- 664 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Özgüvenin Ürettiği Köprü Munzur Köprüsü
BİR ÖZGÜVEN ŞAHESERİ :MUNZUR KÖPRÜSÜ
Çeşitli yerlerde 16 yıl kaymakamlık , Tokat’ta 5 yıl, Aydın’da 2 yıl Valilik yapmış olan Recep Yazıcıoğlu, artık Erzincan Valisi olmuştur. Erzincan’a Vali olarak atandığı zaman ilin en önemli sorununun ne olduğu hususunda kafa yormaya başlamıştır.Erzincan gibi ilin pek çok sorunu vardır çözülecek .
Erzincanlıların en büyük sorunu Munzur çayı ,üzerinde bir köprü olmamasıdır. Öyle ki , yapılan derme çatma köprüler depremlerde, sellerde yıkılmışlar, Erzincanlı bir Başbakan olan Şemsettin Günaltay bile bu köprüyü yapamamış , ısrar eden hemşerilerine” Ben Erzincan’ın değil, Türkiye’nin Başbakanıyım” demiştir.
Vali Recep Yazıcıoğlu hemen işe girişir. Köprü için çok para gerekmektedir. Sarp kayalar arasında akan Munzur’ın iki yakası arasında mesafe fazladır. Köprü olmadığından insanlar kilometrelerce mesafe kat etmektedirler.Köprü olmamasından dolayı her sene bir çok insan hastaneye yetiştirilemeden Munzur’dan geçerken ya boğulmakta ya da boğulma tehlikesi geçirmektedir. Munzur’un azgın sularında ulaşım derme çatma sallarla, tehlikeli feribot yolculukları ile yapılmaktadır.
Vali bey, aslında Tokat’ta , Aydın’da Vali iken yüksek özgüven ile gönüllere taht kurmuş insandır. Güvenilir, Halkın sevdiği bir insandır. Kendine özgüveni tamdır. Bu köprünün yapılacağına da sonsuz özgüveni ile inanır. Bir insan bir şeyin olacağına kendi inanırsa, o iş olur. İsterse kimse inanmasın. Vali bey işe koyulur ve işten anlayanlarla konuşur. Onlarda işin olacağını ama para ve zamana gerektiğini söyler.
Vali bey İstanbul, Ankara’da ikamet eden iş adamları ile yemekli toplantılar yapar. İl Özel İdaresi Kaynaklarını kullanır Daha önce Tokat’ta Vali iken 1000 derslik parasına 3000 derslik, 74 sağlık ocağı parasına da 174 sağlık ocağı yapmıştır millet devlet iş birliği ile . Bu köprü de aynen bu anlayışla yapılacak, Munzur’dan geçerken anneler ölmeyecek, bebeler öksüz kalmayacaktır. İnsanlar kısa zamanda Munzur’un yanından bu yanına bu köprüden arabalarla, yürüyerek belki de seke seke mutlulukla gideceklerdir.
Önce köprünün yapılacağı yer belirlenir. Köprü ayaklarının yapılacağı yerlere dolgu yapılır. Tonlarca toprak doldurulur. Sonra köprünün yapılacağı ayaklar yapılır. Köprü Ankara’da yapılarak Tır Kamyonları ile Erzincan’a taşınır. Orada monte edilerek ayaklar üzerine oturtulur. Vali bey özgüven sahibi insan olarak heyecanlıdır. Erzincan halkı valiye güvenmektedir. Güvenemeyen “ Bu köprü yapılırsa ben kolumu keserim” diyenler çıkar. Vali bey kendine o kadar güvenmektedir ki , bu gözdağına “ Kesile kesile Erzincan’da çift kollu insana rastlamayacağız ilerde” diye karşılık verir. Bu ne güzel özgüven esprisidir anlayana.
Köprü yapılır. O kadar güzel yapılır ki, bu köprünün özgüvenle yapılması önce yerel basına konu olur. Sonra Usta yazar Ayşe Kulin’in kaleminden “ Köprü” adı ile roman olur. Sonrasında dizi olur. Bu köprü ülkemizin yüz akı olur.
Valinin özgüveni olmasa acaba bu köprü yapılacak mıdır ?
Özgüven güzeldir. Hele bu özgüven Valilerde, Kaymakamlarda ve üst düzey yöneticilerde olursa o zaman daha daha güzeldir.
İnsanlar özgüven duyar ve , “Yapamam” ları, “ Bende güçlüyüm, bende yaparım” lara dönüştürürse Vali beynin Tokat’ta yaptığı 3000 derslik ,174 sağlık ocağı, hava alanı, Erzincan’da yaptığı Munzur Köprüsü ile ülkemizin kalkınmasına sebep olur.
Bu yüzden özgüven sahibi gençlerin çoğalması ve gençlerin arsında sevgi ve özgüvenin artması artmasını gerçek manada ülkemizin, insanlığın gelişmesi olarak görmekteyim.
Ben de hastalık geçirerek işiteme engelli kaldığım zaman , herkes “ O artık okuyamaz” demişti de, lise 1 de iki sene üst üste kalmıştım da , sonradan özgüven ile iki kere Üniversite tamamlayarak, gençlere moral veren 3 kitaba şimdilik, daha çok kitaba ise sonradan imza atacak bir işitme engelli oldum. “Başaramaz” diyenlere inat. “ Kıskananlar çatlasın” Özgüven öyle güzel şey işte.
TURAN YALÇIN-TOKAT