- 500 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
'YENİDEN ÖĞRENDİĞİMİZ DİN '
Dinle ilgili yazdığım bir yazıma, din hakkında otorite sayılabilecek bilgiye sahip, değerli bir hocamız, yorumunda, ’ dinimizi yeniden öğrenmeye başladığımız bu günlerde, kafaları karıştırmaktan kaçınmamızı ’ istiyor.
Saygı değer hocamızın bu sözleri, benim kafamı daha çok karıştırdı. Yani biz, gerçekte, dinimizi bilmiyorduk da, yeni mi öğreniyoruz ? Ya da , yeniden öğrenmek, acaba, değişikliğe uğramış/uğratılmış halini öğrenmek anlamına mı geliyor ?
Acaba nedir bu yeniden öğrendiklerimiz ? Son yıllara ve özellikle günümüze baktığımızda, gerçekten dinimizin , özellikle ülkemizdeki uygulamalarında, bir çok değişiklikler görüyoruz. İlk göze çarpan, mantar gibi üreyen cemaatlerin, hızla, inanan insanlarımızı kıskaca alması. Bir çok insanın, kendine, hoca, şeyh, şıh gibi yakıştırmalar yaparak ortaya çıktığı ve etrafına bir çok inanan insanları topladığını görüyoruz.
Bu cemaatlerden birine kendini kaptıran öz ablam, eve gazete sokulmasının günah olduğunu söylüyor. Bununla birlikte, sadece dini bilgiler içeren - iktidar yanlısı - bir kaç gazeteye sıcak bakıyor. Televizyon derseniz, sadece, dinî yayınlar yapan - yine iktidar yanlısı - bir kaç kanal seyrediliyor. Teknik lise mezunu olan, kız yeğenim, işi bıraktığını müjdeleyerek söylüyor ablama. ’ Bundan sonra ben de sohbetlere katılıp, rahatça ibadetimi yapacağım ’ diyor. Ablam, bu habere çok sevinirken, yıllar önce emekli olduğu halde, halâ çalışmak zorunda olan eniştem, buruk bir yüz ifadesiyle, gerçek duygularını saklamaya çalışıyor.
İktidara muhalif olan tüm gazete ve televizyonlar yasak ! Sadece onu öven, yaptığı olumlu çalışmaları - özellikle dinle ilgili - abartarak anlatan yayınlar izlenecek. Kadın ve kızlar çalışmayacak, okumayacak, evden dışarı tek başına çıkmayacak, erkeğine eş değil, köle olacak..Bunlar mı acaba, yeniden öğrendiğimiz dinin getirdiği yenilikler ?
Hangi ülkelerde, kadın tecrit ediliyor ? Nerelerde, kadın kocasının eşi değil de kölesi oluyor ? Nerelerde, saldırıya veya tecavüze uğrayan kadınlara- kızlara taşlama ve hatta ölüm cezası veriliyor ? Hangi devirlerde, kız çocukları, diri diri toprağa gömülüyordu ? Bu mu, yeni öğrenmeye başladığımızı dinin getirdiği / getireceği yenilikler ?
Biz bunları zaten dinimizle aşmadık mı ? Bizim dinimiz değil mi, kız çocuklarını canlı canlı gömülmekten kurtaran ? Bizim dinimiz değil mi, kadınları kutsal sayan, onları erkeklere köle değil eş olarak bildiren ?
Her cemaatin, her şeyhin-şıhın-hocanın değişik yorumları oluyor. Aralarında iyi niyetli olanları da var, sahtekâr ve art niyetlileri de. Nasıl ayırt edilebilir ? Onların sohbetlerine katılan kadın ve kızlarımız, beyinleri yıkanmış insanlar olarak salıveriliyor topluma. Öyle ki yeniden eski hallerine gelmeleri mümkün değil. Kocalarının değil, şıhlarının dediğini dinliyorlar. Bu yüzden kocalarını boşayan kadınlar var.
Yine son yıllarda, inanan insanların, türbelere, yatırlara rağbetleri de had safhada. İnsanlar direkt Allah’a dua edebileceklerini, her türlü yardımın ancak O’ndan istenebileceğini adeta unutmuş, yatırlardan, türbelerden medet umar hale gelmişler. Bu mudur, yeniden öğrenmeye başladığımız dinin getirdiği/ getireceği yenilikler.
