- 1234 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DOMUZ GRİBİNE ALTERNATİF ÇÖZÜM FORMÜLÜ
İnfluenza-AH1N1 VİRÜSÜ DOMUZ GRİBİNE KARŞI METAFİZİK UZMANI GÖKHAN HANİ DEN ALTERNATİF ÇÖZÜM.
Influenza çok eski yıllardan beri bilinen bir enfeksiyon hastalığıdır. Bilinen ilk pandemi 1580 yılına aittir. Bilinen en büyük pandemi ise 1918-1919 yıllarında görülen, yaklaşık 20 milyon insanın ölümüne yol açan, İspanyol gribi (Influenza A H1N1) olarak adlandırılan salgındır. Bu pandeminin dışında 20. yüzyılda 1957-1958 yıllarında Asya gribi (Influenza A H2N2), 1968-1970 te Hong Kong (Influenza A H3N2) ve 1977-1978 yıllarında Rus gribi (Influenza A H1N1) olarak adlandırılan pandemilerdir. Bu pandemilerin dördü de Çin den başlayıp tüm Dünya ya yayılmıştır.
Yapısal özellikleri: Influenza virüsleri Orthomyxoviridae ailesinden, 80-120 nm çapında pleomorfik yapı gösteren, negatif polariteli, tek zincirli RNA virüsleridir. Genetik madde segmentti yapı gösterir. Influenza A ve B sekiz, Influenza C yedi segmentlidir. Sekiz segment 10 viral protein kodlamaktadır. Üç büyük RNA segmentti PB1, PB2 ve PA ile ifade edilen polimeraz proteinleri RNA nın replikasyonu ve transkripsiyonundan sorumludur. Bu proteinler 700 den fazla aminoasit içeren büyük proteinlerdir. Diğer segmentlerden biri nükleoprotein (NP) diğerleri hemaglutinin (HA) ve nöraminidaz (NA) glikoproteinlerini kodlamaktadır. HA ve NA virüs zarfında yer alan peplomerlerdir.
Virüs zarfının iç kısmında matrisk proteinleri M1 ve M2 yer alır. M1 proteini virüse şeklini verir ve RNA molekülüne bağlanarak genetik maddeyi korumakla görevlidir. M2 proteini virüsün zarfından soyunmada viral kapsidin açılarak genetik maddenin ortaya çıkmasında ve vibriyon içine hidrojen iyonlarının girişini sağlayan bir iyon kanalı oluşturmada rol oynamaktadır. Bu işlem viral genetik maddenin çoğalmasında bir aşamadır. Influenza virüslerinde iki yapısal olmayan protein NS1 ve NS2 bulunmaktadır. Ayrıca NB olarak adlandırılan ikinci bir matrisk proteini ve BM2 olarak adlandırılan yapısal olmayan bir protein bulunur. Influenza virüsleri nükleoprotein antijenlerine bağlı olarak A, B ve C olarak isimlendirilen üç tip ve alt tiplere ayrılır. Influenza A virüslerinde genetik madde 8 segmentlidir. İnsanlarda, domuz, at, deniz memelileri ile kuşlarda enfeksiyon oluşturur, epidemilere ve pandemilere neden olur. Influenza B virüslerinde genetik madde 8 segmentlidir, sadece insanda hastalık oluşturur, epidemi yapabilir. Influenza C virüslerinde genetik madde 7 segmentlidir, insanlarda ve domuzlarda hastalık, insanlarda endemik enfeksiyonlar yapabilir. Influenza A virüsleri HA ve NA yüzey glikoproteinlerini göre alt tiplere ayrılır. Influenza virüslerinde 16 hemaglutinin (H1-N16) ve dokuz nöraminidaz subtipi (N1N9) belirlenmiştir. İnsanda HA1 3 ün ve NA1, 2 nin hastalık oluşturduğu bilinmektedir.
