- 3583 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
TASAVVUF NEDİR???
Allahın selamı rahmet bereket ve hidayeti hepimizin üzerine olsun...
Rabbim hepimizide sevdiği razı olduğu kullarından eylesin...
Razı olduğu işleri yapmaya muvaffak eylesin...
Sevdiği kullarla hem hâl eylesin...
Cennetiyle cemaliyle şereflendirsin...
İmanımızı güçlendirsin,ilmimizi artırsın ve o ilimlede amel etmeyi nasip etsin,kalplerimizide Nuruyla nurlandırsın...(AMİN)
Değerli kardeşlerim,sitede dolaşırken yazılar bölümünde ve benim etrafımda ki insanlara baktığımda tasavvufa karşı bir ön yargı ve soğukluk hissettim...
Bende prof.dr.Mahmut Esad Coşan (r.a) hocamın tavavvuf nedir adlı makalesini siz allah dostlarıyla paylaşmak istedim...
"Allahın seni sende öldürüp kendinde var etmesidir". (Cüneydi Bağdadi K.S)
"Tasavvuf takvâ yoludur. Böyle sakınarak, günahlara düşmemeğe dikkat ederek, sevaplı işleri ihmal etmemeğe, kaçırmamağa dikkat ederek yaşama yoludur."
tasavvuf büyükleri bir insanı eline alıyor, terbiye edecek. Bu benim talebem, bu benim müridim, bu benim evlâdım diye bir insanı ele alıyor, onu bir eğitimden geçiriyor. Bu eğitime tasavvufî eğitim diyoruz.
Kur’an-ı Kerim’de en çok öğretilen, tavsiye edilen, sizin de pek çok ayetlerden duyduğunuz bir husus: Takvâ... Bu da işte tasavvufun en mühim konusudur. Hattâ tasavvufa kısaca deniliyor ki: Takvâ yoludur. Tasavvuf ne yoludur?.. Takvâ yoludur. O yolda yürürsen, işte en iyi mutasavvıf olursun! En iyi mutasavvıflar kimlerdir, en takvâlı insanlardır
Şimdi millet tarikat deyince bir ürküyor, tasavvuftan çok ürkmüyor. Çünkü tasavvuf büyüklerini, hakîkaten büyük insanlar olduklarını kültür tarihinden okumuş. Mevlânâ da mutasavvıf... Haa, o zaman fenâ değil gàliba tasavvuf... Yunus Emre de mutasavvıf...
Ama tarikat deyince, sanki tarikat tasavvuftan ayrı bir şeymiş gibi; "Tarikat mı, tarikatçı mı?.. Allaha ısmarladık!" diyor, kaçıyor. Görünmüyor ortalıkta... Halbuki, Mevlânâ da tarikatçı, Yunus Emre de tarikatçı, Eşrefoğlu Rûmî de tarikatçı, Hacı Bayrâm-ı Velî de tarikatçı, Erzurumlu İbrâhim Hakkı Hazretleri de tarikatçı...
Tarikat ne demek?.. Yol demek... Hacca gidenler bilir, birisi ötekisine, "Açıl, geçeceğim!" demek istediği zaman, "Tarik, tarik, tarik!" diyor. "Yol ver, yol ver, geçeceğim!" demek istiyor.
Tarikat yol demek... Neyin yolu?.. İnsanın nefsini terbiye etmesinin yolu, insanın Allah’ın sevgili kulu olmasının yolu demek... Metod demek yâni... Ne var bunda?.. Sen tasavvufu istiyorsun, ama tarikatı istemiyorsun... Gàyeyi istiyorsun, gàyeye götüren yolu istemiyorsun... İşi beğeniyorsun, metodu kabul etmiyorsun... Olmaz!.. Bir metodla, öyle veya böyle bir metodla yapacaksın.
Tarikatlar çoktur:
(Etturûku ilallàh, bi adedi enfâsil halâik) "Allah’a giden yollar --mahlûkatın sayısınca değil-- mahlûkatın nefesleri sayısıncadır."
Tasavvufun metodlarından birisi zikir’dir. Neden zikir bir metod oluyor?.. O da Kur’an’dan çıktığı için... Vaktimiz doldu da uzatmak istemiyorum. Zikir metodunun nerden çıktığını söyleyelim de, tasavvufun işi, mahiyeti anlaşılsın:
Tasavvufta müridin gàyeye ulaşması için yapması gereken işlerden birisi de zikirdir. Eline tesbihi alacak zikri yapacak. Neden?.. Çünkü Allah-u Teâlâ Hazretleri Kur’an-ı Kerim’de zikri çok yerde emretmiş. Zikir kelimesi ikiyüz küsur yerde geçiyor, seksen küsur yerde emrediliyor. E Allah’ın emrini tutmayacak mıyız?..