Yıllardır bizim öğrendiklerimize, inandıklarımıza ne oldu ? Biz, Allah’la kulun arasına kimsenin giremeyeceğini öğrendik. Analarımızın, bacılarımızın ve eşlerimizin birer köle değil, en şerefli yaratık olan birer insan olarak, kutsal olduklarını öğrendik. Onlara karşı, saygılı, adil ve hatta korumacı olmamız gerektiğini öğrendik. İki adım ötemizden değil, gerekirse başımızın üzerinden yürümeyi hak ettiklerini öğrendik. Birden fazla eş almanın, ancak savaş ve afet sonraları, mecbur kalındığında, koruma amaçlı olabileceğini öğrendik. Onlardan beklediğimiz sadakati, namusu, ahlâkı, önce bizim göstermemiz gerektiğini öğrendik.
Hocaların da ancak öğretenler, yol gösterenler olabileceğini, Allah’la aramıza asla giremeyeceklerini öğrendik.Şeyh, şıh maskaralıklarının, hurafelerin, dinimizde yeri olamayacağını öğrendik..
Bana göre bugün dayatılmaya çalışılan sözde yeniliklerde bir yanlışlık var ! Çünkü, İslâm demek, gerisin geri gitmek değildir. İslâm, bilimi emreder ve bilim de mutlaka ileriye götürür.Yoksa, bu gün öğrenmeye başladığımız din denildiği gibi, kız çocuklarının, canlı canlı toprağa gömüldüğü, suistimal edilen kadın ve kızların bile şeytanmış gibi taşlanarak öldürüldüğü günlere dönmek/ dönmeyi arzulamak, asla bizim dinimizin emri ya da gereği olamaz.
Bizim bildiğimiz din bize yetiyor. O din bize aydınlığı emrediyor. Adaleti, birbirimize saygıyı sevgiyi emrediyor. Şıhlara / şeyhlere vb. değil, sadece ve sadece Allah’a tapmamızı ve ondan medet ummamızı emrediyor...
Yeniden öğrenmek isteyenler varsa eğer, dinimizin aslını öğrenmelidir. Çarpıtılmışını, karanlık zihniyetlerin kendi çıkarlarına uyarlamaya çalıştıklarını değil.
Fikret TEZAL
YORUMLAR
Tarikat yol demektir. Dinini teferruatlı öğrenmek isteyen kardeşlerimiz faydalanabilir. Her tarikat karalanmamalıdır. Ali kalkancıyı, Fadime şahin'i devletin bu cemaatlere soktuğunu sonradan gazeteler yazdı. İslama karşı bir hareketin var olduğu da bir gerçektir. Ama asıl oyun kadınlar uzerindedir. Çün kü kadın anadır, eş, abla,yiyen ve kız çocuğudur. Toplumun en temel dinamiğidir. Onun inancı zayıflatılır ve kültürel yozlaşmaya maruz bırakılırsa, işte o zaman din ve ahlaki değerlerin tümü çökertilecektir. Acımasız bir kapitalist düzen ülkemizde hakim kılınacaktır. Kadını koruyan derneklerin genel evlerine karşı neden tek kelime etmediklerini düşünmemiz gerekir. Kadın eti satıp katma değer alan devlet bize İslamı sadece bilmemizi istediği kadarını öğretir. Tarih bilgisi için bile durum böyle değilmidir? Bir resmi tarih vardır ki devlet yazdırır. Bir de gerçek tarih verdır kendin kevrarsın. Müminler salak değildir. Her satılanı alıp cebimize koymayız. Uyarılara kulak asar ama yargılarız niyetini. İslam leke kaldırmayacak kadar temizdir. Öyle karanlık tablolar çiziliyor ki Türkiyrde mi diye ağzım açığa kalıyor. Efendiler ya hayır söyleyelim ya susalım. Kabir çok karanlık, sırat dardır. Her şeyde bir hesap vardır.
