- 727 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Özgüvenin Muhtarı : Mehmet Ali Yeniçeri
ÖZGÜVENİN GELİŞTİRDİĞİ MUHTAR: MEHMET ALİ YENİÇERİ
Tarih 1999 yılının Mart ayıdır. Yer ise ,Erzincan ili Valilik makamı.
Erzincan Valisi Recep Yazıcıoğlu, kendisinden Erzincan’da İşitme Engelliler Derneği kurmak için yardım isteyen, konuşan ama hiç duyamayan Mehmet Ali Yeniçeri ile sohbet etmektedir. Vali’nin kendine olan güveni tamdır. Kimsenin yapılacağına inanmadığı Munzur’a köprü yapılacağına inanmış, bunu hayatının bir hedefi yapmıştır. Sonunda sonsuz özgüvenle bu köprünün nasıl yapılacağını da dosta düşmana göstermiştir. Öyle ki ülkenin en ünlü yazarı Ayşe Kulin bu köprü yapımını “Köprü” adlı romanında tüm ülkeye duyurmuştur.
En az Vali kadar özgüven sahibi olan işitme engelli Muhtar Mehmet Ali Yeniçeri’ye hiç ummadığı zamanda, Vali bey , ilginç bir teklifte bulunur. Çünkü, Mehmet Ali Yeniçeri’nin de en az kendisi kadar özgüven sahibi olduğuna inanmaktadır. Aralarında şöyle konuşma geçer, (Mehmet Ali hiç duymadığından) tabii yazılı olarak :
-Mehmet Ali , sen neden muhtar olmuyorsun ki? Senin yaşadığın Üzümlü İlçemiz Fatih Mahallesi’nin senin gibi muhtarlara ihtiyacı var.
Mehmet Ali bu teklife şaşırır. Çünkü , o güne kadar ülkemizde hiç işitme engelli muhtar seçilmemiştir. Şaşıran Mehmet Ali :
-Ama Vali beyim, ülkemizde işitme engelli muhtar yok ki.
Vali bey sonsuz özgüvene sahiptir ve Mehmet Ali’nin de sonsuz özgüven sahibi olduğunu bilmektedir.Hukukçu bir Vali olarak işitme engelli bir insanın muhtarlık yapamayacağına dair bir kanun maddesi, yönetmelik fıkrası yoktur. Bunu bilen Vali bey :
-Mehmet Ali, ben senin güzel muhtarlık yapacağına en azından köprüyü yaptığımız kadar eminim. Sen beni dinle muhtarlığa aday ol, der.
Mehmet Ali, günlerce düşünür. Onda da özgüven Vali beyin özgüveni kadar vardır var olmasına. Ama Mehmet Ali bir toplumda, ailede yaşamaktadır. Babası , annesi ne der ? Bunu açıkladığı zaman çevresi tabii ki tepki gösterir. Ama Mehmet Ali Vali beye ve kendine güvenmektedir. Sonunda seçime 1 ay kala aday olur ve özgüveni yüksek insanın çabası ile çalışarak 3 rakibini geride bırakarak Erzincan ili Üzümlü ilçesi Fatih Mahallesine muhtar olur. Vali bey çok sevinir ve hemen Mehmet Ali’yi tebrik eder. Özgüven sahibi Vali , kendisi gibi özgüven sahibi bir muhtara sahip olduğundan sevinçlidir. Türkiye’nin ilk ve tek işitme engelli muhtarının Valisi olduğu Erzincan’dan çıkması onu mutlu eder.Mehmet Ali o kadar çok çalışır ki , ülkemizin tek işitme engelli muhtarı olarak halk ile kaynaşarak , Türk Alman Dostluk Vakfından bile ödül alır. Sonrasında 2004 de yapılan seçimi de , 2009 da yapılan seçimi de açık farkla kazanır.
Mehmet Ali açık lise mezunudur. Üniversite okumamış olmanın ezikliğini yaşamıştır. 2009 da Üzümlü ilçesine 12 muhtar arkadaşı ile beraber Meslek Yüksek Okulu açılmasına çalışır ve başarılı olurlarda. Ama Mehmet Ali kendisini motive eden Recep Yazıcıoğlu gibi Hukuk okumak istemektedir. Onu okuyacağına dair de özgüveni tamdır ama çiftçi olarak hiç çalışmadan girdiği ÖSS de ek kontenjandan Üzümlü Meslek Yüksek Okulu’nu kazanır. İnsan Kaynaklar Yönetimine kaydolan Mehmet Ali Yeniçeri şimdi bu okulda okumakta.
2009 yılında 3. kere muhtar olarak seçilmesi üzerine Üzümlü ilçe seçim Kurulu Başkanı Mehmet Ali’ye “ Artık Muhtar olarak değil, bir dahaki seçime seni Belediye Başkanı olarak görmek istemekteyiz” der. Bakarsınız yüksek özgüven sahibi Mehmet Ali Üniversitenin İnsan Kaynakları Yönetimini de tamamlayarak, ülkemizin tek işitme engelli Belediye Başkanı olarak Üzümlü İlçesine Belediye Başkanı olur.
İşte yüksek özgüven sahibi olmak insana böyle imkansız gibi görünen şeyleri mümkün yapar. Üstelikte kimsenin başaramayacağına inanması özgüven ile senin inanmanla mümkün olur.
Bu satırların yazarı bendeniz de işitme engelli olmama rağmen sülalemde tek Üniversite mezunu , 3 kitap yayınlamış olmamı her zaman yüksek özgüvenime borçluyum. Özgüven imkansızı imkanlı yapan ve insana hayat sevinci kazandıran , insana yaşama sevinci veren duygudur her zaman.
TURAN YALÇIN-TOKAT
YORUMLAR
Hayalleri hayal olarak bırakmadan azimle olmazın olmayacağına çok güzel bir örnek.Doğru insan,doğru zamanda karşına çıkınca motivasyon tavan yapıp neler yapabiliyor insan.
Rahmetle anıyorum Recep Yazıcıoğlunu,çok erken kaybettiğimiz çok büyük değerlerimizden.Aslında kayıp dememek gerekiyor,yaptıklarıyla yaşıyor.Onu ve onun gibileri tanıyıp örnek alınmalı.Sizi de canı gönülden kutluyorum.Yalnız yazınız da
''özgüven''tekrarı çok var,bunu daha az kullansaydınız,ya da final de belirtseydiniz daha etkili olurdu.Affınıza sığınarak yazıyorum.tebrikler