin görmüyor, görmek istemiyordu. Çok şeyin yolunda gitmediğini biliyorlardı. Yolundaymış gibi kendilerini kandırıyorlardı. Aldatılmaya açık yanımız çoktu. Kendimizi ifade etme yeteneklerimiz ve kendimizi tanıma yeteneklerimiz hızla zayıflıyordu. Aldatanlar ile atlatılanlar arasında orantısız bir denge vardı. Kültürü parçalayanlar, etkisiz hale getirmek isteyenlerin uluslar arası destekleri vardı. Sanki bir şey olacak da bu durum düzelecek gibi bir beklenti körükleniyordu. Bekledikçe süre uzuyor ümit artıyor ama düzelmiyordu.
Bu konser sevgililer günü içindi. Sahnedeki koro televizyon ekranlarındaki sanat müziği korolarından farklıydı. İçtenlikleri içinize kadar işliyordu. Sevgi şarkıları eşliğinde çocukluğunuza gidiyor, şarkıyı ilk duyduğunuz günü hatırlıyordunuz. Sevgililer gününde sahnedeki sanatçıların eşliğinde hayatınızın parçaları toplanıyordu. Sevgiliyi bir buluyor bir kaybediyordunuz. Çocuk oluyor, genç oluyor yaşlı oluyordunuz. Mutlu oluyor kahroluyordunuz. Eksikleriniz geçiyordu gözlerinizden. Hatalarınızla yeniden hesaplaşamaya giriyordunuz. Sanatçıyla aynı adı taşıyan okul arkadaşlarınızı hatırlıyordunuz.
50 yaşımın tün günlerini ve gecelerini topladım konser eşliğinde. Kulaklarımın pası gitti. Dinlendim. Konseri veren sanatçıya ve 72 yaşındaki bestecisine teşekkür ettim. Sanatçıyı sahnede destekleyen eşine teşekkür ettim. Hiç eş desteği almadan, o da destek olmadan geçen çalışma süremi saydım. İçimde dayanılmaz bir ağırlık oluştu. Yarına hazırdım. Yarın yaşayacağım kırılmalara, yarın göreceğim yolunda gitmeyecek işlere hazırdım. Yarın eşim tarafından küçümsenmeye, aşağılanmaya hazırdım. Yarın çocuklarımın beni dinlememesine, maddi istekleri için beni aramasına hazırdım. Yarın alacağım maaştan en fazlasını almak için pusuda bekleyen eşimi karşılamaya hazırdım. Düzgün gitmeyen şeyleri görüp de düzeltme isteğimin ve gücümün artığını görmeye hazırdım. Hüsrana ve her şeye meydan okumaya hazırdım. Tüm işleri yoluna koymamaya hazırdım.
Dün akşam bir konserde kaybolan parçalarımı buldum. 50 parçamı topladım 100 parçaya bölündüm. Kendimden onlarca ben çıkarttım. Kendime onlarca kendim ekledim. Kendimde sevgi aradım. Tanıdığım çocukları aradım. Çocuğu kendimde buldum. Ve bir dilekte bulundum bekleyenlere, sevenlere ve arayanlara: Sevdiğin sevgilin olsun.
İsmet Evren
15.02.07
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.