Epidemiyoloji Influenza virüsü ile oluşan salgınlar her yıl ve kış aylarında görülür. Hastalığın hızlı yayılması ve antijenim değişikliğe uğraması nedeni ile Dünya Sağlık Örgütü bir iletişim ağı kurmuştur. Dünyadaki Influenza virüs sirkülâsyonunda, hangi tip ve antijenim yapıdaki virüsün etmen olduğunun bilinmesi, izolasyonları saptayıp ilgili laboratuarlara bilgi vererek önlem almada ve sonraki yıl için üretilecek aşı ile ilgili bilgi birikimini sağlamak için önem taşır. Avrupa da 1997 den buyana WHO Flunet sistemi klinik ve epidemiyolojik verileri toplayarak değerlendirmektedir. Toplumun bağışıklığında rol oynayan en önemli etmen virüsün antijenim yapısındaki değişikliklerdir. Influenza virüslerinde antijenim değişiklik virüsün HA ve NA glikoprotein yapılarında meydana gelir. HA daki değişiklik NA dakinden fazla olur. Influenza virüsünde görülen antijenik değişikliği antijenik shift ve antijenik drift olarak isimlendiriyoruz. Antijenik shift: Farklı Influenza suşları arasında gen parçalarının değişimi ile meydana gelen pandemilere yol açabilen antijenik değişimlerdir. Bu antijenik değişiklik segmentti olan nükleik asidin bir segment inin tamamen değişmesi sonucu ortaya çıkar.
Influenza A virüsü hem insanlarda hem de hayvanlarda enfeksiyon oluşturur. Farklı antijenik yapıdaki Influenza A virüsleri, aynı konakta ve aynı anda enfeksiyona yol açarsa farklı konaklardaki RNA segmentlerinde değişim (reassortment) sonucu büyük antijenik değişiklikler oluşabilir buna antijenik shift diyoruz. Örneğin kuş ve insanda hastalık oluşturan Influenza virüsleri aynı anda domuzu infekte ederlerse, her iki virüs suşu ile infekte olan domuzda değişik rekombinasyonlar ortaya çıkarak yeni salgınlara yol açabilir. Yeni ortaya çıkan bu virüse karşı toplumda bağışıklık yoktur. Virüs toplumda yayılıp sirküler olduğunda epidemi ve daha yayılarak pandemi oluşturabilir. Pandemi sonrasında toplumda bağışıklık artar ve antijenik driftin ortaya çıkışına zemin hazırlar.
Antijenik drift: Influenza virüslerde görülen küçük antijenik değişikliklerdir. Bir gendeki nokta mutasyonlar sonucu bu bölgenin kodladığı amino asitlerde ortaya çıkar. Bu değişikliğin virüsün özellikle HA ve NA kodlayan RNA segmentine etkili olan nokta mutasyonlar ile oluştuğu düşünülmektedir.
Hastalık ve Klinik Belirtiler Influenza virüs grip etkenidir ancak virüs belirtisiz enfeksiyondan pnömoniye kadar değişebilen hastalık tabloları gösterebilir. Virüs infekte kişilerin konuşma, öksürme, hapşırma ile çevrelerine yaydıkları virüs içeren damlacıklar ile bu damlacıkların sağlıklı kişilerin solunum yollarından vücuda girmesi ile bulaşır. Virüs ile enfekte eller ve eşya ile de bulaşabilmektedir. Hastalığın kuluçka devri 18-72 saattir. Bu süre vücuda giren virüs miktarı arttıkça kısalır. Grip semptomlarının başlangıcı anidir.
Enfeksiyon önceleri üst solunum yolları belirtileri: boğazda yanma ve ağrı hissi, burun akıntısı, kuru öksürük ile başlar. Çoğunlukla üşüme hissi, halsizlik, iştahsızlık, baş ağrısı, kas ağrıları ve eklem ağrıları vardır. Bunlara ses kısıklığı o eklenir. Üşüme hissini birkaç saat sonra 38=40 C ye varan ateş izler. Çoğu kez gözlerde yanma, ağrı, ışığa duyarlılık vardır. Genellikle ateş 2 ila 4 gün içinde düşer. Bazen mide ağrısı ishal gibi mide-barsak şikâyetleri görülebilir, bu tablo gastrit Influenza olarak adlandırılır. Hastalık bazen uzun sürerek bir iki haftayı bulabilir. Influenza A, B ve C tipi virüslerinin klinik belirtileri benzerse de Influenza A nın etken olduğu enfeksiyonlarda hastalık daha şiddetli seyreder, süresi genellikle daha uzundur. Influenza B virüs enfeksiyonları, Influenza A nın etken olduğu enfeksiyonlara oranla daha hafif seyreder. Klasik ve komplike olmayan grip tablosu kendiliğinden şifa bulur. Böylece hastalık tablosu yaklaşık iki haftada tamamlanır. Hastanın yaşı da hastalığın seyrinde etkilidir. Komplikasyonları: Çoğunlukla Influenza A virüsünün etken olduğu enfeksiyonlarda krup, aspirin kullanan çocuklarda Reye sendromu, yine çocuklarda Influenza B enfeksiyonu sonrası akut miyozit bildirilmektedir.
