ölüme alıştırılma ... aforizmalar 2....
kırmızı bir gül ne kadar benzer bir yalana ve tüm yalanlar ne kadar benzer gerçeğe...
haz açlığında tükenen yaşamlar ,neleri esir etti nelere yetti...kırmızı
: kan , aşk , şehvet yalanın diğer tek adı.çoşkularımızın sağanağı çocukluğumuzn yaşını vermiyormu , mutluluk mu eski gerçek mi ? bence tüm gerçeklerden sonra biz yaratılmışız
sabır ve erdemimiz acılara göre çizilmiş tanrının kalemiyle ,biz istemesek de yaşamımız sınırlı .cesaretimiz az
...yarınlara bırakacağımız tek güçlü şey -iyilik ve söz -...
şair ve yazarlar yarının kurgusunda ölümsüz olabilmek için kaleme dökülüyorlar ..gerçi yazmak mı yaşamaktan yaşamak mı yazmaktan etkileniyor o da tartışılır..
kimilerine göre yazmak yüceltmektir yükselmektir tazelenmektir ..gerçi- pessoa- yazmanın aşalayıcı ve alçaltıcı olduğunu savunmuş - galiba yalancılıkla suçlamış bireyi - ..
insan acılardan, toplumsal baskıdan ,psikozlardan diğer nedenlerlerden kaçmak için ve bu sebebleri bastırmak için kendine ve diğer herkese yalan söylemiş bayalağımış kendini , hiçe saymış .....
dünyada herşey önce sözden yaratılmış , ruhlara sesleniş insana sesleniş. ve yarına sesleniş ...şu ana baktığımızda da öyle aklımıza bir şey geldiğinde bence sözdür önce sonra hareket ...
- ses kalbimizin tek yetkili aklıdır -yapıp etmelerimiz o işaretin doğrusal sonuçlarıdır. aşk
ta öyle kimi zaman uzaydan gelen bir sestir kimi zaman tanrıdan gelen bir işarettir ve çok yüksek enerji ve hareket yağmurudur aşk ,Allahın patikasıdır biraz da ..yıldızların o gizil kaymasıdır ruhumuzda , o kayarken tanrı bize yaşamayı öğretir onun panzehiri olarak- sözü -öğretir ...bir de- sesler- de yardımcı olur insana sözün tanımlanmasında, duygu haritamızda yankılanan ,çoşkulanan tekrarlanan o güçlü şarkı - sesler- ...bestesi mahşerden kalan o tanımsız desteksiz eşiksiz uzay ağıtları...böylece insan acıyı tanımlar
aklının gemisi demiralınca... bir zaman sonra ,
hayal girer devreye -aklın arka bahçesi- yaşamayı kolaylaştırır psikolojik gerilimden çıkarır insanı doğaya yönlendirir kalbi temizler sevgiyi aşılar , ölümü alıştırır ve insan yaşamaya daha da alıştırılır... yukarda anlattıklarım hep insanın yaşama alıştırılma evreleri ve araçlarıdır ..zaman da doğanın süsü olarak verilip, insan kandırılır , böylece kusursuz bir ölümlü oluruz aklımız ve öngörüllerimizle ..kusursuz bir zaman aralığında --aslında milyarlarca yıl önce yaşayan insanla şimdi yaşayan insan arasında hiç fark kalmayan-- o kusursuz zaman aralığında..insan aynalarda yorar durur yüzünü ve yaşını....
iyi şair ve yazarler ölüme en yakın şairlerdir..ölümün o bunaltıcı fırtınalarını ,gaipten seslerini o gizli mesajlarını ,doğaya yayılışını onlar; sezileri ve akıllarıyla herkesten önce yakalarlar...yazmak yalancılıksa onlar en yalancılardır , milyonlarca defa akan ırmağı dondurup, kalplerinde ta ki bahara kadar kimseye vermezler ,yıldızları koparıp tek tek içine bulut koyarlar ,eylül ayında yağmurun resmini önce onlar çizer ve önce onlar ıslanırlar..yaprağa tırmanan rüzgarın yolunu önce onlar kesip saat sorarlar ...kendilerini tanrıcılık oynarken bulurlar ve bunu hep çocuk olarak yaparlar ....
onlar herkese kırmızı gül dağıtırlar , sözü ve iyliği yaymak için çünkü bilirler-- asıl doğum tarihleri iyilik ve sözdür-- ........
ömür ÖTER...
İSTANBULDA BİR ATLI
KASIMDIR
O KIŞ İHTİMALİM...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.