GÜNÜMÜZE BAKMAK
İnsanoğlu bir kişi hakkında çok çabuk önyargıda bulunabiliyor, bu yüzyıllardır böyle devam etmektedir ne yazık ki. Tarihe şöyle bir göz attığımızda göreceğiz ki çoğu savaşlar bu hiçbir şey bilmeyen ama önyargılarda bulunan danışmanlar yüzünden olmuştur. Ama eleştirirken eleştirdikleri kişinin sosyal konumu her zaman ilk plandadır. Eleştirirken tepki çeker miyim, eleştirdiğim kişi insanlar tarafından ne kadar itibar görüyor… gibi sorular her zaman için aklının bir yerlerinden gezinir.
Geçenlerde duyduğum bir haber çok tuhafıma gitmişti. Konu tecavüzdü; bir bayan kedisine tecavüz ettiği için adama dava açmış, yeterli deliller de varmış elinde (bedeninde) ama adam beraat etmiş çünkü kadın bir fahişeymiş. Bu her zaman için böyleydi ve böyle sürmeye de devam edecek ne yazık ki. Einstein’dı galiba bir önyargıyı ortadan kaldırmanın bir atomu ortadan kaldırmaktan daha zor olduğunu söyleyen. Çok haklı, atomu deneylerle çok sonraları ortadan kaldırabiliriz belki ama bir önyargıyı asla.
Kız isterken bile adamın huyunu suyunu sormazlar doğrudan mesleğini ve kazancını sorarlar. Peki, bu durum annenin suçumu yoksa insanın cebine göre davranan bizim mi?
Sosyoloji dersinde ‘’KÜLTÜR VE KENTLEŞME’’ adlı bir konu vardı hala da var! Köy kültürü ve kent kültürü vardı: Kentlerde ilişkiler resmi, çıkara dayalıydı ve ‘’ben’’ duygusu hâkimdi. Köylerde ise bunun tam tersi bir hayat yaşanmaktaydı. Şimdi ise nereye bakarsanız bakın her yerde ‘’biz’’ bilinci yerine ‘’ben’’ duygusu hâkim oldu.
Ne yaparsak yapalım değişmeyeceğini düşünenler var ama ben hala ‘’kelebek etkisine’’ inanıyorum: ben hâlâ Dünya’yı değiştirmek için ilk kendimizi değiştirmemiz gerektiğini düşüyorum
10–07–2007
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.