Genç erişkinlerde astım, daha ileri yaşlarda kronik bronşit, amfizem söz konusudur. Yaşlılarda streptokok, hemofil gibi bakteriler ile süper enfeksiyonların oluşabileceği bildirilmektedir. Influenza epidemileri sırasında solunum zorluğu, glomerulonefrit, parotitis gibi komplikasyonlar, ani ölümler de olabilmektedir. Laboratuar tanısı: Tüm virüslerin laboratuar tanısında olduğu gibi en önemli işlem muayene maddesinin seçimi, alınması, uygun koşullarda laboratuara ulaştırılmasıdır. Memeli Influenza A virüsleri solunum yolu kolumnar epitel hücrelerinde replike olur, primer bulaşma yolu solunum sekresyonları ile olur. Örnekler hastalığın başlangıcında, ateşli dönemde alınmalıdır. İnsan ve memelilerden virüs izolasyonu için nazofaringeal yıkantı sıvısı veya aspirasyon sıvısı tercih edilir. Boğaz sürüntüsü veya boğaz çalkantı sıvısı tercih edilmez. Boğaz ve burundan eküvyonla alınan sürüntüler virüs izolasyonu için kullanılmaktadır. Virüsün izolasyonu, immunfloresans (IF) ve enzim immunoassay (EIA) için nazofaringeal aspirat, sürüntü veya yıkantı sıvıları tercih edilir. Endotrakeal aspirat kültür, IF ve EIA için uygundur. Ancak tercih edilen muayene maddesi en fazla hücre içeren bronko alveoller lavaj (BAL) sıvısıdır. Alt solunum yolları enfeksiyonlarında virüs izolasyonu için postmortem akciğerden alınan parça veya akciğer biyopsisi en uygun örnektir.
Nazofaringeal sürüntü ucuna pamuk sarılmış rayon, dakron veya alüminyum eküvyon ile alınır. Alınan muayene maddesi viral tranport besiyerine (VTM) yerleştirilir. o Muayene maddeleri ekim yapılıncaya kadar 4 C de muhafaza edilir. Uzunca bir süre bekletilmesi gerekiyor ise -70 C de dondurulur. Myxovirus Influenza yı diğer solunum yolu enfeksiyonu etkeni olan Parainfluenza virüsler, Adenovirus, Respiratory Syncytial virüs, Enterovirus, Coronavirus, Rhinovirus tan ayırt edebilmek için kesin tanı koymak gereklidir. Influenza virüsünün tanısında kullanılan çeşitli laboratuar yöntemleri vardır. Hızlı Tanı Testleri: Solunum sekresyonlarında virüs antijenlerinin gösterilmesi esasına dayanır. En yaygın kullanılanları flüoresan antikor veya ELISA yöntemleridir. Bu tekniklerin duyarlılıkları %50-90 özgüllükleri ise %90 ın üzerinde bildirilmektedir. İmmün elektron mikroskobu kullanılarak da virüsün hızlı tanısı yapılabilir. Virüs izolasyonu: Influenza virüsünün izolasyonu embriyonlu yumurta ve hücre kültürlerinde yapılır. Embriyonlu yumurta Influenza A ve B virüslerinin izolasyonu için örnekler 10–11 günlük embriyonlu yumurtanın ilk üretim için amniyotik sıvısına ekim yapılır. Virüsün daha sonraki üretimleri için allontonik sıvıya ekim uygun olmaktadır.
