- 1018 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
HAYATIN ESASI BARIŞTIR
“Avignonlu Kadınlar”, adlı tablosuyla adını modern sanatın tarihine altın harflerle yazdıran Picasso, kendini asıl “Guernica”’da bulacaktır. Çünkü “Guernica” bir sanatçının ülkesine ağıdıdır: Acıyan bedenin bir protestosudur.
Burada acıyan beden, Picasso’nun 1937’de Bask Bölge’sindeki Guernica kentinin General Franko yanlısı Alman bombardıman uçakları tarafından yerle bir edildiğini öğrenirken çektiği acıları dillendirir. Faşizm milyonlarca insanı amansızca katlederken, Guernica bu katledilişten nasibini alan kentlerden yalnızca biridir. En yüce değerin insan mutluluğu olduğuna inanan Picasso, yüzlerce masum insanın katledilişinin renklerini, yani faşizmin renklerini “Guernica”ya yansıtmıştır.
Picasso, bir sergisi sırasında kendisine,”bu resmi siz mi yaptınız” diye soran bir Alman generaline, şu karşılığı verir:”Hayır siz yaptınız.”
Thamas Mann’dan 43 yıl sonra 1972’de Almanya’ya 2. Nobel ödülünü taşıyan Heinrich Böll çağımızın en ünlü yazarlarından birisiydi. Dünyanın dört bir yanına adını duyurmuş, çağının edebiyatına damgasını vurabilmiş ünlü bir yazar olmasının yanı sıra, ilk gençlik günlerinden ölümüne dek 67 yıllık yaşamı boyunca barışı savunmuş, çağın insan sorunlarına, toplumsal sorunlara karşı kişisel olarak da tüm gücüyle tavır almış ve mücadele etmiş pek çok aydın, gerçek bir demokrattı. Daha yirmi yaşlarındaydı ki yüreğinde Nazilere karşı düşüncelerinin nedeni sorulduğunda, son derece basitçe açıklıyordu:” Elbiselerini, yürüyüşlerini sevmiyorum, çirkinler, iğrençler…” Ve ömrü boyunca derinleştirdiği bu duygusuyla, gerek ürünlerinde gerekse kişiliğiyle faşizme karşı nefreti temsil etti…
Avusturyalı yazar Stefan Zweig, Gestapo evlerini basınca ülkesini terk etmiş, sonrasında yaşadıklarına ve gördüklerine ancak sekiz yıl tahammül edebilmişti. Rio da Janeiro’da, şu karnavallar kentinde, yerle bir olan Avrupa’nın verdiği kederle, karısıyla birlikte intihar etmişti. İntihar genelde bir cezalandırma şeklidir. İhtimal Zweig’de kendini yok ederken, Avrupa’yı İtalya ve Almanya’da birer faşist diktatör yaratan Avrupalıları cezalandırıyordu. Hayatı doğrulamak adına, ölümü göze alıyordu. Çünkü hayatın esası barıştı…