Yazınıza gelince iyi niyetli gibi ama kafa karıştırıcı. Bilinçsiz bir insan öteye beriye kayabilir. Lütfen dini konuları yazarkan büyük bir vebal olduğunu düşünüp daha dikkatli ve aydınlatıcı olunuz. Niyetinizi asla sorgulamıyorum, hakkım da olamaz ama dikkatli yazmanızı rica edebilirim. Sazan çok hemen kuran , peygamber yeterli diyorlar. Hayır efendim. Okullarda da ders kitabı var ama o konuları layıkı ile öğretenhocaları da var. Hadiler var açıklanmalı, sünnetler var öğretilmeli. Bir yorum için uzun oldu bağışlayın ve hakkınızı helal edin. Allah'a emanet olunuz.
Sevgili Mehtap Dallı hanım ; rakamlarla ilgilendiğinize göre, bir araştırma daha yapmanızı rica ederim. Araştırn bakalım, şu, toz kondurmadığınız '' dinci iktidar '' döneminde, sözünü ettiğiniz rakamlar, azalmış mı yoksa artmış mı ? Maalesef arttığını göreceksiniz. Çünkü, ahlâki çöküntü, ekonomik çöküntü ile, doğru orantılıdır. Bu ekonomik çöküşün nedeni de ben değilim. Elbette ki ülkeyi yönetmeye kalkanlar, bunun sorumlularıdır. İnsanlar, dinlerini doğru bilmediklerinden değil, ekonomik çöküntünün sebebi olarak düştükleri ahlâki çöküntü yüzünden o hallere düşüyorlar.
Yine kadın ve yine kadının üstünden elde edilmek istenen getirim. Nedir bu kadınların yalnız erkeklerden değil, kendi hemcinslerinden çektiği. Neden erkeğin teni, eti, bakışı bir kadını bu kadar kendine çekmezken, kadının eti, teni, bacağı, bakışı, hatta saçı bile bir erkeğin nefsini havalara kaldırabiliyor anlamış değilim.
Ya beyler, nesil kendinize bu kadar hakaret edebiliyor, kendinizin insanlık dışı görünmenize izin veriyorsunuz. Nasıl bir başka yaratık gibi düşünürken insanlar size, neden baş kaldırmıyor " biz bu değiliz" demiyorsunuz.
Kadına bakış açısınız ve onun teninden elde edeceğiniz her rant sizlerin kendinize yaptığınız bir aşağılama, bir horlanma değil mi?
Ben anlamıyorum sizleri. Gerçekten anlamıyorum. Bu kadar hakarete nasıl gülerek geçebiliyor, hatta bu hakaretten büyük bir haz alabiliyorsunuz. Lütfen söyleyin.
Halan başı kapalı, Ama başına türban takmıyor, Başörtüsü takıyor. Elli yaşında Arapça öğrenmek için kurslara katıldı ve şimdi Kuran’ı su gibi okuyup her türlü açıklamayı yapıyor. Ve diyor ki " Bize ne kadar büyük yanlışlar öğretilmiş. Hocaların söylediği her şeyin yalan olduğunu Kuran'ı okuduğumda anladım. Bizim dinimiz asla yobazlığa izin vermiyor. Asla kadını ikinci sınıf görmüyor. Hatta evde sözü dinlenmesi gerekenin kadın olduğunu söylüyor. Kutsal değiliz. Yalnızca özeliz. Özeliğimizde her şeyimizin gizemli olmasından kaynaklanıyor. Erkeklerdeki nefis kadınlarda da var. Yani kadın ve erkek eşit yaratılmış. Dünyada birinin yokluğu demek dünyanın sonu demektir. Bunu bizim şu kendini dinci sanan asalaklar anlayabilseydi keşke. Gerçek dindarlar seslerini çıkartmadan dinliyorlar. Çünkü azınlıkta olduklarını biliyorlar" diyordu.
Galiba bu çok doğru. Biz her şeyi kaynağından öğrenmeliyiz. Din bezirgânlarına bu fırsatı vermeden akımızı kullanmalıyız. Çünkü diğer varlıklardan ayıran tek özellik akıl.
Çok güzel bir yazı Fikret Bey. Saygılar
Allah ile kul arasına devletin girebileceğini kim öğretti peki bizlere?:)
Medya örneği ise biraz şaka gibi kaçmış.