Ekim yapılan yumurtalar üç gün süre ile o 38 C de inkübe edilip bu süre sonucunda bu sıvıları alınıp hemaglütasyon uygulanarak tanıya gidilir. Hücre kültürü Influenza A ve B virüsleri primer rhesus maymun böbrek (PRMK) hücreleri veya Madın-Darby Canine Kidney (MDCK) hücre kültürlerinde üretilir. Influenza virüsleri hücre kültürlerinde ürer ancak sitopatik etki yapmazlar. Virüsün ürediği Enzime İmmunoassay (EIA), Flüoresan Antikor (FA), hemadsorbsiyon gibi yöntemlerle saptanır. Kültürler -70 C de dondurularak saklanır. Serolojik Tanı Enfeksiyonun serolojik tanısı akut devrede ve 2-3 hafta sonra alınan nekahet dönemi serumları arasında görülen dört kat veya daha fazla antikor artışının saptanması ile yapılır. Bunun için en çok Hem aglütinasyon Inhibisyon testi uygulanır. Ayrıca kompliman birleşmesi (KB), Double Immundiffusion (DID), Single Radial Diffusion (SRD) testleri de uygulanabilir. Son yıllarda Influenza hem aglütinine karşı oluşan antikorları saptamada Enzime İmmunoassay (EIA) tekniği kullanılmaktadır. Bu tekniğin avantajı IgA, IgG ve IgM antikorlarını göstermesi olmuştur. Serolojik tanısı retrospektif araştırmalar için uygun olup tanıda tercih edilen bir yöntem değildir.
Moleküler Biyoloji Yöntemleri Solunum sekresyonlarında virüs genetik maddesinin nükleik asit hibridizasyon veya polimeraz zincir reaksiyonu ile gösterilmesi mümkündür. Reverse trans criptaze (RT) PCR Influenza virüs RNA sının saptanmasında kullanılan duyarlı ve özgül bir yöntemdir. Virüsün tiplendirilmesi ve subtiplendirilmesinde kullanılmaktadır. IFA ve kültür sonuçları arasında tereddüt olduğunda önerilmektedir, kuş gribi etkenlerinin tanısında kullanılmaktadır. Tedavi ve Korunma Influenza virüslerine karşı etkili anti viral maddeler amantadin (symmetrel) ve rimantadin hidroklorit (flumandine), oseltamivir ve zanamivir Influenza enfeksiyonlarının tedavisinde kullanım için FDA onayı almış antivirallerdir. Amantadin ve rimantadin Influenza A nın profil aksi veya tedavisinde kullanılan anti viral maddelerdir. Her iki maddede virüsün konak hücreye bağlanmasını, eğer bağlanmışsa girişini engellemektedir. Her iki anti viral de virüsün M2 proteinine bağlanarak iyon kanalı oluşmasını inhibe etmektedir. Ancak giderek dirençli suşların geliştiği bildirilmektedir. 24- 48 saat içinde kullanıldıklarında enfeksiyon hafif seyretmektedir. Zanamivir ve oseltamivir nöraminidaz inhibitörleridir. Zanamivirin intranazal ve intravenöz şekilleri vardır.
İntravenöz zanamivir hastalığın süresini kısaltır, daha hafif geçirilmesini sağlar. Oseltamivir oral yolla kullanılır. Bu antivirallerden yalnız amantadin, rimantadin ve oseltamivir kemoprofilaksi amaçlı kullanılmaktadır. CDC, toplumda yaygın olan virüse karşı amantadin ve rimantadini kemoprofilakside, oseltamivir ve zanamivir tedavide önermektedir. Aşı İnaktive virüs aşılarının influenzadan korunmada etkinlikleri kanıtlanmıştır. Canlı attenüe aşılar üzerinde çalışılmaktadır. İnaktif tüm virüsü içeren subunit (split) aşılar kullanılmaktadır. Influenza aşısının içeriği her yıl yeniden gözden geçirilmektedir. Her yıl saptanan Influenza suşları esas alınarak ertesi yıl hazırlanacak aşının içeriği düzenlenmektedir. Son yıllarda uygulanan aşıların içeriğinde iki kısım influenzae A (H1N1 ve H3N2) ile bir kısım Influenza B suşu bulunmaktadır. Uygulamadaki aşı, dolanımda olan virüslere antijenik benzer ise koruma sağlamaktadır. Aşı, Influenza komplikasyonlarının sık görüldüğü risk gruplarına ve bu tür hastaların hastalık bulaştırma olasılığı olan kişilere önerilmektedir. Aşının her yıl, Influenza mevsimi başlamadan önce Ekim, Kasım aylarında uygulanması önerilir. KUŞ GRİBİ Kanatlı hayvanlar arasında salgınlar yapan, kitle halinde ölümlere yol açan bir hastalıktır. Griple ilgili geçmişe baktığımızda kanatlı hayvanlarda hastalık oluşturan Influenza A grubu virüslerin zaman içinde değişime uğradıklarını ve insanlarda hastalık yapabilme özelliğini kazandıklarını görüyoruz. Geçtiğimiz yüzyılda üç büyük grip pandemisi görülmektedir.
