Kızsal muhabbetler(33)(K)...........
Sedalı bir gün;
Sevim hanım kızının kitaplarını inceliyor.
-Hale bak, işe yarar tek bir kitap yok!Hepsi dinci yazarlar.Hep yobaz babasına çekti.Ama o benim kızım ,ben taşıdım onu karnımda.Şimdi sevmediğim ne varsa hayatta ,hepsi Onda.
Sevim hanım kendi dünyasında monologlara dalmışken, Seda girdi içeri.
-Hayırdır anne?Ne düşünüyosun?
Sevim hanım duvardaki Atatürk resmine dikti gözlerini.Kızıyla arasındaki fikir bazındaki uçurum arttıkça daha bir kötü oluyordu.
-Atatürk’ün resmine bakıyorum.Bu resmi kaldır burdan.
-Neden?
-Nasılsa onunla bir bağlantın kalmadı.Her geçen gün beynindeki örümcek sayısı artmakta.
-Neden uğraşıyosun benimle anne?Atatürkçülük dinsizlik mi?Türkiye iki Mustafayla var.
-Ne iki Mustafası?Ben tek Mustafa tanırım ,O da Mustafa Kemal Atatürk.
-Ya diğer Mustafa?
-Kimmiş?
-Peygamberimiz Mustafa (a.s).
Sevim hanım az daha kızının diğer Mustafayla Mustafa Suphiyi kastettiğini sanacaktı.Ama nerdeeeeeeeeee?Gene işi dine bağladı.
-Kızım saçmalamaya devam etme.O peygamber.Dini devlete karıştırma.
-Hayır anneciğim ikisi de Devrimcidir.İki Mustafa da kitlelerin hayatını değiştirmiştir.Peygamberimiz hele ki iki dünyayı da değiştirmiştir.Hem bu dünya hem Ahiret.Tabiki peygamberimizi hiç bir şeyle denk tutamam ,tutmam.Kainat Onun yüzü suyu hürmetine yaratıldı....
Sevim hanım bayılacak gibi hissetti kendini.Bu kız ne hale gelmiş?
-Yeter Sedaaaaaaaaaaa.Kessssssssss!
Sevim hanım hınçla odayı terkedince,Seda üzgün üzgün bakakaldı ardından.Anlamak istemeyene anlatmaktan daha güç ne vardı ki bu dünyada?Seda anılar denizine atlayışta bulundu ,boğulmadan çıkmak isteğinde ama mümkün mü bilmemekte.
Çocukluğunu düşündü.Annesi her gün Atatürkü anlatırdı ona.Atatürkü yemez içmez diye düşünmüştü minik zihni.Aklına bir kandil günü geldi.Mevlit kandiliydi.Babası Ona Peygamberden bahsetmişti.
-Kızım Peygamberimiz istese, tüm dünya O’nun olabilir ama O ’’ ümmetim ’’dedi.
Babasını pür dikkat dinlemişti.Peygamberi ilk kez duyuyordu, sevdi.Hem de çok sevdi ama şimdi karar verme vaktiydi. Babasına öyle bir soru sormuştu ki ki babası şaşkın şaşkın bakmıştı bir müddet.
-Babacığım peki ben en çok kimi sevmeliyim Peygamberimizi mi Atatürkü mü?
Neden sonra Vural bey cevap verebilmişti.
-Peygamberini herşeyden ,herkesten çok sevmelisin yavrum.Peygamberini herşeyden çok sevmen Atatürkü sevmene engel değil ki.İkisinin adı da Mustafa biliyo musun?
Seda,babası kendisine bunları anlatırken annesinin içeri girişini ve:
-Kızın kafasını örümceklerle kaplama.
....................
Seda düşünmek istemedi annesiyle arasındaki uçurum nasıl kapanacaktı?Nasıl?Açtı kitap okumaya başladı.
’’Bilgisiz idareci,iffet ve namus derdi olmayan bilgin,tevekkülsüz fakir.Alem,bunların bozulmasıyla bozulur.’’
Çayından bir yudum aldı ve okumaya devam etti:
’’Alimler gaflet nedeniyle bozulur,yöneticiler zulüm nedeniyle bozulur,fakirlerse ikiyüzlü davranarak bozulur’’
Seda sayfayı çevirdi aradan bir kağıt çıktı.Mehmet Akif’in çok sevdiği bir şiiri.
’’Atiyi karanlık görerek azmi bırakmak
Alçak bir ölüm varsa eminim budur ancak’’
............
Alemde ziya kalmasa,halk etmelisin, halk!
Ey elleri böğründe yatan,şaşkın adam,kalk!
Seda baştan sona şiiri okudu ,sayfayı katladı tekrar kitabın arasına koydu.
Sevim hanımsa salonda kendi kitaplarına bakmakta ,aradaki korkunç farkı düşünmekte.Birbirine taban taban zıt iki faklı kitaplık.
-Böyle olmaz,olamaz.Seda benim kızım,canım o yobaz olamaz.
Sevim hanım zihnini dağıtmak için bişeyler okumaya karar verdi.Bu karar bile ,çok farklı sandığı kızıyla ortak noktalarıydı.Bunalınca okumaya sığınmak,sayfalarla avunmak,unutmak.........
Sevim Hanım Berthold Brecht’in ’’Üç Kuruşluk Opera’’sını okuyor şuan.
Üç Kuruşluk Opera
Sayın baylar,bize hep ders verirsiniz:
’’Aman günah,ayıp,kötülük,yanlış.’’
Aç karnına kuru öğüt çekilmez.
Önce doyur beni,ondan sonra konuş.
Sende göbek biz de ahlak nedense
Şimdi bizi iyice dinle bak;
İster şöyle düşün istersen böyle:
Önce ekmek gelir,arkadan ahlak.
Artık vermek gerek,unutmayın sakın,
Tüm nimetlerden yoksulların
Sevim hanım tam okumayı bitirmişken evin telefonu ,şimdi sıra bende dercesine çaldı.
Seda koştu, açtı.
-Efendim.
-Sedaaaaaaaaa.
-Leylaaaaaaaaaaaaa.
-Geldimmmm.
-Bekle hemen giyinip geliyorum.
-Tamam.Karanfil al çay için.
-Ahhhhh canım sen geldin ya alırım almam mı.
-Bekle.Geliyorum.
....................