- 973 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Merhaba...
Merhaba arkadaşım,
Bu gün seni düşündüm. Bir sızı kapladı içimi. Ne kadar uzun zamandır görüşemiyoruz. Ne kadar uzun zamandır hasretiz seslerimize. Evet, msn de sohbet ediyoruz. Birbirimize mailler gönderiyoruz. Ya kapı çalıyor birimiz msn i kapatıyoruz ya da işimiz oluyor ve kısıtlı saatlerimiz. Maillerimizin “Konu” bölümünde de giderek daha çok “Forward” yazmaya başladı.
Oysa hatırlar mısın, nasıl mektuplaşırdık bir zamanlar.? Pazartesi günü başlardım sana yazmaya bir sonraki pazartesi postaya verirdim. Hemen ardından da yeni mektuba başlardım. Postacı sana “ Gazeten geldi “ dediğinde ne çok gülmüştük. Zaten hemen her şeye gülerdik o yıllarda. En ufak bir detay gülme krizlerine sokardı ikimizi. Üstelik kimse anlayamazdı bir anda neden delicesine gülmeye başladığımızı.
Ne zaman çocuktuk, ne zaman büyüdük? Ne zaman uzaklara savrulduk?.
Hayallerimiz vardı, kelimelere sığdıramadığımız. Dileklerimiz vardı, hıdrellez de güller yetmezdi dileklerimizi bağlamak için. Bu sene unuttum biliyor musun? Pencereden bakarken kalabalıkları gördüm. “ Hayırdır neden acaba “ dedim. Meğer hıdrellezmiş. Üzüldüm. “ Hiç mi hayalin, dileğin kalmadı be kızım?” diye sordum kendi kendime.
Yeni bir kitap bitirdim geçen gün. Evet, hala deliler gibi okuyorum. Kızma ama hala hoşuma giden, dikkatimi çeken yerlerin altını çiziyorum. Eskiden, bir kitap aldığımda, ilk sen okumak isterdin. Çizdiğim için kızardın bana “ Dikkatimi dağıtıyorsun çizdiklerinle “ derdin. Ne güzel, demek bir yerlerde hala eskisi gibiyim.
Neyse, ne diyordum? Bir kitap bitirdim. Yazar diyordu ki ;
“ Hayat, anılarımızdan çok hayallerimizde gizlidir. Hayallerse geleceğe aittir.”
Hayalleri olmayan insanın geleceği de yoktur. Geleceği olmayan insanın hayalleri de yoktur.
Nereden başlayarak kurarsan kur cümleyi çıktığın nokta aynı.
Hayalsiz ve geleceksiz insan olmak.
Çok acı geliyor be kırma.
Kırma, sana bu ismi ben takmıştım. Kardeşim demiştim dolmamıştı, dostum demiştim uymamıştı. Öyle tarifsiz, öyle çoktun. Ben de sana “Kırma” demeye karar vermiştim. Her ikisinin karışımı.
Ve tek.
Menfaatsiz.
Yalansız.
Çıkarsız.
Üzülünce üzülen.
Ağlayınca ağlayan
Bir gülüşe bin bir kahkaha atan.
Aslında yanlış başladım mektubuma.
Merhaba GENÇLİĞİM.
Merhaba HAYALLERİM.
Merhaba UMUTLARIM.
Merhaba DÜNÜM.
Demem lazımdı.
Biliyor musun, son günlerde sık sık ölüm haberleri alıyorum büyüdüğümüz o küçük sahil kasabasından. Dünümüzün neşesi büyükler, solan yapraklar gibi düşüyorlar birbiri ardınca. Her düşen yaprak, bir başka acıtıyor yüreğimi.
Geçmişimi kaybediyorum gibi hissediyorum.
Çocukluğum ölüyor gibi geliyor.
Biliyorum ki bir gün gelecek bir sen bir de ben kalacağız.
Ve birimiz diğerinin ardından hüzünle bakacağız.
Belki hayatlarımızı biriktiremedik.