Bu görüş açısından bakıldığında yeni bir pandemi için zaman gelmiş görülmektedir. Ayrıca sadece kuşlarda hastalık oluşturan suşlardan bazıları insanlara bulaşma yeteneği kazanmıştır. Kuş gribi virüsleri ile insanlarda hastalık H5N1 virüsü ile 1997 den bu yana görülmektedir. H7N2 subtipi ile Güneydoğu Asya kümes hayvanları üretimi yapılan bölgeden bildirilmiş, 1 kişide serolojik olarak H7N2 saptanmış, 2003 yılında da New York ta bir kişide H7N2 saptanmıştır. H9N2 subtipi ile Hong Kong da bir çocukta hastalık saptanmış, çocuk iyileşmiştir. 2004 yılında Kanada da H7N3 subtipi ile kümes hayvanları ile çalışanlarda, göz belirtileri ile seyreden enfeksiyon saptanmıştır. H9N2 ile Çin ve Hong Kong da iki çocukta virüs saptanmıştır. H7N7 virüsü 1980 yılında fok balıklarında görülmüş bunları inceleyen araştırmacılarda pürülan konjunktivit gelişmiştir. 2003 te Hollanda da çiftlik hayvanlarında salgın görülmüş ve sonrasında insanlarda virüs saptanmıştır.
H5N7 ile 2003 te Danimarka da ördeklerde enfeksiyon ve hayvanlarla yakın temasta olanlarda grip benzeri hastalık, H10N7 ile 2004 yılında Mısır da grip benzeri hastalık saptanmış H9N9 virüsü 2003 yılında Hong Kong da hasta bir çocukta saptanmıştır. H5N1 virüsü ile ilk vaka 1997 yılında Hong Kong da kanatlı hayvanlarda ortaya çıkmış, 18 kişiye bulaşmış ve 6 sı ölmüştür. 2003 yılı sonunda Güneydoğu Asya ülkelerinde tekrar görülmüştür. 7 Asya ülkesinde kanatlı hayvanlarda saptanmış ve milyonlarca kanatlı hayvan itlaf edilmiştir. Bugüne kadar kayıtlı H5N1 virüsü ile 9 yılda 144 vaka ve 75 ölüm bildirilmiştir. (Vakalar Güneydoğu Asya ülkelerindedir.) Bu olay sonrası Dünya Sağlık Örgütü (WHO) olayı dikkatle incelemeye almıştır. Genel olarak bu olaylara baktığımızda insan vakalarının hepsinde hasta hayvanlar ile yakın temasın esas olduğunu görüyoruz. Ülkemizde Ekim ayında Balıkesir ili Manyas ilçesinde bir hindi sürüsünde- H5N1 virüsü saptanmış ve sürü itlaf edilip, karantina uygulanmıştır. Ancak Aralık ayı sonunda Ağrı ili Doğu Beyazıt ilçesindeki bir ailede şüpheli grip görülmüş, virüs tespit edilmiştir. Bu vaka ülkemizde saptanan, insanda görülen ilk kuş gribi olgusudur. Bulaşma nedeni kanatlı hayvanlarla ailenin çok yakın temasının olmasıdır. Bugünkü bilgilerimize göre H5N1 virüsü hayvandan insana bulaşabilmektedir, ancak henüz insandan insana bulaştığı gösterilmemiştir.
