- 1104 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Sıfırı Geçmiştir
Geçmiş (genel)
Geçmişini gericilik diye karaladı mı ,aydınlanma hususunda bir çıta daha yükselttim,bir ampul daha yaktım sanır bu memleket insanı .
İçimize işlemiş inkarcılık elden ne gelir? Gazali yi de bilmeyiz biz, Akşemseddin i de. Hop unutuveririz, gitsin eskisi gelsin yenisi.Her ikisini,gelmişimizi geçmişimizi birleştirip bir sentez oluşturmak için hep çok yorgunuzdur hem de çok aptal.
Biz işbirliğine ve eşgüdüme ancak başımıza taç takılacaksa ihtiyaç duyarız
Aba altından çoktan bize takılmış olandan bihaber…
bu mahremimizde de böyledir.
Gelecekte umut yoksa,şimdinin ve geçmişin gücü kimsenin çokta umrunda değildir,oysa şu anda neler saklıdır ve geçmiş ne kadar güçlüdür hiç anlayamayız.Eski sevgili soğuktur, tat vermez.Karanlık gecede gökyüzünde dikkati en az çeken silik ışıklı yıldızdır ve bu ana gecikmiştir anılır ve unutulur.Yeni sıcaktır tadı yerindedir ,gökkuşağındaki en canlı renktir, karanlık gecedeyse sütyolu…Zamanlamanın en harikasıdır,unutturmaz ve unutulmaz
Kimilerine göre…
Neden geçmişten kimse çok bahsetmez?Hep mi yanlış yaşamışızdır ya da zor, hiç mi güzel bir anımız, ânımız yoktur ve kişiler geçmişten dem vurulduğunda neden anlamsızca tohuma kaçıp,çocukluklarına dönerler?
Geçmişiniz salt çocukluğunuz demek olmuyor biliyorsunuz.
Hem geçmişle yaşamanın sanılanın aksine kimseye bir zararı yoktur.Gri hücrelerinizi diri tutar,kininize sahip çıkarsınız,öfkenize sarılarak büyürsünüz,her acı taptaze kalır ve uzun ömürlü.Ha siz ısrarla söyleniyorsanız ki, evvelce ne mutluydum,o vakit an içinde bulunduğunuz mutsuzluğunuzla çetin bir savaşıma girersiniz,dayatılan her bir göz yaşına başkaldırısınız,her kahkaha taptaze kalır ve uzun ömürlü.
Bunamadığınız ve bunalmadığınız sürece geçmişinizle haşır neşir olmanızın hiçbir mahsuru yoktur.Çünkü geçmiş, bazen geçmeyebilir askıda kalır,uyur ve ansızın hortlar.
Bu yüzden kıyılarına dalgalar hep geçmişten vurur
kimilerinin…
Geçmiş ve çingeneler (gereksiz ayrıntı)
Geçmişini inkar eden çingenedir.
Hayır değildir.
Onlar müzikle ve insan sevgisiyle donatılmış,eşsiz insanlardır.Eğlenceli müziklerinin yanı sıra en ağır ve en acıklı arabesklerin de üstadlarıdırlar.Eee lafı nereye vardırmaya çalışıyorsun demeyiniz, acılı müziklerinde, genelde geçmişlerindeki aşklarını,ihanetlerini ve yokluklarını ,kavgalarını,kayıplarını çokça dillendirirler.
Yalnız hava atmaya bayılırlar o ayrı ,onları öylesi atıp tutarken dinlemeye ben daha çok bayılırım o apayrı bir konu.Netice-i kelam çingeneler geçmişini, aslını hiçbir zaman inkar yoluna gitmemişlerdir.
Gereksiz ayrıntıdan bir anı
At arar.
Efendim?Bana mı dedin?
At,at, at arar.
At mı seni arıyor anlamadım ki
Yok be yaaa!Telefunda yazar at arar.
Haa hat arıyor?
Abla sen salak mısın be ya at arar mı hiç?
Aramaz valla,kusura bakma anlamadım,denize dalmışım ben.
Ne kusuru estagfurullah yav,telefunları değişelim mi?
Yok yaa…salak mıyım ben?