Elimizin altındfa internet var buralarfa birşeyler yazabiliyorsak.Açın o gazetelerin internet sayfalarını da ana sayfalarında biraz aşağıya doğru gidin bakalım neler göreceksiniz.
Oralarda kadının konulduğu konumu da çok net öğreneceksiniz.
Kıçını başını gösterenlerin nasıl "cesur,cömert" ifadeleriyle yüceltildiğini, abazan yaklaşımları iç gıcıklayıcı foto galerileriyle nasıl kadın eti pazarlandığını gözlerinizle görün.
Bunları evine kapısına bacasına sokmamakla yerden göğe kadar haklı insanlar.
Bütün bu türdeşlerin belli siyasi görüşler etrafında toplanması da ülkemizin şanssızlığı olsa gerek.Yoksa iktidardı muhalefetti türünden yaklaşımlar aldatmacaya yönelik bana göre.Kadın eti ticareti yapanların belli siyasi görüşlerde kümelenmesini halka maletmemek lazım.Millet ne istediğini biliyor aslında.
İktidara muhalif olan tüm gazete ve televizyonlar yasak ! Sadece onu öven, yaptığı olumlu çalışmaları - özellikle dinle ilgili - abartarak anlatan yayınlar izlenecek. Kadın ve kızlar çalışmayacak, okumayacak, evden dışarı tek başına çıkmayacak, erkeğine eş değil, köle olacak..Bunlar mı acaba, yeniden öğrendiğimiz dinin getirdiği yenilikler ?
Biz bunları zaten dinimizle aşmadık mı ? Bizim dinimiz değil mi, kız çocuklarını canlı canlı gömülmekten kurtaran ? Bizim dinimiz değil mi, kadınları kutsal sayan, onları erkeklere köle değil eş olarak bildiren ?
Yıllardır bizim öğrendiklerimize, inandıklarımıza ne oldu ? Biz, Allah’la kulun arasına kimsenin giremeyeceğini öğrendik. Analarımızın, bacılarımızın ve eşlerimizin birer köle değil, en şerefli yaratık olan birer insan olarak, kutsal olduklarını öğrendik. Onlara karşı, saygılı, adil ve hatta korumacı olmamız gerektiğini öğrendik. İki adım ötemizden değil, gerekirse başımızın üzerinden yürümeyi hak ettiklerini öğrendik. Birden fazla eş almanın, ancak savaş ve afet sonraları, mecbur kalındığında, koruma amaçlı olabileceğini öğrendik. Onlardan beklediğimiz,sadakati, namusu, ahlâkı, önce bizim göstermemiz gerektiğini öğrendik.
Hocaların da ancak öğretnler, yol gösterenler olabileceğini, Allah’la aramıza asla giremeyeceklerini öğrendik.Şeyh, şıh maskaralıklarının, hurafelerinm, dinimizde yeri olamayacağını öğrendik..
Bizim bildiğimiz din bize yetiyor. O din bize aydınlığı emrediyor. Adaleti, birbirimize saygıyı sevgiyi emrediyor. Şıhlara / şeyhlere vb. değil, sadece ve sadece Allah’a tapmamızı ve ondan medet ummamızı emrediyor...
Yeniden öğrenmek isteyenler varsa eğer, dinimizin aslını öğrenmelidir. Çarpıtılmışını, karanlık zihniyetlerin kendi çıkarlarına uyarlamaya çalıştıklarını değil.
kalemin dert görmesin arkadaşım.öyle güzel ifade etmişsin ki teşekkür ederim.
o günkü yazınızı da okudum ve yorumları
verilebilecek en doğru ve güzel bir uslupla cvp vermişsiniz .tekrar teşekkürler
kadın hakları....hımmm ilginç...
İstanbul,Ankara,Çorum,Manisa,Adapazarı İzmir önde olmak üzere, bu şehirlerde 4000 hayat kadını çalıştırıldığını biliyormusunuz peki.... düşünebiliyormusunuz bunu...
bunu birde Türkiye geneline yaymış olursak eğer,bizim ne dinden ve nede hayattan haberimiz bile yok ne yazık ki...
hale bakınki biz burada nelerden bahsediyoruz...
dinden çıkmış bir zilleti hayat....
ifade edecek kelime bile yok.........