Dünyanın korkusu virüsün insandan insana geçme yeteneği kazanarak kitleleri etkileyen bir salgına neden olmasıdır. Çünkü kuş gribi hayvanlar arasında son derece bulaşıcıdır, ölümle sonlanır. Tavuklar ve ördekler en çok etkilenen kanatlılardır. Bugün için korkulan virüsün insanlarda çoğalabilme ve hastalığa neden olma ve insandan insana bulaşma özelliğini kazanması ve toplum bu virüsle ilk olarak karşılaşmakta olduğundan toplumda bağışıklık olmaması nedeni ile salgına yol açmasıdır. Virüs bugün için bu özellikleri kazanmış ancak insandan insana geçiş özelliği henüz kazanmamıştır. Fakat virüs mutasyon geçirerek veya insanlarda hastalığa yol açan grip virüsü ile kanatlılarda hastalık etkeni olan virüsün (örneğin H5N1) aynı insanı iki virüs birlikte infekte ederek enfeksiyon oluşturması sonucu bu iki virüs suşunun genetik etkileşim geçirerek insandan insana geçiş özelliği kazanabileceği düşünülmektedir. Bunun olup olmayacağı veya ne zaman olacağını tahmin etmek mümkün değildir. Bu nedenle ilk önlem virüs taşıyan hayvanların itlaf edilmesi, karantina uygulanması, dezenfeksiyon ve çiftliklerde bio-güvenlik tedbirlerinin alınmasıdır. Bunun yanında kuş gribi virüsü ile karşılaşma riski olanlara (örneğin kanatlı hayvanların üretildikleri çiftliklerde çalışanlar) her yıl grip aşısı uygulanmalıdır. Kuş gribinde bulaşma solunum yollarından ve endirekt olarak hasta hayvan veya çıkartılarına temasla yine solunum yollarından bulaşabilmektedir.
Domuz gribi nedir?
Domuzlarda görülen bir tür virüs olan İnfluenza-A virüsü gelişim göstererek insanlarda da hastalığa neden olmuştur. İnfluenza-AH1N1 olarak adlandırılan bu virüs, insandan insana geçme yeteneği olan tehlikeli bir formdur. Kuş gribiyle isim benzerliği olan bu virüsün yol açtığı hastalığa ise “domuz gribi” adı verilmiştir.
Domuz Gribi Nasıl Bulaşmaktadır?
Bu hastalık grip belirtileri gösterdiği gibi grip virüsünün bulaşma şekliyle de insanlara bulaşmaktadır. Özellikle havasız ve kapalı ortamlarda damlacık enfeksiyonuyla bulaşan domuz gribi virüsü. Yakın temas, öksüren, hapşıran insanlardan diğer insanlara geçmektedir.
Hastalık Ne Zaman Görülmektedir?
Grip salgınlarının olduğu zamanlarda “domuz gribi” hastalığının salgınları da artmaktadır. Bahar ve yaz aylarında insan savunma sisteminin daha dayanıklı olduğu bilinmektedir. Bunun yanı sıra kış aylarında da insanlar hastalıklara daha sık yakalanmaktadır.
Domuz Gribi Hastalığı Neden Bahar Aylarında Ortaya Çıktı?
Aslında ülkemizde havaların ısındığı şu günlerde dünyamızın güney yarım küresinde kış ayları gelmektedir. Bildiğiniz gibi kış ayları grip, nezle gibi hastalıkların kolaylıkla yayıldığı zaman dilimidir. Kısaca şu anda domuz gribinin yayılamaya başladığı ülkeler kış aylarına hazırlanmaktadır.
Domuz Gribinin Belirtileri Nelerdir?
Domuz gribi mevsimsel griple hemen hemen aynı belirtileri gösterir. Ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı, öksürük, genel vücut ağrısı, halsizlik ve bitkinlik bu belirtilerdendir. Ancak bu belirtiler domuz gribinde çok daha ağır seyreder. Bazı durumlarda domuz gribi hiçbir belirti göstermeden seyreder ve ölüme neden olabilir. Bu durum tamamen sizin vücudunuzun hastalığa verdiği direnç ve cevapla alakalıdır.
Çok ağır vakalarda pnömoni, solunum yetmezliği, kusma ve ağır ishal görüldüğü de bildirilmiştir.
Hastalığa Karşı Alınacak Önlemler Nelerdir?
Öncelikle kişisel temizliğimize dikkat etmeliyiz. Her durumda ellerimizi yıkamamız ve ellerimizin hijyenine dikkat etmemiz çok önemlidir.