Öykülerimizi yazamadık.
Ama aramıza kilometreler de girse, hayat da girse, hep en yakın olduk, olacağız.
Hoşça ve dostça kal. KIRMA’M.
GEÇMİŞE ÖZLEM…
tanıdığım
her yaprak düştüğünde
toprağa
içimde
bir şeyler kopuyor
benim de
çocukluğum ölüyor sanki
ışıkları sönüyor
geçmişim git gide soluklaşıyor
en büyük özlemim
dünüm
adım adım bitiyor
biz şimdikiler gibi
değildik
yaşamazlık yapmadık
çocukluğumuzu
ve
gençliğimizi
biliyorum
bu yüzden
anlamak zor
onlar için
bizim hislerimizi
o zamanlar
kalabalıktı ailelerimiz
dayımız, halamız, yengemiz
dedemiz ve ninemiz
belki büyük değildi evlerimiz
ama
kocamandı yüreklerimiz
sığardık hepimiz
kavga, gürültü nedir bilmezdik
büyüğümüzü sayar
küçüğümüzü severdik
yok’un elinden tutar
varlığımızı bilmezdik
belki çok zengin değildik
ama
aşımızı paylaşır
ekmeğimizi bölerdik
şimdikiler gibi belirsiz değildi kıblemiz
helal den başka bilmez
harama kaymazdı gözlerimiz
ağzımızdan bir kez çıktımı
geri dönmezdi sözlerimiz
belki sadrazam torunu değildik
ama
önemliydi değerlerimiz
haysiyetimiz, şerefimiz
biliyorum
şimdilerde
anlamak zor bu hisleri
anlatmak
hepsinden zor
masal gibi
geçen o günleri
biz bu nesil gibi harcamadık
dolu dolu yaşadık
her devrimizi
işte bu yüzdendir ki,
tanıdığım
her yaprak düştüğünde
toprağa
içimde
bir şeyler kopuyor
benim de
mazim ölüyor sanki
bütün yaprakları tanıdık
o koca ağacın
gölgesini
o günleri
özlüyorum
ve
her yaprak
düştüğünde
toprağa
ağlıyorum.
Eser Aslanlı
izmir
YORUMLAR
Yüreğinizi sevdim, ikinci bir ben yaşıyor gibi uzaklarda ,doğduğum şehir izmir olmasına rağmen tanıma fırsatım olmadı ,siz ordan yazıyorsunuz ,başka bir his duyuyorum yazdıklarınızdan , mutluluk duyuyorum ,aslında bütün yorumların sessiz sesi şunu söylemekte, yazdıklarınız okunuyor dinleniyor paylaşılıyor lütfen yazmaya devam edin demekteler gibi .Bizlerde ,en azından ben bunu söylemek istiyoruz. sevgilerimle
Unutmaya çalıştığım ve sürekli bastırarak teselli olduğum mazimi hatırladım. Kalbim sızladı. Herkes bana daha bu yaşta ne bu karamsarlık ve geçmişe özlem diyor ama ben babamın ölümünden sonra hiç yaşamadım ki. Sadece dünyada yapmam gerekenleri yapıyor ve tamamlamam gereken hayatımın süresini dolduruyorum.
Olmadı karamsar olmamak için söz vermiştim sevdiklerime ve yazınızın içeriğinden çıkıyorum. Yazınız her zaman ki gibi akıcı ve ifadeler ve duygular gerçekten çok güzel dile getirilmiş...
Sonsuz sevgi ve saygılarımla...
kardeşim -dostum
kardeşini seçemez insan ama yinede en yakını karındaşı
dostunu seçer,seçer arkadaşını en yakını arkadaşı
dostum -kardeşim
ve kırmam
nasıl güzel uygulanmış bir kelime .bayıldım benim de var sizin tabirinizle bir iki kırmam.zengin sayarım kendimi bu yüzden.çok iyi anladım yazınızı.
yine çok güzel tebrikler.sevgimle
nazan erten