- 759 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Yine de Öğrenemediğim Bir Şey Var
Apansız gidişinle çok şey öğrettin; yaşarken öğretmediğin, öğretemeyeceğin kadar çok!
’Zaman’ denilen şeyin çok değerli olduğu kendimi bildim bileli vurgulanmıştı da, bu değerin ne anlama geldiğini ve ’sonra’ denilen kavramın anlamsızlığını sen öğrenttin. Şimdiye kadar bir çok şeyi sonraya ertelemiştim, bazılarında ufak tefek pişmanlıklarım oldu ama ’sonra’ya bel bağlamaktan hiç vazgeçmemiştim. Ta ki belim o dayanılmaz ağrıyla bükülene kadar... ’Sonra’ diye bir şey yok artık hayatımda; ne varsa şimdi var, ne yaşanacaksa şimdi yaşanacak. ’Sonra’ denilen şey apansız bir ölüm olabilirmiş, öğrendim.
Kime, niye lanet edeceğini bilemeden; teselliyi yine acıyı verende bulmayı öğrendim. Kader denen tesadüfler dizisinde senaryoların anlık yazıldığını, bir sonraki haftayı merakla beklemek için bir fragman bile yayınlanmadığını ve o merağın aslında hep içimizde olduğunu ama umursamadığımızı öğrendim. Şimdiyse her geçen dakikanın ardından, bir sonraki dakikanın ne getireceğini gerçek bir merakla bekliyorum; merak etmeyi öğrendim.
Orta okul yıllarında bir fen bilgisi öğretmenimiz vardı. Hatırlamıyorum niye; bir gün cenazeye katılan herkesin o mezarın içine koyulmadıkları için içten içe bir mutluluk yaşadıklarını söylemişti. O günün öncesinde ve o günden bugüne dek hiç kimseyi kaybetmemiştim. Yaşanan kayıplarda hep bir sevdiğimin üzüntüsüne üzüldüğümü, birini kaybetmenin ne dayanılmaz acılara ve onulmaz yaralara yol açtığını; aslında mümkün olsa canının bir kısmını koyduğun o mezara senin de girmek isteyeceğini ve geride kalmaktan hiç bir memnuniyet duymayacağını öğrendim.
Hani artık yüzünü görmek istemediğin kişiler için ’benim için öldü’ dersin ya; bu sözün ne kadar saçma olduğunu öğrendim. Çünkü ölüm; hiç bitmeyecek bir hasret, onu bir daha görebilmek için her şeyini feda edebileceğin bir kasvetmiş. Ölüm yeni bir hayatmış yüreklerde başlayan; tıpkı doğum gibi sancılı ve kanlı... Yalnız gözler değil yürek de ağlarmış! O kanlı gözyaşlarının asıl kaynağını öğrendim.
Hani bazen şarkı dinlersin... Hüzünlü melodilerle hüzünlenirsin ya; ben şarkıların içinde yer alan gerçek anlamı yaşamayı ve şarkı dinlerken ağlamayı öğrendim.
Bir gün aklıma her sen geldiğinde, dudağıma yer etmeye yemin etmiş tebessümün acı hıçkırıklarla boğulabileceğini öğrendim.
Sayende çok şey öğrendim ama yine de sana teşekkür etmeyeceğim. Bilmediklerimle daha mutluydum ve gerçek bir dostu kaybetmeyi hiç bir zaman öğrenemeyeceğim.
Özür dilerim...
Ufuk Bayraktar
11.11.2009; Bitlis