Valla az temin atla konuşturdun beni ne bilim?
Ne atmış be kardeşim al,uza hadi,al
Valla mı?
He valla
Sağol abla.
Şişt,lan oğlum kartımı ver bari hop!
Geçmiş ve Biz
Kıymetlim,
Biz henüz biz bile olamamışken bu giriş sende bir anlam teşkil etmiyor biliyorum.
Sayıklıyor da olsam, içimdeki bu his o kadar ileri gitmiştir ki yeni bir mezhep oluşturacak kadar yaygın, düşlerimse bir ucu açık bırakılmış atmosferi andıracak kadar uçsuzluğa ve bucaksızlığa egemendir.Sana duyduğum bu aşk, bağnazlığa varan bir sadakatlikti belki.
Gizlice dövünmemeli ,duygularımı yatıştırmamalıydım.Ayinlerimde ki çığlıklarımı sana seslendirmeliydim ,belki inanırdın seni sevdiğime ama çığırtkanlık yakışmazdı bize
niye yakışmazdı belki de yakışırdı.Kim bilebilir ve ne önemi var ki?
Çok hatalıyım ben, güven verecek tek bir davranış sergilemedim biliyorum.Çok pişmanım da üstelik.Sanma senden af diliyorum ,merhamet dileniyorum.Yok böyle bir durum.
Ama,
kabul edelim görüşlerimiz ve bunların tohumları yani tutumlarımız ,mensup olduğumuz grupların ortak malıydı ve geçmiş deneyimlerimizle şartlandıklarından kolay değişmiyordu.Bizle pek alakalı değildi yani.
Üç yanımız fütüroloji uzmanlarıyla çevrili yarım bir adayken biz, tamamlanmamız zor görünüyordu değil mi?
Evet öyle görünüyordu, katılmamak mümkün değil bana.
Biz biçimimizi bulamadık,ne biçimdik anlayabilseydik şayet yargılardın,yargılardım,sallandırırdın belki ,yada ben seni belki de…hiç yoktan iyiydi bir şey olurdu ortada bir şey… en azından bu hiçlik bizi içine çekmezdi kolumuzdan tutup.
Ben küçükken babam her pazar balık tutardı ,elime takımı taklavatı tutuşturup götürürdü beni de kafasının estiği yere ve her defasında farklı yerlere giderdik,bazen uzun uzun yollar katederdik yedi –sekiz balık için,uykum gelirdi hep.Yine bir gün babam balık tutarken yatıyla (yada ona benzer bir araç anlamam pek) bir adam yanaştı, selam verdi babam selamı aldı kaç tane balığın var dedi adam
Babam dalga geçer bir ifadeyle bir dedi, adam bana baktı bir sıfırdan iyidir öyle değil mi küçük dedi? Nezaket hususunda genleriyle oynanmış bir ırkın son gudiği ben , omuz silkip hımm ,bana ne demiştim …ne gülmüştü adam o halime…
sonra yolda anlattı babam çok uzun konuşan uzun çeneli bir adam vardı ya O nun kardeşi işte O …heee.heee bu heee hep vardı he!
Özdemir Sabancı nın o sözünü hiç unutmam bir sıfırdan iyidir
Dün ne yediğimi bile aklımda tutamıyorken,el kadarken yaşadığım bir çok kareyi ezberlemiş olmam bana hep garip gelmiştir.Bazen diyorum ki ,belki de zaman sanılanın aksine sondan başa doğru akıyordur olamaz mı?Olur mu olur.
Belki ölü-belkide -diri ama denemeliydik hata ettik.Boşuna dememişler açık iletişim kalite sağlar diye bizdeki iletişim iki ileri-bir geri yönteminden ibaretti.biz gördüğümüzü aynen resmetmeye kalktık,kendi hislerimizi de biraz tuvale katsaydık hani belki aramızdaki bu itiş kakış bitmese de bu kadar şiddetli de olmazdı en azından,ben çok pişmanım seni bilmem.Konu zaten amacını aştı bodoslama tosladı hani.
neyse
dedik ya,
sen bizim kıymetlimizsin.
napalım olsun hadi yine
eyvallah!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.