Grip virüsünün en sevdiği şey toplu alanlarda herkesin ulaşabileceği gazete dergi gibi okunan yayınlar ve paradır. Evet, yanlış okumadınız özellikle para trafiğinin yoğun olduğu büfe gibi yerlerden aldığınız para üzeri sizden önceki grip virüsü taşıyan birisi tarafından verilmiş olabilir. şifalı bitkiler
Solunum sağlığı da bu hastalıktan korunma yolları için ihmal edilmemelidir. Özellikle soluk alıp verirken burundan soluk alıp ağızdan vermek oldukça akıllı bir davranış olacaktır. Diğer yandan ağız maskeleri (her ne kadar rahatsız etse de) çok gerekli bir tedbirdir.
Bol sıvı almak da grip türevi hastalıklara alınacak iyi önlemlerden biridir. Çünkü “bol sıvı almak, vücut sıvılarının daha çok salınmasına neden olur ve bu sıvılarla birlikte bol miktarda da virüs vücuttan uzaklaştırılır”
Hastalığın görüldüğü ülkelere seyahat edeceğim. Neler yapmam gerekir?
Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayınlanmış seyahat kısıtlaması yoktur. Mümkün olduğunca kapalı ve kalabalık ortamlarda bulunulmaması, bulaşma riskini azaltacaktır. Solunum yoluyla bulaşan tüm hastalıklar için olduğu gibi başta sabunla el yıkama gibi kişisel hijyen önlemlerini uygulamak son derece önemlidir. Gidilen ülkelerin yerel otoritelerinin öngördüğü tedbirlere uyulması ve gerektiği durumlarda basit cerrahi maske kullanılması hastalığın bulaş riskini azaltacaktır. Ayrıca grip belirtileri görüldüğünde en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Domuz Gribinin görüldüğü Ülkeler:
2 Mayıs 2009 cumartesi günü itibariyle domuz gribi aşağıdaki ülkelerde görülmüş ve insanları etkisi altına almıştır.
DOMUZ GRİBİNE YAKALANMAMAK İÇİN SARIMSAKLI YOĞURT,SARMISAK,KEKİK VEYA EN ETKİLİ YER ELMASI YİYİN...DOMUZ GRİBİ ARAŞTIRMALARIMIZDA ÇIKAN SONUÇTUR.TÜM TÜRKİYEYE VE AVRUPAYA YER ELMASINI-KEKİĞİ-SARIMSAKLI YOĞURDU VEYA SARMISAĞI DUYURUN.METAFİZİK UZMANI GÖKHAN HANİ’NİN 3 AYDIR YAPTIĞI ARAŞTIRMALAR SONUCUNDA DOMUZ GRİBİNE KARŞI PANZEHİR OLAN SARIMSAK,KEKİK VE EN ETKİLİ YER ELMASI’DIR.SARMISAK,KEKİK VE YER ELMASI BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ KUVVETLENDİREREK İnfuluenza-AH1N1 DOMUZ GRİBİNE KARŞI ANTİSEPTİKTİR.HAVAYOLLARINDA ÇALIŞAN PERSONELLER,KARAYOLUYLA YOLCULUK YAPANLAR CEBLERİNDE EN AZ 5 DİŞ SARMISAK VEYA 1 KİLO YER ELMASI BULUNDURSUN.ŞÖFÖRLER VEYA YOLCULAR TESİSLERİN MOLA YERLERİNDE KESİNLİKLE SARIMSAKLI YOĞURT YESİNLER.AĞZINIZIN KOKMASINA ALDIRIŞ ETMEYİN GEREKİRSE SARIMSAK YEDİKTEN SONRA AĞIZ KOKUSU GİDERİCİ NANELİ VEYA AROMALI ÇİKLETLER ÇİĞNEYİN.
YER ELMASI DOMUZLARIN DOĞAL ANTİSEPTİĞİDİR.DOMUZLAR GRİBE YAKALANDIKLARINDA İÇ GÜDÜSEL OLARAK YER ELMASI YERLER.
