- 1970 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
CAN BABA
Toprak alabildiğince sıcak sarıyor. Ilık bir rüzgâr esiyor üzerlerinde. Datça’daki mezarının başında sardunyalar var. Bir de, okurlarının bıraktığı şarap ve rakı şişeleri. Ve dillerinde ondan dizeler. Can Baba yaşıyor. Hatta sararmış bıyıklarının arasından okkalı bir küfür bile sallıyor hayata.
1926 yılının Ağustos ayında doğan Can Yücel’i 1999 yılının 12 Ağustosunda yitirmiştik. Sevdiği birini, bir dostunu, arkadaşını, ya da bildiği bir şairi dili geçmiş cümlelerle anlatması ince bir sızı yaratıyor insanda. Kimsenin, sözcüklerin bile ölümü,
yakıştıramadığı Can Yücel, 73 yıllık koca bir serüvenin başkişisiydi. Üç yaş küçüktü sünnet değil farz saydığı Cumhuriyetten.
Can Yücel, çevirileri, şiirleri, düz yazılarıyla büyük bir okur kitlesi edindi. Ve okurların Can babası oldu. Aydın tavrını ülke sorunlarına getirdiği yaklaşımlarında da getirdi. Şiirlerinde olduğu gibi düz yazılarında da fırlattığı oklar hedeflerini buldu. Bozuk düzeni sürdürenler bu okların vazgeçilmez hedefleriydi. Can Yücel’in dostu olmak ne kadar güzel bir kazanımsa, düşmanı olmak ta o kadar ürkütücüydü. Çünkü yılmayan bir döğüşçüydü Can Baba. Şiirleriyle, ezici olabilen sözcükleriyle düelloya hazırdı hep.
Kalemini mürekkep yerine gerçekliğe batıran Can Yücel, sonuna kadar özgürleşmiş bir beyinle olayları bilimsel doğrularla tartardı. Dalga geçmek isteyince dalga geçen, öfkeyi birikimde besleyen, küfretmek isteyince küfreden içtenliği yansırdı yazılarına. Halkın içindeydi ve halkın dilini kullanıyordu.
Diline biber sürmek isteyenler olmadığı değil, oldu elbette. Ama biberden daha acı çıktı sözleri. Argonun cirit attığı, bir taşla kaç kuşun vurulduğu şiirler yazdı. Onun en güzel şiiri yaşamıydı. Yaşamım benim en güzel şiirim diyordu. Can Yücel’in en güzel şiiri bitti 12 Ağustos günü. Geride birbirinden güzel yüzlerce şiir, çeviri ve düz yazı bıraktı. Can Baba, artık eserleriyle yaşayacak.
Bu güzel insanı “ YİRMİYEDİ” adlı şiiriyle bir kez daha saygıyla selâmlıyorum :
Her gece sanırım, on bir buçuğa doğru
Bir uçak geçiyor üstümüzden…
Yolcu uçağı anlaşılan…
Beni bir ortaçağ karanlığına mahkûm edenler anlamıyorlar ki
Ben her gece, sanırım, on bir buçuğa doğru
Üstümüzden geçen o uçağın bir parçasıyım,
İniş takımıyım, göstergesiyim, motoruyum, aklıyım.
Ve ben her gece sanırım, on bir buçuğa doğru
Bir kez daha anlıyorum ki,
Haklıyım.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.