(Yâ eyyühellezîne âmenüzkürullàhe zikran kesîrâ.) "Ey iman edenler, Allah’ı çok zikredin!" buyruluyor. O zaman, çok zikredeceksiniz! Çaresi yok...
(Vezkürisme rabbüke bükreten ve esîlâ.) "Sabah akşam Allah’ın adını zikret!"
Fezkürûnî ezkürküm veşkürûlî velâ tekfurûn.) "Siz beni zikrederseniz, ben de sizi severim, ben de sizi zikrederim!" diyor Allah...
Şimdi tassavvuf deyince, çok laf söyleyen insanlar çıkmıştır, çok kitaplar yazılmıştır, çok şâşâalı, gösterişli, edalı, özentili, mübalağalı şeyler olmuştur. İşin edebiyatı başka; işin özü, aslı, temeli, ana noktası, ana yolu budur işte... Böyle olduğu zaman, Allah-u Teâlâ Hazretleri’nin sevdiği kul olur.
Sevdiği kul olunca ne olur?.. O zaman her şey olur. "Ben bir kulumu sevdim mi, gören gözü olurum, işiten kulağı olurum, söyleyen dili olurum, tutan eli olurum, yürüyen ayağı olurum." diyor. Yâni her türlü olağanüstülükler kendisinin oluyor, bir de ahirette cennetlik oluyor. Bu dünya mühim değil, ahirette ebedî saadeti kazanıyor, cennetlik oluyor.
O halde tekrar özetlemek gerekirse, tasavvuf cennet yoludur, takvâ yoludur, Kur’an-ı Kerim yoludur... Peygamber Efendimiz’in sünnet-i seniyyesinin yoludur. Ama lafı değildir. Lafa kàl derler. Kàl değildir, haldir. Lafı herkes bilir, söyler, herkes çıkar buraya konuşur. Hattâ bir Alman müsteşriki getirseniz, Anna Maria Şmell’i getirseniz; Mevlânâ’yı filân çok okumuş, bilir, anlatır.
Söz mühim değil, uygulaması mühim, hâli mühim... Halinin güzel olması mühimdir, onun da ihlâslı olması mühimdir. Bilecek, bildiğini uygulayacak, uygulamasını ihlâsla yapacak; o zaman Allah’ın sevdiği bir kul olacak...
Buna göre hareket edin!.. Bu nasihatlar hatırda kalabilecek nasihatlardır: Kur’an’a sarılmak, hadis-i şerfe sarılmak, takvâ yolunda yürümek, ihlâslı olmak, zikirlerinizi yapmak...
......
Esselâmü aleyküm ve rahmetullàh!..
YORUMLAR
ikinur...
slm.bu sitedeki bu boşlugu giderdiğiniz için tşk.tasavvuf ihsan demektir.Allahı görüyormuşcasına ibadet etmen.bu gönül işidir.mürşidlerde gönül doktorudur.buyurdugunuz gibi kal işidegil, hal işidir.mevlana diyarından ,hoş görünün ocagından slm.Allaha emanet olun.
elimden ne giliyorsa son damlasına kadar yapmaya çalışıyorum ,rızaya erişebilmek umudu ile...
VUSLAT1M
Tum kalpler hastadir ve ancak bir tabibten alacagi receteleri uygulayarak sifa bulabilir...
Allah razi olsun niyetinizi kabul etsin insh.Muhabbetle okudum yazinizi.Tekbrikler.Hayirla kalin.
Allah razı olsun yorumunuz daha da çok cesaret verdi hayırlarda buluşmak ümidi ile...
Tasavvuf yolu ne yoludur?
Takva yoludur, Allah tan korkma yoludur Allah kur'anı kerimde nice nice ayetlerde. Ey iman edenler! Takva ehli olun, Allah tan korkun demiyormu! Demekki tasavvuf ehli kuranı uyguluyor..
Tasavvuf nefsi terbiye etmek için dervişi nefis terbiyesi ile yetiştiriyor...
Demekki Peygamber efendimizin hira mağarasına çekildiği gibi onun O halini takiben, dervişte tarikatte uzlete çekilip, halvete çekilip çalışıyor Allah kuranda zikir emrettiğinden eline tesbihini alıp zikrediyor. Allah nefsi terbiye etmek buyurduğundan Allahın rızasını kazanmak için nefsin terbiyesi için çalışıyor..vs vs vs ..