İnfuluenza-AH1N1 VİRÜSÜNÜN ANTİSEPTİĞİ VE PANZEHİRİ YER ELMASI+SARIMSAK+KEKİK+LİMON+JOJOBA YAĞIDIR.BU FORMÜL METAFİZİK UZMANI GÖKHAN HANİ YE AİTTİR.DOMUZ GRİBİNE YAKALANMAMAK İÇİN ALTERNATİF ÇÖZÜMDÜR.
JOJOBA YAĞI KOZMETİK SANAYİNİN VAZGEÇİLMEZ MADDESİ OLARAK YÜKSEK MİKTARDA C VE D VİTAMİNİ TAŞIR.MEKSİKADA YETİŞİR,MEKSİKALILAR ŞUAN DOMUZ GRİBİNE KARŞI JOJOBA YAĞI KULLANIYORLAR.YER ELMASI İÇİNDE A VE C VİTAMİNİ BARINDIRIYOR.HAVAYLA TEMASI YOK O AÇIDAN 3 AYDIR SESSİZ SEDASIZ ÇALIŞTIK VE YER ELMASININ DOMUZ GRİBİNİN ALTERNATİF BİR ÇÖZÜM OLDUĞUNU BULDUK.YER ALMASI BAĞIŞIKLIK GÜCÜNÜ ARTIRIYOR.GRİBİ ÖNLÜYOR.İÇİNDE YÜKSEK DERECE DOĞAL FOSFOR-DEMİR VE KALSİYUM İÇERİYOR.AYRICA YER ELMASI HORMONLU OLARAK YETİŞTİRİLEMİYOR.HAVAYLA TEMAS EDEN TÜM MİKROP VE VÜRÜSLERİ ÖLDÜRÜYOR.İÇİNDE İnfuluenza-AH1N1 VÜRÜSÜ OLAN ADINA DOMUZ GRİBİ DENEN VİRÜSÜ HAVADA BİLE İNFİLAK ETTİRİYOR.BU ÇALIŞMA METAFİZİK UZMANI GÖKHAN HANİ NİN ÇALIŞMASIDIR.KESİNLİKLE BAŞKA KİŞİLER TARAFINDAN KEŞFEDİLMEMİŞTİR.BU YAZI HER YERDE SİTELERDE SAĞLIK DERGİLERİNDE YAYINLANABİLİR.
Domuz gribine karşı alternatif olarak Metafizik uzmanı Gökhan Hani ’nin sunduğu formül şudur;
Bir kilo yer elması 2 litre suda haşlanır.Haşlanan yer elmasının kabuğu soyulmadan rendelenerek , suyu çıkartılır. Çıkartılan yer elması suyuna 3 damla kekik yağı,3 damla limon yağı,5 damla sarımsak yağı ve 3 damla jojoba yağı ilave edilir.Bu karışım 10 dakika bir kabta karıştırılarak yoğunlaşıp,genleşebilmesi için 20 dakika bekletilir.Bu karışım sprey olarak göze temas etmeyecek şekilde günde 2 defa ağızdan ve burundan 1 defa serpilir.Sprey olarak kullanılacak olan bu formül fıs fıs lı olan kablara koyulmalıdır.Bu karışım kesinlikle GÖZE temas ettirilmemeli, Göze serpilmemeli ve bu konuda çok dikkatli olunmalıdır.Eğer göze temas edilirse Gözü yakacağından hemen bol soğuk suyla yıkanmalıdır.
Bu formül sprey olarak kullanılmak istenilmiyorsa; 1 veya 2 adet yer elması haşlanır,kabuğu soğulmadan patates gibi ezilir,içine yarım limon suyu,yarım çay kaşığı kekik,jojoba yağı varsa 3 damla eğer yoksa bir adet acı biber,2 veya 3 baş sarımsak ezilerek karıştırılır;Günde 1 defa olmak üzere yenilir.
YASAL UYARI:
Bu formül bir ilaç değildir.Domuz gribine kaşı tedavi amaçlı kullanılamaz.Eczanede satılamaz.Herbalist,aktar veya hiç kimse bu karışımı maddi olarak pazarlayarak kazanç sağlayamaz.Bu formül sadece domuz gribine karşı bağışıklık sistemini güçlendirici bir alternatif yaklaşımdır.Bu formül halkımızın kendi eliyle yapılması için kolaylaştırılmıştır.
Metafizik uzmanı Gökhan Hani.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.