- 519 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Va'di var "Zaman"ın !
Va ‘ di Var “Zaman” ın !
Yıllar önceydi . Tanıştığımız o gün halindeki ürkeklik ve bir dost gönle tutunma isteği , bakışlarındaki çekingenlik hala gözümün önünde . O ‘ nun hikayesi çevrenizde şahit olduğunuz o benzer yetim ve öksüz hikayelerinden . Annesini babasını çocuk yaşta kaybederek o tanıma muhatap oluyor . Artık bir “yetim ve öksüz ” dür O . Akraba bağlarının zayıfladığını hatta koptuğunu gösteren bir itilme ve dışlanma davranışının sonucunda , başlarından def edercesine evlendiriyorlar küçük kızı .
Çilesi bu kadarla bitmiyor , sonra da kocasının ailesi tarafından istenmiyor , horlanıyor . O arada iki de çocuğu oluyor . Ama problemler devam ediyor ve sonunda boşanıyorlar . Peşinden de hiç dengi olmayan bir adamla mutsuz bir evliliğin içine hapsediyor kendisini , çocuklar büyüdüğünde ayrılırız planları yaparak . Bir yalnızlıktan başka bir yalnızlığa düşerek geçiyor çocukluğu , genç kızlığı ve kadınlığı . Şu sıralarda çocukları ile mutlu mutlu yaşıyor olmalı eğer planları tuttuysa . İnşallah tutmuştur .
O anne ve babasını çocuk yaşta kaybederek yalnızlık duygusunu “sekiz” şiddetinde bir deprem gibi yaşadı hayatında . İnsanları bir yetim ya da öksüz karşısında bu kadar duyarsız , acımasız ve negatif enerji ile dolduran şey nedir acaba . Bir insanın en savunmasız hali içimizdeki iyiliği harekete geçireceğine neden kötülüğü uyandırıyor . İstisnalar vardır muhakkak ama genelde yetim ve öksüzlerin hele de bizim inancımızın öğretilerine rağmen düştüğü bu üzücü durum şimdiye kadar doğru düzgün platformlarda ele alınmadı . Evet televizyonlarda yetimhanelerde olan taciz vs. örnekleri ile zaman zaman acıklı temalarla gündemi doldurdu doldurmasına ama aslında arzu edilen , beklenen davranış bu değil muhakkak .
Yukarda anlattığım örnek yetim ve öksüzlerin barış içinde yaşayan bizim gibi toplumlarda karşı karşıya kaldıkları örneklerden en insaflısıydı belki de . Bir de savaş yetimleri var . Savaşın yalnızlaştırdığı bu yetim ve öksüz çocuklar organ mafyalarının iştahını kabartan birer savaş artıkları durumundalar . İşte özellikle bu çocuklar için İHH (İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı) nın başlattığı bir dizi yardım faaliyeti ile ilgili bir buluşmayı izledim geçenlerde bir özel televizyon kanalında .
İHH tarafından “4. Uluslararası Yetim Buluşması”, Haliç Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapıldı. Vakıf Başkanı Bülent Yıldırım konuşmasında çok önemli tespitler ve hatırlatmalarda bulundu . “Eğer siz merhamet etmezseniz size de merhamet edilmez “ diye başladığı konuşmasında , yetimlerin o küçük bedenleriyle büyük yükler taşıdığını , 3 yetimin ihtiyacını karşılayanın tüm günahlarının affedileceğine inanıldığını dile getirdi . “ Dünyada 143 milyon yetim çocuk var. 60 milyon çocuk ise her gün aç yatıyor. Yaptığınız israflarda bu çocukların gasp edilen hakları var. Her yıl dünyada 2.5 milyon çocuk kaçırılıp satılıyor ve bunların çoğu kız çocuğu . Doğu Türkistan’daki 100 bin kız çocuğu nerede?” diye konuştu . Savaşlar, işgaller, doğal afetler veya fakirlik nedeniyle yetim ve öksüz kalan çocuklara sahip çıkmak için bir birim oluşturduklarını kaydeden Yıldırım, sponsor aile sistemiyle de Türkiye’den 15 bin ailenin, dünyanın farklı ülkelerindeki 15 bin yetime ayda 70’er lira gönderdiğini anlattı.
Başkalarının yalnızlığı insanın ruhunda silinmedik izler bırakıyor bırakmasına , ama nedense o yalnızlığı paylaşmaya da bir türlü talip olamıyoruz . Eğer bir şekilde kaderin yollarımızı kesiştirdiği insanların yalnızlığını paylaşabilseydik dünyada yalnızlık diye bir kavram kalmazdı .
“Zaman” ın hepimize yalnızlığa dair va’di var ! Yalnızlık , ya ağır usul geçen bir hayat temposu içerisinde ya da birdenbire ve kim bilir hangi kılıkla çöreklenecek hayatımıza bir gün . O büyük güne azıksız çıkmayız inşaallah !